HTŞ, Rusya’nın Suriye’ye dönmesini istedi
Dünya Haberleri —

Esad eş-Şeyban ve Sergei Wiktorowitsch Lawrow / foto:AFP
- HTŞ, İsrail'in saldırılarını ve hareketliliğini sınırlandırması için Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığına yeniden başlamasını istiyor. Talebi "olumlu ama dikkatli" bir şekilde değerlendiren Rusya ise Ekim ayında “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve dış müdahalelere karşı korunması” konularını BMGK’de gündeme getirmeye hazırlanıyor.
Beşar Esad’ın Aralık 2024’te devrilmesinin ardından Suriye’de etkisini kaybeden Rusya, yeniden ülkenin güneyine dönme hazırlığında. Şam’daki geçici hükümetin dışişleri bakanı Esad eş-Şeybani’nin 31 Temmuz-1 Ağustos tarihlerinde Moskova’ya yaptığı ziyaretin ardından, Rusya’nın devriye gezmesi dikkat çekti. Bu gelişme aynı zamanda Suriye’de yeni müttefiklerin oluşacağını ve sahada dengelerin değişeceğini gösteriyor.
Kommersant’ın haberine göre, Şam-Rusya görüşmesinde HTŞ rejimi, Rusya’nın Esad döneminde olduğu gibi ülkenin güney vilayetlerinde faaliyetlerine yeniden başlamasını istedi. Bununla Aralık 2024’ten bu yana ülkenin güneyinde olan İsrail’in varlığını sınırlandırmak istiyor. HTŞ’nin talebini “olumlu ama dikkatli” bir şekilde değerlendiriyor.
Rusya, görüşmelerden yaklaşık bir hafta sonra ilk kez Qamişlo’da iki helikopter eşliğinde devriye gezdi. Kommersant’a konuşan bir kaynak, Moskova’nın bu adımının geçiş hükümeti ile İsrail arasındaki ilişkileri düzenlemede “olumlu” bir rol oynayabileceğini ifade etti.
İsrail, Aralık 2024’ten bu yana Suriye’nin güneyinde bir tampon bölge oluşturarak Dürzileri ve kuzey sınırının güvenliğini koruma gerekçesiyle bu bölgelerde. Rusya ise Suriye’de Tartus’taki deniz üssü ve Lazkiye’deki Hmeymim hava üssünü korumaya devam ediyor.
Rusya’nın Suriye’deki varlığı, geçmişte İsrail’in çıkarlarına hizmet etmiş, özellikle İran destekli grupların güneyde konuşlanmasını engellemek için devriye gezmişti. Ancak, Kommersant’a konuşan Rus uzman Kirill Semenov, İran bağlantılı grupların önceki rejimde Suriye ordusu ve istihbarat birimlerine entegre olması nedeniyle bu ayrımın zor olduğunu belirtiyor.
İsrail, Mart 2025’te Rusya’nın Lazkiye ve Tartus’taki üslerini korumasını desteklediğini ifade etmişti. Tel Aviv, bu üslerin Rusya’nın çekilmesi durumunda Türkiye’nin kontrolüne geçebileceğinden endişe ediyor.
Yeni destekçi arayışında
Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra ve İstihbarat Direktörü Hüseyin Selame’nin Moskova ziyareti ve Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rus yetkililerle yaptıkları görüşmelerde, sadece Rusya’nın güneye dönmesi konuşulmadı. Suriye’ye yeniden Rus silahlarının tedarik edilmesi, Hmeymim ve Tartus üslerinin ortak yönetimi, ekonomik ilişkiler, Suriye’nin çeşitli bölgelerinde Rus devriyeleri yapılması ve Beşşar Esad ile Moskova’ya sığınan üst düzey rejim yetkililerinin durumu da masaya yatırıldı.
Sahil bölgelerinde Alevileri ve Süveyda’da Dürzileri katleden HTŞ rejimi, eli zayıflamaya başlayınca Rusya’ya yöneldi. Buradaki amacı ise Batı ile birlikte doğulu bir denge kurmak, İsrail hareketlerini kontrol etmek, Suriye sahil bölgesinde istikrarı sağlamak, Qamişlo Havalimanı’nı işleterek ve kuzeydoğu Suriye’de devriye gezerek sahada askeri bir denge sağlamak. Türk devletinin onayı olmadan adım atamayan HTŞ’nin Rusya stratejisi ne kadar başarıya ulaşır belirsiz.
Yeniden masaya oturmaya hazırlanıyor
Baas rejimi döneminde Kürtleri diyalog masasından dışlayan, Esad’a tam destek veren ve Türk devletinin işgalini onaylayan Rusya, Suriye’deki yeni durumundan faydalanmaya çalışıyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Ekim 2025’teki başkanlığında “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve dış müdahalelere karşı korunması” konularını gündeme getirmeye hazırlanıyor. HABER MERKEZİ
* * *
‘Adem-i merkeziyetçi sistem görüşüldü’
İktidarını sağlamlaştırmak için dışarıdan destek arayan ama ülke içinde çözümden yana olmayan HTŞ rejimi, en son Hesekê’de Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim’in düzenlediği “Halkların Ortak Tutumu” konferansını bahane ederek Türk devletinin de baskısıyla Paris’te Özerk Yönetim’le yapılması planlanan görüşmeden kaçtı. Yine özellikle Ağustos ayında Dêrazor, Dêr Hafir, Tişrîn Barajı ve Til Temir bölgeleri ile Halep’in Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê mahallerinde Demokratik Suriye Güçleri’ne (QSD) saldırdı.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Îlham Ehmed, HTŞ’nin masadan kaçması ve saldırılarının ardından Şam’a giderek Şam yönetimi Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, Şam’da bir araya geldi. AFP’nin Kürt bir kaynağına dayandırarak aktardığı habere göre, Îlham Ehmed ile Esad Şeybani, âdem-i merkeziyetçi bir sistem için uygun bir yöntem üzerine görüştü. Toplantı, Şam’ın talebi üzerine takvimi belirlenmemiş olsa da, âdem-i merkeziyetçi bir sistem konusunda uygun bir formül bulma üzerine gerçekleştiği belirtildi. Her iki taraf da, aralarındaki görüşmelerin uluslararası gözetim altında, komiteler aracılığıyla devam etmesi gerektiğini vurguladı ve askerî seçeneğe başvurulmayacağı konusunda mutabakata varıldı.
Kürt düşmanı Fidan konuştu
Esad Hasan Şeybani, Îlham Ehmed’le görüşmesinin ardından dün koşarak Türkiye’ye gitti ve Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la görüştü. Toplantının ardından basına konuşan Fidan, yine YPG’yi hedef alarak teslimiyeti dayattı.
"Suriye'de YPG sisteme entegre olmayarak olumlu havayı bozuyor. Burada bir meydan okuma var. Sorunları mümkün derecede barışçıl çözmek istiyoruz" diyen Fidan, QSD’nin 10 Mart anlaşmasını uygulamadığını iddia etti.
Fidan, “Yeni Suriye bütün halkların, inanışların, kültürlerin muhafaza edildiği, bir arada yaşayabildiği bir Suriye olmalı. Türkiye olarak bu yönde telkinlerimizi yapıyoruz" sözlerinin ardından Suriye’de “yapıcı” bir rol üstlendiklerini savundu. Hem Fidan hem Şeybani Süveyda’daki olaydan İsrail’i sorumlu tuttu.
Öte yandan Fransa Dışişleri Bakanlığı, Kuzey ve Doğu Suriye ile Suriye geçiş hükümeti temsilcileri arasındaki müzakerelerin Paris ve Washington desteğiyle devam etmesi gerektiğini açıkladı. Bakanlık, Paris'in geçen Şubat ayında Suriye Kongresi'ne barışçıl bir çözüme ulaşmak, özgür, egemen ve istikrarlı bir Suriye kurmak konusundaki kararlılığını sürdürdüğünü belirtti.
Bakanlık ayrıca, Washington ile iş birliği içinde, Kuzey Doğu Suriye temsilcileri ve geçiş hükümetiyle devam eden diyaloğunu ve görüşlerini iletme çabalarını da sürdürdüğünü kaydetti.













