Humus’ta QSD modeli çağrısı

Dünya Haberleri —

Aldar Xelîl

Aldar Xelîl

  • Suriye’nin kıyı kesimlerinde Alevilere yönelik katliamların sorumlusunun HTŞ olduğunu belirten Aldar Xelîl, “Humus’ta halk eylemlerde QSD’nin temsil ettiği projenin çağrısını yaptı. Bize her gün yüzlerce mektup geliyor; ‘Bizi kurtarın’ diyorlar” dedi.

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Divanı Üyesi Aldar Xelîl, Suriye’de Heyet Tehrir El Şam’nın (HTŞ) neredeyse bir yıldır yönetimde olmasına rağmen halkın yaşam koşullarını iyileştirmediğini, aksine daha da kötüleştirdiğine dikkat çekti. Humus’ta halkın ellerinde silah olmadığını, hak ve özgürlük talebiyle sokağa çıktığını belirten Xelîl, HTŞ’nin Alevilere yönelik saldırılarına tepki gösterdi.

“Eylemler Alevi kentlerinde değil de başka bir kentte olsaydı, yine saldırırlar mıydı?” diye soran Aldar Xelîl, ANF’ye verdiği demeçte sahil kentlerinde Alevilere yapılan saldırılara ilişkin şunları vurguladı: “Geçiş hükümetinin elde ettiği gücü demokratik bir biçimde kullanmadığını görüyoruz. Bu durum Suriye’yi parçalanmaya götürür. Humus’ta yaşananlar kötü bir gidişattır. Burada durum, iki mezhep arasındaki çatışma da değildir. Burada hükümet, insanları örgütleyip bir mezhebe saldırtıyor. Bunu son derece tehlikeli görüyoruz. Hükümetin buna bir an önce son vermesi gerekiyor.”

Humus’ta halkın 14 yıldır Baas rejimiyle mücadele etmesine rağmen Sünni-Alevi çatışmasının yaşanmadığına işaret eden Xelîl, “Aşiretler ve Aleviler hiçbir zaman çatışmadı. Hükümet güçlerine saldırı olmuştur; ancak belli bir inanç grubuna saldırı olmamıştır. Sünni halkın tamamı da bu olaylardan sorumlu tutulamaz. Sünniler de Suriye’de demokratik ve özgür bir biçimde yaşamak istiyor. Biz de Sünni’yiz. Hükümetin Sünniler üzerinden siyaset yürütmesi doğru değildir. Bunu kabul etmiyoruz” dedi.

Sorumlusu rejimdir

10 Kasım’da ABD’de Donald Trump’la görüşen HTŞ lideri Ahmed El Şara’nın (Colani) “yeşil ışık” aldığını düşünerek, saldırılarını sürdürdüğünü belirten Xelîl, sahil bölgelerinde yaşanan katliamların sorumlusunun HTŞ olduğunu söyledi.

“Colani, Trump ile görüşmesinde Suriye’deki sorunları bitirdiğini söylemek istedi. Washington’a gitmek için daha önce yaptığı açıklamalara bakın; sorunları çözmek için diyalog halinde olduklarını söylüyordu. Suriye’de sorunlar varsa Trump’ın ona destek vermeyebileceğini biliyordu. Bugün Suriye’de iktidarını zorla kabul ettirmeye çalışıyor. Bizim bölgelerimizde de kaos ve kriz çıkarmaya çalıştılar. Trump’tan yeşil ışık aldığını, ‘Artık istediğimi yapabilirim’ ve zorlu yolu aştığını düşündü. Ancak kendini kandırmasın. Birkaç ay belki bu siyasetini sürdürebilir; fakat bunu uzun süre sürdüremez. Bugün yaşanan olayların sorumlusu doğrudan geçiş hükümetidir.”

Önce çete gruplarını dağıt

Suriye’de çeşitli silahlı grupların halen varlığını sürdürdüğünü belirten Xelîl, şöyle konuştu: “Colani, Şam’a ilk gittiğinde toplantı yaptıklarını ve Suriye’de tek bir silahlı milis grubun kalmayacağını söyledi. Bugün bize saldırılar oluyor. ‘Bu nedir?’ diye soruyoruz. ‘Biz değiliz, çeşitli gruplardır’ diyorlar. Bu da gösteriyor ki o gün alınan karar sadece kağıt üzerindeydi. Bütün bunlar gözler önündeyken ağızlarını açıyorlar, ‘Entegrasyonu gerçekleştirelim’ diyorlar. Siz daha silahlı grupları bitirememişsiniz, entegrasyondan bahsediyorsunuz. Suriye halkını savunan, dünyayı ve Suriye’yi DAİŞ tehdidinden kurtaran güçlere yönelmişsiniz. Niçin? Sadece Türk devletini razı etmek için.” 

QSD’nin olduğu yerde demokrasi gelişir

Humus’ta yaşanacakları altı ay önce öngördüklerini, HTŞ’nin aynı siyaseti yürütmesi durumunda Hama ve Şam’da da benzer olayların patlak vereceği uyarısını yapan Xelîl, Suriye’nin diğer bölgelerinde haksızlığa uğrayanların Demokratik Suriye Güçleri’ni (QSD) çağırdığını dile getirdi:

“Dikkat edin; Humus’ta göstericiler sloganlarında QSD’yi davet ediyordu. QSD’nin davet edilmesi, ‘QSD gelsin, burada askeri bir güç olarak bulunsun ve burayı idare etsin’ anlamına gelmiyor. QSD’nin temsil ettiği bir proje var. QSD’nin olduğu yerde demokrasi gelişiyor, ademi merkeziyet oluyor, halk kendini yönetiyor. Bir eylemde açığa çıkan bu talebi yüzlerce, hatta binlerce kişi açık açık dile getiriyor. Bize her gün yüzlerce mektup geliyor; ‘Bizi kurtarın’ diyorlar. Biz de Suriye’nin her yerine rahat rahat gitmek istiyoruz. Biz de bu ülkenin bir parçasıyız.”

Demokratik Özerk Yönetim kontrolündeki Kuzey ve Doğu Suriye’de mezhep savaşları görmenin mümkün olmadığını vurgulayan ve Suriye’yi kurtaracak projenin Özerk Yönetim projesi olduğunu ifade eden Xelîl, şu değerlendirmeleri yaptı: “HTŞ’nin ve HTŞ’yi getirenlerin bir projesi var. Kimse El Kaide, DAİŞ, HTŞ ve diğer grupların Suriye’yi temsil edebileceğini söyleyemez. Belki yüzde 5 oranında buna inanan da olabilir; ancak bunların projeleriyle demokratik ve laik bir Suriye inşa edilemez. DAİŞ yıkıldı, DAİŞ’le aynı zihniyete sahip projelerin de Suriye’de uygulanması mümkün değildir.” HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.