Hukuki adımlarla yol alınır

Ercan Kanar

Ercan Kanar

  • Sürecin kalıcı barışa evrilmesi için hukuki güvencenin zorunlu olduğunu belirten ceza hukukçusu Ercan Kanar, “Hukuki adımlar atılmadan yol almak çok zor” dedi. 

AZİZ ORUÇ / İSTANBUL

Türkiye’nin barış sürecinde Güney Afrika modelini örnek alması gerektiğini savunan hukukçu Ercan Kanar, Nelson Mandela’nın cezaevinden çıkarılarak bir eve yerleştirildiğini, kendisine hareket alanı ve görüşme olanağı tanındığını hatırlattı.

Gazetemize konuşan hukukçu Ercan Kanar, gerçek adaletin ve barışın sağlanması için yasal ve anayasal değişikliklerin zorunlu olduğunu söyledi. Yasama, yürütme ve yargı alanlarında köklü reform ihtiyacına dikkat çeken Kanar, “Bu sürecin barışa ve özgürlüğe dönüşebilmesi için en güvenilir yön, hukuki zeminin oluşturulmasıdır. Hukuki adımlar atılmadan yol almak çok zor” dedi. Kanar ayrıca, kalıcı barışın ancak çok dilli ve çok kimlikli bir yapının tanınmasıyla mümkün olabileceğini belirterek, “Barış için Türkiye’nin resmi dil politikası da yeniden düzenlenmelidir” diye konuştu.

Ölünce kadar hapis durmalı

Gerçek bir barışın sağlanması için öncelikle ölünceye kadar ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının mevzuattan çıkarılmasını isteyen Kanar, bu cezanın, ‘özgürlüğü umut etme hakkını’ ihlal ettiğini vurguladı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM), birçok kararında bu uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesini ihlal ettiğini belirttiğini hatırlatan Kanar, "Bu düzenlemenin yapılması artık ertelenemez. Birçok ülkede, sadece ‘ölünceye kadar hapis’ değil, normal müebbet hapis cezaları dahi kaldırılmış durumda. Norveç, Portekiz, İspanya, Sırbistan ve Bosna Hersek bu ülkeler arasında yer alıyor” dedi.

Öncelikli düzenlemeler

Hukukçu Kanar’ın 'umut hakkı' dışında dile getirdiği öncelikli düzenlemelerin bazıları şöyle:

* Ana dilde eğitim hakkını düzenleyen yasal bir düzenleme yapılmalı.

* Anayasa’da değişiklik yapılarak Türkiye Cumhuriyeti'nin çok uluslu ve azınlıklardan oluşan bir cumhuriyet olduğu vurgulanmalı.

* Yasal bir düzenlemeyle Kürtçe yerleşim yerlerinin isimleri iade edilmeli.

* Vali ve kaymakamlar halk tarafından seçilmeli.

* Belli sayıda imza ile vatandaşların yasal teklifte bulunması sağlanmalı. Aynı zamanda yine vatandaşların imzasıyla görevini yapmayan seçilmişlerin görevden alınması sağlanabilmeli.

* Polis Vazife ve Salahiyet Yasası, Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Yasası, MİT Yasası, Nüfus Hizmetleri Yasası ve Basın Yasası demokratikleştirilmeli.

* Adeta bir düşman hukuku gibi uygulanan Terörle Mücadele Kanunu (TMK) tamamen yürürlükten kaldırılmalı.

* İnfaz yasası yeniden düzenlenmeli, infazda eşitlik ilkesi sağlanmalı.

* İdare ve Gözlem Kurulları kaldırılmalı; tutsaklar cezalarının dışında ikinci bir hukuksuzlukla karşılaşmamalı.

* Polis ve jandarmaya verilen geniş yetkiler, silah kullanımı dahil, ‘polis devleti’ uygulamalarına zemin hazırladığı için sınırlandırılmalı.

* Basın Yasası, ifade ve düşünce özgürlüğünü güvence altına alacak şekilde değiştirilmeli.

* Kayyum uygulamaları tamamen sona erdirilmeli; belediyeler, üniversiteler ve diğer kurumlarda halkın iradesine müdahale edilmemeli.

* Avrupa Konseyi’nin Yerel Yönetimlerin Özerklik Şartı, çekincesiz şekilde uygulanmalı.

* Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne konulan çekinceler kaldırılmalı.

* Türkiye, sivil ve siyasal haklar ile ekonomik, sosyal ve kültürel haklar sözleşmelerini çekincesiz onaylamalı.

* AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarına eksiksiz uyulmalı.

* İnsan haklarıyla ilgili yasalar hariç tüm yasal düzenlemeler referandumla halkın onayına sunulmalı.

* Cezaevlerindeki tutuklu sayısı 450 bine yaklaştı. Ayrımsız bir 'Genel Af' gündeme alınmalı; cezaevleri boşaltılmalı.

İki ay bile yetiyordu

Sözünü ettiği düzenlemelerin tamamının yoğun ama iki aylık bir çalışmaya Meclis’e getirilebileceğini kaydeden Kanar, iktidarın bir yıldır bunu yapmadığını söyledi.

Mandela gibi eve yerleştirilmeli

Türkiye’nin barış sürecinde Güney Afrika modelini örnek alması gerektiğini savunan Kanar, Nelson Mandela’nın cezaevinden çıkarılarak bir eve yerleştirildiğini, kendisine hareket alanı tanındığını hatırlattı. Kanar, “Mandela o süreçte yerli ya da yabancı kurum temsilcileriyle görüştü. Bu görüşmeler şeffaf bir şekilde halka açıklandı. Aynı koşullar Sayın Abdullah Öcalan için de oluşturulmalı. Öcalan, İmralı’dan çıkarılarak bir eve yerleştirilmeli ve güvenliği alınmalı. Özgür biçimde çalışması, politika üretmesi ve istediği kişi ya da kurumlarla görüşebilmesi sağlanmalı. Bu sürecin ana aktörü olan bir ismin cezaevinde tutulması kabul edilemez” dedi.

Entegrasyon yasasıyla barış hukuku

Entegrasyon yasasının hayati önem taşıdığını vurgulayan Ercan Kanar, geri dönecek gerillalar için şu an Türk yargı sisteminde yasal bir düzenleme bulunmadığını; gelenlerin gözaltına alınıp cezalandırılabilme ihtimaline işaret etti. Bunu önlemenin tek şartının yasal ve anayasal düzenlemeler olduğunu belirten Kanar, şunları söyledi: “Geri dönen gerillalar için cezayı içermeyen düzenlemeler yapılmalı. Yasa çıktıktan sonra geri dönüşler yapılmalıdır. Gerçek bir barış isteniyorsa intikamcı politikalara son verilmeli, bunun yerine entegrasyon yasasıyla barış hukuku oluşturulmalıdır.”

Göstermelik değil, muhatap alınmalı

Komisyon'un bugüne kadar atıl kaldığını ve kendilerine yüklenen sorumlulukları yerine getiremediğini söyleyen Kanar, mutlaka Rêber Apo ile görüşmesi gerektiğini ifade etti. Öneri ve görüşlerinin sürecin en önemli aktörü olarak dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Kanar, “Eğer gerçek bir barış isteniyorsa göstermelik olmamalı; Öcalan muhatap alınmalı ve çözüm yolunda hızlı adımlar atılmalı” dedi.

Gayret göstermeliyiz

Dillerin ve halkların hak eşitliği, gerçek barış ve özgürlükler için herkesin gayret göstermesi gerektiğini belirten Kanar, şunları ekledi: "Ana muhalefet partisi bocalamadan kurtulup gerçek bir muhalefet çizgisine gelmeli. DEM Parti ise süreci daha aktif politikalarla sahiplenmeli. Sürecin barışa ve hukuki güvenceye kavuşması için hepimiz üzerimize düşeni yerine getirmeliyiz.” 

 

* * *

Kararın gereğini yapmalı

Ceza hukukçusu Ercan Kanar, AİHM’in Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karar ve MHP Genel Başkanı’nın konuyla ilgili açıklamasına ilişkin şunları söyledi: “Kobanê Davası’ndaki tutuklular açık bir şekilde siyasi saiklerle yıllardır tutuklu bulunuyor. AİHM’in kararı da çok önemli ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini belirtiyor. Türkiye daha fazla zaman kaybetmeden bu kararın gereğini yerine getirmelidir. Bu kararla birlikte Kobanê davasında tutuklu bulunanlar derhal tahliye edilmeli. Geniş anlamda hukuksuzluğu ortadan kaldırmak için de geniş bir yasal düzenlemeyle bu hukuksuzluklar ortadan kaldırılmalıdır. Siyasi saiklerle değil, yasal ve hukuki gereklilikler yerine getirilmelidir.” 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.