Hücredeki tutsak kalp krizi geçirdi

Zeki Bulut
- 8 yıldır tek kişilik hücrede tutulan Zeki Bulut, 4 Kasım’da Burdur Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde kalp krizi geçirdi. Cezaevi yönetimi aileyi bilgilendirmedi. Anne Leyla Bulut, durumu görüş günü cezaevi kapısında öğrendi.
"Örgüt üyeliği" suçlamasıyla 2008’de tutuklanan ve ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılan Zeki Bulut, Burdur Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 4 Kasım’da kalp krizi geçirdi. 8 yıldır tek kişilik hücrede tutulan Bulut’a hastanede anjiyo yapıldı ve Burdur Devlet Hastanesi Koroner Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedavi görüyor. Cezaevi yönetimi olaydan sonra Bulut’un ailesiyle hiçbir şekilde iletişime geçmedi.
Amed'deki anne Leyla Bulut, oğluyla görüşmek için yaptığı ziyarette cezaevi kapısında görevlilerden “Oğlunuz 4 Kasım’da kalp krizi geçirdi, şu anda yoğun bakımda” yanıtını aldı. Oğlunun günlerdir hastanede olduğunu ancak kendilerine hiçbir bildirim yapılmadığını öğrenen aile büyük şok yaşadı. Leyla Bulut, “Günlerdir hastanede ama bizi arayıp haber vermediler” diye konuştu. Leyla Bulut, oğluyla görüşmek istediklerini vurgulayarak “Bu bizim en doğal hakkımız” ifadesini kullandı.
Aile, Zeki Bulut’un 8 yıldır tek kişilik hücrede tutulmasının sağlığını ciddi şekilde etkilediğini savunuyor. Yakınları, Bulut’un izole koşullarda fiziksel ve psikolojik olarak yıprandığını, defalarca hastalandığı halde yeterli tedavi görmediğini söyledi. Aile, “Şimdi bile bizi yanına yaklaştırmıyorlar” diyerek tepki gösterdi.
Zeki Bulut’un sağlık durumunu merak eden aile, e-devlet sistemi üzerinden yaptığı sorgulamada 4 Kasım’da Burdur Devlet Hastanesi acil servisine yatış yapıldığını gördü. Kayıtlar, Bulut’un ertesi gün 5 Kasım’da koroner yoğun bakıma alındığını gösteriyor, ancak aileye ne cezaevi yönetiminden ne de hastaneden herhangi bir resmi bildirim ulaştı. BURDUR
“Sêmsûr, Agirî, Antalya, Aydın, Balıkesir, Êlih, Bedlîs, Çewlîg, Burdur, Bursa, Denizli, Amed, Dîlok, Colemêrg, Îdir, İstanbul, Qers, Kastamonu, Manisa, Mêrdîn, Muğla, Mûş, Sêrt, Riha, Şirnex, Tekirdağ, Dêrsim, Wan, Yalova ve Zonguldak baroları, AİHM'nin Demirtaş kararıyla ilgili ortak yazılı açıklama yaptı. Anayasa Mahkemesi (AYM) ve AİHM kararlarının uygulanmasının hukuk devleti ilkesinin gereği ve bir zorunluluk olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar ifade edildi: "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 2. maddesi, insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olduğunu; 36. maddesi, herkesin adil yargılanma hakkına sahip bulunduğunu; 90. maddesinin son fıkrası ise temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşme hükümlerinin kanunların üstünde yer aldığını açık bir şekilde düzenlemektedir. Bu açık anayasal çerçeveye rağmen AİHM kararlarının uygulanmaması, yalnızca bireysel hak ihlali değil, aynı zamanda Anayasa'ya ve uluslararası yükümlülüklere aykırılıktır. AİHS’nin 46. maddesi uyarınca taraf devletler, AİHM kararlarını kesinleştiği andan itibaren bağlayıcı biçimde uygulamakla yükümlüdür. İmzacı barolar olarak, AYM ve AİHM kararlarının ivedilikle uygulanması ve bugüne kadar hak ihlali kararı verilenler hakkında gereğinin yapılması; hukukun üstünlüğüne uygun davranılması talebimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.” AMED
* * *
AİHM kararını bekletmeyin
AİHM’nin HDP eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karara ilişkin açıklama yapan 30 baro, AYM ve AİHM kararlarının ivedilikle uygulanmasını istedi.
“Sêmsûr, Agirî, Antalya, Aydın, Balıkesir, Êlih, Bedlîs, Çewlîg, Burdur, Bursa, Denizli, Amed, Dîlok, Colemêrg, Îdir, İstanbul, Qers, Kastamonu, Manisa, Mêrdîn, Muğla, Mûş, Sêrt, Riha, Şirnex, Tekirdağ, Dêrsim, Wan, Yalova ve Zonguldak baroları, AİHM'nin Demirtaş kararıyla ilgili ortak yazılı açıklama yaptı. Anayasa Mahkemesi (AYM) ve AİHM kararlarının uygulanmasının hukuk devleti ilkesinin gereği ve bir zorunluluk olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar ifade edildi: "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 2. maddesi, insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olduğunu; 36. maddesi, herkesin adil yargılanma hakkına sahip bulunduğunu; 90. maddesinin son fıkrası ise temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşme hükümlerinin kanunların üstünde yer aldığını açık bir şekilde düzenlemektedir. Bu açık anayasal çerçeveye rağmen AİHM kararlarının uygulanmaması, yalnızca bireysel hak ihlali değil, aynı zamanda Anayasa'ya ve uluslararası yükümlülüklere aykırılıktır. AİHS’nin 46. maddesi uyarınca taraf devletler, AİHM kararlarını kesinleştiği andan itibaren bağlayıcı biçimde uygulamakla yükümlüdür. İmzacı barolar olarak, AYM ve AİHM kararlarının ivedilikle uygulanması ve bugüne kadar hak ihlali kararı verilenler hakkında gereğinin yapılması; hukukun üstünlüğüne uygun davranılması talebimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.” AMED
* * *
Siyasi tutsakları bırakın
AİHM’nin HDP eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karara ilişkin açıklama yapan 30 baro, AYM ve AİHM kararlarının ivedilikle uygulanmasını istedi.
6 siyasi parti, ortak açıklamayla Selahattin Demirtaş ile diğer siyasi tutsakların serbest bırakılmasını istedi.
DEM Parti, Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) tarafından ortak yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, Türkiye hukuk sisteminde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının bağlayıcılığının en üst düzeyde olduğu vurgulandı.
Açıklamada şunlar kaydedildi: “Siyasi iktidarın yıllardır ihlal ettiği bu kararların uygulanması öncelikle bir hukuk devleti olmanın gereğidir. Hak ihlallerinin hızlıca giderilmesi, barışın ve demokrasinin konuşulduğu içinden geçtiğimiz süreç için de elzemdir. Siyasi iktidar ihlal kararlarına direnmekten vazgeçmeli ve derhal gereğini yerine getirmelidir. Barışa giden yolu açmak için infaz rejiminde 'umut hakkı' da dahil evrensel hukuk kuralları uygulamaya konulmalıdır. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden, Çiğdem Mater ve kumpas davalarıyla hukuksuzca tutulan tüm siyasi tutsaklar serbest kalmalıdır. Demokrasiyi ve barışı kazanmak için atılması gereken tüm adımların peşinde olmaya devam edeceğiz.”
* * *
Mahkeme AYM'yi dikkate almadı
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi davasından tutsak Tayfun Kahraman’ın yeniden yargılanması yönündeki AYM kararına rağmen tahliyesi ve yeniden yargılama talebini reddetti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Tayfun Kahraman hakkında Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) verdiği hak ihlali kararı üzerine yapılan "yeniden yargılama yapılması" talebini reddetti. Yüksek Mahkeme, 31 Temmuz 2025'te Kahraman'ın adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiş ve yargılanma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmetmişti.











