İnsanlık suçu işleyenler yargılanmalı

• Wanlı (Van) siyasetçi kadınlar Êzîdî toplumuna yönelik gerçekleşen 73. Fermanı değerlendirdi. Kadınlar sadece katliamı yapan DAİŞ’in değil, destekleyenlerin de yargılanması gerektiğine işaret etti.

ZELAL TUNÇ / JINNEWS-WAN 

Êzîdî halkına yönelik 3 Ağustos 2014’te yapılan katliam üzerinden 8 geçti. 73. Ferman olarak kabul edilen katliamda, binlerce Êzîdî katledildi, binlerce kadın ve çocuk esir alındı. DAİŞ, esir aldığı kadın ve çocukları daha sonra köle pazarlarında sattı. DAİŞ saldırısında esir alınan 3 bine yakın Êzîdî kadın ve çocuktan ise halen haber alınamıyor. Saldırının gerçekleştiği tarihten 2019’a kadar bin 293 kişi yaşamını yitirirken, Êzîdîlere ait 80 toplu mezar bulundu. Saldırı nedeniyle 100 binden fazla Êzîdî başka ülkelere göç etmek zorunda kalırken, DAİŞ tarafından altı bin 417 kişi kaçırıldı, bunlardan 3 bin 548’i kadın, iki bin 869’u erkek olarak kayıtlara geçti. Verilere göre bugün halen kurtarılmayı bekleyen iki bin 908 kişi bulunuyor. 

Êzîdî kendilerinden taviz vermedi

Fermana rağmen Êzîdî toplumunun inancından, kültüründen taviz vermediğini belirten, yerine kayyım atanan Saray Belediyesi Eşbaşkanı Caziye Duman,  saldırının temel hedefinin Kürt kadının direnişi olduğunu söyledi. Duman, 73 defa fermandan geçirilen Êzîdîlerin kendilerinden taviz vermediğini dile getirdi. Bu nedenle de saldırıların hedefinde olduklarına dikkat çeken Duman, “Özü itibari ile bir insanın kültürünü toplumunun yaşam ilkelerini yok etmek bir varlığın yok edilmesi demektir. Sistem saldırılarıyla Şengal halkının tamamıyla kendi yaşam biçimlerinden vazgeçmelerini ve köle olarak yaşamalarını istedi. Bu amaç sadece Şengal halkı için değil tüm Kürtler için de geçerli. Bir ağaç nasıl ki kökünde yeşeriyorsa bir toplumda kendi kökünde yeşerir. O yüzden bu sistemin saldırıları boşa çıkacaktır” diye ifade etti.

Kadınlar hedef alındı

Kürtlere ve farklı inançlara yönelik saldırıda en çok kadınların hedeflendiğine dikkat çeken İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkan Yardımcısı Menice Gülmez de, Êzîdî kadınların tecavüze uğraması ve köle pazarlarında satılmasının bu duruma örnek olduğunu söyledi. Gülmez, “Baskı, sindirme ve öldürme ile kadınlara karşı ciddi bir operasyon ve saldırı gerçekleştiriliyor. Bu saldırılar günümüzde de devam ediyor” diye konuştu. 

DAİŞ varlığını sürdürüyor 

DAİŞ ve DAİŞ’vari çetelerin varlığının hala devam ettiğini ve bu durumun hem Kürt halkı hem de diğer inançlar için tehlike barındırdığını söyleyen Gülmez, “Bu çeteler aynı zamanda kendi içerisinde bazı ülkeler tarafından da destekleniyor. Bu ciddi bir durum. Kürt halkına yönelik saldırıları hem de elbirliğiyle saldırıları tetikliyor. Bundan dolayı da daha uyanık ve bilinçli olunmalı” dedi.

 

Katliam dünyanın gözü önünde oldu

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Eşbaşkanı Gülderen Varlı ise 21’inci yüzyılda tüm dünyanın gözü önünde Êzîdîlerin topraklarına DAİŞ eliyle saldırı gerçekleştirdiğini ifade etti. Varlı, “DAİŞ, gökyüzünden indirilen bir örgüt değildi. Bölgesel güçlerin destek verdiği barbar bir grup olarak ortaya çıktı. Êzîdî halkının kutsal topraklarına, yaşamlarına ve inançlarına büyük bir soykırım yapıldı. Bu soykırımda kadınlar ve çocuklar katledildi. Köle pazarlarında satılan kadınlar oldu. Ve halen bugün birçok kadının çocuklarına ulaşılmadığı biliniyor. Êzîdî halkına cehennem yaşatıldı” diye ifade etti.

Yaşatılan soykırıma karşı ses çıkarılması gerektiğine vurgu yapan Gülderen Varlı, insanlık suçu işleyenlerin yargılanması gerektiğini söyledi.