İngiltere’de Kürtler fişleniyor

Dünya Haberleri —

.

.

  • Les Levidow: “İngiltere’de anti terör yasaları, insanları fişlemek adına devlete verilmiş bir fırsattır. Kürtler açısından bakıldığında ise tamamıyla Kürtleri fişleme ve kriminalize etme politikasıdır."

EREM KANSOY

Open Üniversity öğretim görevlisi ve CAMPACC kurucularından Les Levidow, "İngiltere’de anti terör yasalarının insanları fişlemek adına devlete verilmiş bir fırsat olduğunu" belirterek şöyle dedi: "Kürtler açısından bakıldığında tamamıyla Kürtleri fişleme ve kriminalize etme politikasıdır."

İngiltere’de yaklaşık 20 yıllık geçmişi olan Göçmen Toplumların Kriminalize Edilmesine Karşı Kampanya (CAMPACC) kurucularından Dr. Les Levidow, PKK’nin 'terör örgütü listesi’nden çıkarılması ve Kürt Halk Önderi Öcalan’a özgürlük kampanyalarında aktif yer alan bir isim. Britanya’da Open University öğretim görevlisi olan Dr. Levidow ile İngiltere’de Kürt Özgürlük Hareketi’ne yönelik kriminalizasyon politikası ve PKK’yi "savaşan taraf olarak" tanımlayan Belçika yargı kararının önemi üzerine konuştuk.

İngiliz hükümetinin 2001 yılında "Terörizm Act 2000" yasasını yürürlüğe koyduğunu belirten Dr. Levidow, PKK’nin de içinde olduğu 26 organizasyonun listeye alındığını söyledi. Kararın İngiltere’de binlerce Kürt’ün katıldığı büyük bir eylemle protesto edildiğini hatırlatan Dr. Levidow, "Bu eylemde ’Ben PKK’yim’ yazılı tişörtler giyilmişti. Bu, İngiliz polisine verilmiş önemli bir mesajdı. O eylemde hiçbir gözaltı olmadı fakat 3 yıl sonra yasal düzenlemelerle bu önemli bir ‘suç’ sayılmaya başladı" dedi.

 

‘İstihbarat işbirliği dayatıyor’

Tartışmalı birçok maddeyi içeren yasayla Kürtlerin kriminalize edildiğini ifade eden Dr. Levidow, "Kürtler arasında maddi dayanışmada bulunanlar da suçlu sayılıyor. Kürt dilinin gelişmesi ve ölmemesi için Türkiye’de yapılan çalışmalara maddi kaynak sağlayan insanlar bile bu yasal düzenlemelerle suçlu konumuna düşürüldü" diyerek şu örneği paylaştı: "Geçtiğimiz yıllarda bir Kürt mülteciye istihbarat servisi İngiltere’de oturum alabilmesi için işbirliği dayatmasında bulunarak, 'işbirliği yapmazsan oturum alamazsın' tehdidinde bulundu. İşbirliğini reddeden Kürt mahkemede durumu anlattı.  Böylesi karmaşık ve istihbaratın da işin içine girdiği oturum dosyası üst mahkemelere kadar gitti. Fakat ne yazık ki İngiliz devleti haklı bulundu. Anlayacağınız istihbarat kazandı ve bu mülteci haksız bulundu, oturumu da verilmedi."

Fişleme için haksız zemin sağlıyor

İngiltere’de anti terör yasalarının, insanları fişlemek adına devlete verilmiş bir fırsat olduğunu kaydeden Dr. Levidow, "Bu yasaların cezalandırmaları da oldukça akıl dışıdır" diyerek şöyle devam etti: "Anti terör yasası kapsamına giren organizasyonların İngiltere’de bayrakları, logoları, sembolleri yasaklandı. Terör Yasası ACT 2000, polisin fişleme çalışmalarına zemin oluşturdu. Buradaki Kürtlerin evlerine yasadışı şekilde girme, Kürt Toplum Merkezi’ne giden insanları fişleme hakkı verdi. Özellikle ACT’nin 7. maddesindeki düzenlemeyle, sınır kapılarında gümrük polisleri ve kontrol polislerine uzun saatler sürecek gözaltı ve sorgu hakkı verildi. Sonuç olarak; İngiltere’de anti terör yasaları aslında Kürtler açısından bakıldığında tamamıyla Kürtleri fişleme ve kriminalize etme politikasıdır."

Uluslararası hukuk umursanmıyor

Belçika yargısının "PKK savaşın tarafıdır" yönünde verdiği kararı hatırlatan Dr. Levidow, "Bu davanın temel dayanağı uluslararası hukuk yasaları. 'Uzun süreli silahlı bir çatışmanın tarafı terör örgütü sayılmaz', tanımlama bu. Belçika hukuku uluslararası hukukla bağlantı kuruyor. Bu ilkeler diğer tüm devletlere de uygulanmalı, diğer ülkeler de uluslararası hukuku dikkate almalı" dedi. Belçika mahkemesinin kararı ardından İngiltere’de toplantılar yaptıklarını söyleyen Dr. Levidow, "Uluslararası hukuk çerçevesinde PKK’nin 'terör örgütü' olamayacağını anlattık. İngiltere hükümeti uluslararası hukuku umursamıyor. Britanya gibi birçok ülke de ancak çıkarları söz konusu olduğu zaman uluslararası hukuka vurgu yaparlar" diye konuştu.

Hükümetler şimdilik dikkate almak istemese de kararın önemli olduğunun altını çizen Dr. Levidow, "PKK'nin 'terör örgütü' değil bir özgürlük hareketi olduğu gerçeği, bu sindirme politikasına karşı direnen insanlara daha fazla özgüven getirecektir. Ne kadar fazla direniş gelişirse, Britanya hükümetinin bir o kadar işi zorlaştıracaktır, anti terör gücünü zayıflatacaktır" diye belirtti.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.