İktidar çoktan kaybetti, sandıkları koruyalım

Perihan Koca

Perihan Koca

  • Sokağın sesi, emekçi havzalarının nabzı aslında Erdoğan iktidarının çoktan kaybetmiş olduğunu gösteriyor. Herkes bize şunu söylüyor, evet bu faşist iktidarı göndereceğiz artık ancak oylarımızı koruyabilecek miyiz? Bu sözü her yerde duyuyoruz. İstanbul seçiminin başına gelenler hepimizin malumu ama İstanbul seçimlerinde kaybettiler.
  • 2017 referandumunu kaybeden bir iktidar gerçekliği var ama çeşitli Ali Cengiz oyunlarıyla iktidarda bir şekilde kalmayı becerdiler. 7 Haziran-1 Kasım arasında halka yapılanlar. Ülke bombalar cumhuriyetine dönüştürüldü. Ancak şimdi iktidar meşruiyetini yitirmiş, sadece iç politika değil, dış politikada da muazzam irtifa kaybetmiş durumdalar. 
  • İki yıldır seçim güvenliği ile ilgili bir örgütlenme süreci içerisindeyiz. Emek Özgürlük İttifakı, Yeşil Sol Parti, Sosyalist Güç Birliği, Millet İttifakı, çeşitli sivil toplum örgütleri, Seçim Güvenliği Platformu'nun içerisinde. Ama örgütlü bir halk iradesi göstererek manipülasyonu tam anlamıyla engelleyebiliriz. Dolayısıyla herkes sandığa ve oyuna sahip çıkmalı.

GÜLCAN DERELİ

Seçime birkaç gün kaldı. Partiler seçim çalışmalarını sürdürüyor ancak gözler artık sandıkta, oy verilecek günde. Ülke bir kırılma anına doğru ilerlerken, sandığa giren oyun aynı çıkıp çıkmayacağı endişeleri de var. Her ne kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti, seçim konusunda güvenilir olduğunu iddia etse de geçmiş deneyimler birçok şaibeyi de içeriyor. Örneğin başta Şırnak, Muş ve Mersin olmak üzere belli kentlerdeki belediye seçimlerinde Kürt siyasi geleneğindeki partilerin oyları açık ve silah zoruyla gasp edildi. Yine 2017 cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi referandumu ile 2018 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de mühürsüz oy vb. birçok şaibeli durum hafızalarda. O yüzden endişeler hakim. Seçim süreci boyunca gözlemlediğimiz temel kanaatlerden biri, AKP-MHP ittifakının sandık oyunu dışında kazanamayacağına yönelik yaygın kanaat oldu. Bu nedenle sandık güvenliği kritik önemde. Geçmiş dönemde bu şaibeye tanık olmuş Mersin'in Yeşil Sol Parti 2. sıra adayı Perihan Koca ile konuştuk.

İktidar çoktan çözülmüş

Perihan Koca da yakın dönemde yapılan seçimlerde yaşanan şaibe tartışmalarına dikkat çekiyor. Bu nedenle sandık güvenliği konusundaki hassasiyetin haklı gerekçeleri olduğuna işaret ediyor. Perihan, "21 yıldır iktidarda kalmayı bir şekilde halkın iradesini gasp ederek devam ettirmiş bir iktidar politikası ve iktidar gerçekliğinin içerisindeyiz. Bu 21 yıllık iktidar pratiği içerisinde çok fazla, ‘Atı alan Üsküdarı geçti’ söylemini ve pratiğini gördük. Bunun eylemlerini gördük. Dolayısıyla bugün saha da sokağın sesi emekçi havzalarının nabzı aslında Erdoğan iktidarının çoktan çözülmüş olduğunu, çoktan kaybetmiş olduğunu gösteriyor. Ama olağanüstü siyasal bir atmosfer içerisinde olduğumuz için de Erdoğan iktidarı iktidar kalabilmek açısından elinden geleni ardına koymayacağını bildiğimiz için ve faşizm inşasını da tam da bu olağanüstü güç üzerinden sürdürdükleri için sahada en önemli kaygılardan bir tanesi seçim güvenliği" diyor.

 

 

Ali Cengiz oyunları

Saha çalışmalarında halkın kaygılar taşıdığı gözlemlediklerini işaret eden Perihan, şunları vurguluyor: "Herkes bize şunu söylüyor, evet bu faşist iktidarı göndereceğiz artık, yeni bir dönemi, yeni bir yaşamı açacağız. Ancak oylarımızı koruyabilecek miyiz sözünü halk toplantılarında, emek buluşmalarında, kadınlarla, halklarla, inançlarla yaptığımız buluşmalarda bunun sözünü halkımız bizden almak istiyor. Bu açıdan çok kötü deneyimlere, kötü tanıklıklara sahibiz evet biraz evvel de ifade ettiğim gibi aslında 2017 referandumunu kaybeden bir iktidar gerçekliği var ama çeşitli Ali Cengiz oyunlarıyla, çeşitli manipülasyonlarla iktidarda bir şekilde kalmayı becerdiler. Sonraki seçimler açısında da bunu ifade etmek mümkün. İstanbul seçiminin başına gelenler hepimizin malumu ama İstanbul seçimlerinde kaybettiler. Yerel yönetimlerde kaybettiler."

Ülkemiz bombalar cumhuriyeti

Bu kaygıları güçlendiren bir diğer nokta ise 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 arasında yaşananlar. Hatırlanırsa 7 Haziran seçimlerinde AKP iktidarı kaybetti. HDP büyük sürprizle barajı yıkıp geçti. Ne olduysa ondan sonra oldu. Bu kısa zaman aralığında peş peşe bombalar patladı. 5 aylık sürede yeni seçime bombalar eşliğinde gidildi ve AKP yeniden iktidar oldu. Perihan da bu sürece dikkat çekerek, şunları söylüyor: "Bu yeni dönem açısından da aslında seçim güvenliği noktasında en çok sorulan sorulardan ve en çok endişe duyulan noktalardan bir tanesi yaşadığımız 7 Haziran-1 Kasım arasında halka yapılanlar. Yani savaş konseptine dayalı olarak gerçekten ülkemizin bombalar cumhuriyetine dönüştürülmeye çalışıldığı bir döneme biz tanıklık ettik. Bu dönemin sürekliliğine tanıklık ettik. Ancak bugün iktidar bir bütünlük içerisinde değil, bir meşruiyet içerisinde değil, meşruiyeti sorgulanır vaziyette, sadece iç politika değil, dış politikada da muazzam bir irtifa kaybetmiş durumdalar, muazzam bir güven kaybetmiş durumdalar. Bugün yan yana geldikleri klikler, fraksiyonlar bugün bir egemen koalisyonu oluştursa da aslında bir bütünlük içerisinde değiller. Bu anlamıyla bir çıkar ittifakının taktiksel hamlelerini bugün gerçekleştiriyorlar."

Seçim Güvenliği Platformu

Peki sandık güvenliği için ne yapılabilir? Buna karşı yapılan çalışmalara dikkat çeken Perihan, şöyle devam ediyor: "Biz bunu öngören bir yerden aslında yapılacak manipülasyonları, operasyonları ön gören bir yerden iki yıldır seçim güvenliği ile ilgili bir örgütlenme süreci içerisindeyiz. Türkiye’de merkezi olarak seçim güvenliği platformu kuruldu. Emek Özgürlük İttifakı'nın içerisinde bulunan tüm üye siyasi partiler Yeşil Sol Parti de dahil olmak üzere bu platformun içerisindeler. Sadece Emek Özgürlük İttifakı değil Sosyalist Güç Birliği'nin özneleri, Millet İttifakı'nın siyasi özneleri, aynı zamanda çeşitli sivil toplum örgütleri, oy hakkı ile ilgili sandık koruma üzerinde aslında çok fazla deneyim biriktirmiş olan Oy ve Ötesi gibi sivil toplum hareketleri de bu Seçim Güvenliği Platformu'nun içerisinde; iki yıldan fazladır nerdeyse bir örgütlenme sürecinin içerisindeyiz." Perihan, sandık güvenliğinin bu örgütlü çalışmaya ve halkın duyarlılığına bağlı olduğuna işaret ediyor.

 

 

Mersin Seçim Güvenliği Platformu

Mersin'e özel olarak da bir örgütlenme süreci başlatıldığının altını çizen Perihan, şöyle diyor: "Sendikaların içerisinde olduğu, avukat örgütlerinin, meslek odalarının, çeşitli toplumsal dinamiklerin içerisinde olduğu Mersin Seçim Güvenliği Platformu kuruldu. Bu örgütlenmelerle ve bugünkü içerisinde bulunduğumuz siyasi atmosferle biz böylesi bir endişeye mahal bırakmayacak bir örgütlenme sürecini organize etmeye çalışıyoruz. Bu noktada elimizden gelenin fazlasını yapacağız. Ama bunu halklaşarak, örgütlü bir halk iradesi göstererek aslında böylesi bir manipülasyonu tam anlamıyla engelleyebiliriz. Dolayısıyla bulunduğumuz her yerde seferberlik çağrısı yapıyoruz. Ne yazık ki bugün yurttaşlık hakkımızın bile elimizden alındığı bir momentin içerisindeyiz. Dolayısıyla tekrardan yurttaşlık haklarımızı herkese, her gittiğimiz yerde hatırlatarak sandığımıza, oyumuza sahip çıkalım çağrısı yapıyoruz. Müşahit veya sandık görevlisi olmasalar bile tüm vatandaşların sandıklar kapandıktan sonra yani saat beşten sonra seçim sayım sürecini izleme hakkı var. Biz bütün yurttaşlarımızı oy kullanacakları okulların önünde olmaya davet ediyoruz. Bu süreci ancak dediğim gibi örgütlü bir seferberlikle bitirebiliriz. Bunun da başını ortak endişemiz olan seçim güvenliği noktasında görev alarak yapabiliriz."

Yeşil Sol Parti ağacının altında birleşelim

Perihan Koca da seçimin tarihi olduğuna dikkat çekiyor. O yüzden sorumluluğun belli kesimlerle sınırlı olmadığını her bir yurttaşın sorumluluğu bulunduğuna vurgu yapıyor. Perihan, sözlerini şöyle noktalıyor: "Çok tarihi bir seçim sürecine giriyoruz. Burada ucube bir cumhurbaşkanlığı sistemi ile karşı karşıyayız. Ucube sistemi devirmek durumunda olduğumuz, göndermek zorunda olduğumuz bir yaşamsal yol ayrımı aslında bu seçimler. Dolayısıyla cumhurbaşkanı seçimlerinde biz Emek Özgürlük İttifakı'nın çatı partisi olan Yeşil Sol Parti olarak Kemal Kılıçdaroğlu’na oy istiyoruz. Ancak bu yetmiyor. Sadece cumhurbaşkanının ismini değiştirmek yetmiyor. Bu sistem ile mücadele etmek, bu sistemin özüyle mücadele etmek gerekiyor. Bir kapitalist sistem gerçekliğinin ve bunun sözcülerinin iktidarda olduğu bir süreç var. Biz Yeşil Sol Parti olarak en az 100 milletvekili ile parlamentoya gitmek gerektiğini buradan kuruyoruz. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında demokratik bir cumhuriyet hedefiyle aslında 14 Mayıs seçimlerini örgütlüyoruz ve 14 Mayıs sonrasını buradan doğru örgütlüyoruz. Sonuç itibari ile 15 Mayıs’ta biz Erdoğan iktidarını göndersek bile sihirli bir değnekle bize özgürlükler, adalet, emeğin hakları teslim edilmeyecek. Bu açıdan Yeşil Sol Parti ağacının altında, demokratik cumhuriyet hedefi etrafında birleşmeye, yan yana gelmeye, örgütlü bir halk gücünü göstermeye davet ediyorum halkımızı."

 

*****

Perihan Koca'ya dair...

Kadın mücadelesinin önemli isimlerinden biri olan Perihan Koca, 1987 yılında Antalya'da dünyaya gelir. Lise yıllarında sosyalist mücadele ile tanışan Perihan, gençlik hareketi içerisinde yer alır. Kimliğinde öncülük ruhu barındıran Perihan, üniversite dönemimde Özgürlükçü Gençlik Derneği'nin kuruculuğunu yapar. Genç kadın hareketi olan Kampüs Cadıları'nın da kuruculuğunda yer alır. Ancak mücadelede ısrarcı olur ve sosyalist feminist kadın hareketinde de öncülük rolünü üstenir ve Mor Dayanışma'nın kuruculuğunu üstlenir. Aynı zaman da Özel Eğitim Öğretmeni olan Perihan, binlerce meslektaşı gibi KHK rejimin ihracına uğrayarak KHK ile bir gecede ihraç edilir. Toplumsal Özgürlük Partisi Sözcüler Kurulu üyesi olan genç siyasetçi şimdi Yeşil Sol Parti'nin Mersin'den 2. sıra adayı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.