İki koldan Amara’ya

Büyük Özgürlük Yürüyüşü

Büyük Özgürlük Yürüyüşü

  • Amara’da 15 Şubat’ta tamamlanması planlanan Büyük Özgürlük Yürüyüşü, dün Wan ve Qers’ten iki koldan başladı.
  • “Büyük Özgürlük Yürüyüşü ile mutlak tecridin iflasını ilan edeceğiz. Bu yürüyüş, hepimizin özgürlüğü içindir” denildi.

Büyük Özgürlük Yürüyüşü’nün aynı zamanda bir fırsat olduğunu belirten DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, devlet aklına, iktidar bir kez daha seslendi: “Kürtler ayrı bir halktır, bin yıllardır bu coğrafyada yaşıyor, hakları ve talepleri vardır. Bir yüzyıl daha kabul edilmemesi bize de Türkiye’ye de bir şey kazandırmayacaktır. Sorunun çözülmesi gerekiyor, muhataplarının en önemlisi Sayın Öcalan’dır. Dolayısıyla Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılarak, özgürlük olanakları sağlanarak, Kürt meselesinin diyalog ve müzakere ile çözülmesini istiyoruz.”

Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsakların “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” kampanyası kapsamında 27 Kasım’da başlattığı dönüşümlü açlık grevi, 68. gününde. Tutsak yakınları öncülüğündeki Adalet Nöbeti de Amed, Wan, Adana, Mersin, İstanbul, İzmir ve Mardin’de devam ederken, dün Êlih’te (Batman) de başlatıldı. Tutsaklar, Uluslararası Komplo’nun yıl dönümü olan 15 Şubat’a kadar adım atılmaması halinde yeni bir aşamaya geçeceklerini duyurmuştu. Siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri ise aynı talepleri sahiplenerek, ‘Büyük Özgürlük Yürüyüşü’ organize etti.  Qers (Kars) ve Wan’dan (Van) dün başlayan yürüyüşün, 15 Şubat’ta Amara’ya ulaşması planlanıyor.

 

 

Yürüyüşün Wan kolu

Yürüyüşün Wan kolu, başlamadan önce kentteki bir otelde basın toplantısı düzenledi. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Keskin Bayındır ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan’ın yanı sıra çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi açıklamaya katıldı. DEM Parti Şirnex Milletvekili Zeki İrmez, ortak açıklamayı okudu. İrmez, Abdullah Öcalan üzerinde mutlak tecrit ve iletişimsizlik politikasının, Kürt halkının demokrasi, özgürlük; Türkiye halklarının barış; Ortadoğu halklarının bir arada eşit yaşam hakkını hedef aldığını söyledi.

"Adalet de, hak arayışları da, demokratik talepler de topyekün tecrit altındadır” diyen İmrez, şunların altını çizdi: “İmralı sistemi, tüm ülkeye yayılan hukuksuzluk rejiminin başlangıç noktasıdır. İmralı’dan başlayarak yayıldıysa İmralı’da kırılarak, büyük özgürlük yolu açılır. Özgürlüğü İmralı’dan başlatarak tüm ülkeye kazandırma hedefinde kararlı adımlarla sonuna kadar ilerleyeceğiz.

Artık Türkiye İmralılaşmıştır; Kurdistan İmralılaşmıştır! Demokratik geleceğe kilit vurulmuştur. Tüm ülke kilitlenmiş durumdadır. Bunun sonucu ise ülke olarak yaşanan can kayıpları ve acılardır. Hukuksuzluk karanlığıdır, OHAL, kayyım, KHK darbesidir. Yoksulluktur, açlıktır. Mafyalaşma ve çeteleşmedir. 

Sorun orta yerdedir

Kürt sorununu tecrit politikasıyla İmralı’da hapsedeceğini, unutturacağını sanan çözümsüzlük aklı, Türkiye’yi büyük krizlerin, çöküşün ve çürümenin içerisine sürüklemiştir. Sorun ise büyüyerek orta yerde durmaktadır. Çözüm kendini her gün dayatmaktadır. Sayın Öcalan’a karşı uygulanan mutlak tecrit ve iletişimsizliğin, çatışmalı sürecin devamından yana bir akıl tutulması olduğunu herkes görmeli ve bilmelidir. Bizler tüm bu alacakaranlığa karşı ilk mumu İmralı’dan yakmak ve ülkeyi aydınlık günlere ulaştırmak için Büyük Özgürlük Yürüyüşümüze başlıyoruz. 

İmralı sisteminin sonuyla

Biliyoruz ki; Kürt sorununun demokratik çözümü ve kalıcı, onurlu bir barışın sağlanmasının; Türkiye’nin demokratikleşmesinin, gerçek bir adalet ve hukuk sistemiyle buluşmasının yolu, İmralı sisteminin sona erdirilmesinden geçer. Bu ülkede barışı, adalet, demokrasiyi ve özgürlüğü gerçekleştirmek, Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlük koşullarının sağlanmasıyla ve Kürt halkının statüsünün kabulüyle mümkündür.

Hepimizin özgürlüğü için

Büyük Özgürlük Yürüyüşü ile mutlak tecrit politikalarının iflasını ilan edeceğiz. Kent kent, mahalle mahalle, meydan meydan yürüyecek ve bu yürüyüşü tarihi bir sonuca ulaştıracağız. Bu yürüyüş, aynı zamanda hepimizin özgürlüğü içindir. Türkiye’nin temel ihtiyacı olan onurlu barış içindir. Eşit birlikte yaşam içindir. Demokratik bir ülkeyi hep birlikte oluşturmak içindir. 67 günü bulan zindanlardaki açlık grevi direnişiyle mücadele ortaklığı sağlayarak mutlaka başaracağız."