İşte Erdoğan: Beş vakit yalan


Çözüm sürecini seçime kurban eden AKP, oyları artan ve barajı aşmasına kesin gözüyle bakılan HDP’yi yıpratmak için elinden geleni ardına koymuyor. Meydan meydan dolaşıp HDP’yi karalayıp hedef gösteren iktidarın medyası da yalan ve hakaret üzerine kurulu seçim kampanyasının önemli bir ayağını oluşturuyor.
Kürdistan’da cumhurbaşkanı ve başbakan eliyle iki koldan seçim mitingi yürüten AKP beklediği ilgiyi göremedikçe saldırganlığı daha da artıyor. Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kuran’a sarılıp her gittiği yer de HDP’yi ve Eşbaşkan Selahattin Demirtaş’ı din karşıtı göstererek oylarını korumaya çalışırken, hem Erdoğan hem de Başbakan Ahmet Davutoğlu’na tepkisini halk gittiği Kürt illerinde sırtını dönerek gösteriyor.
Medyasıyla birlikte
“Yeni Yaşam” projesi ile toplumsal ilgi odağı haline gelen HDP’nin yükselişinden duyulan korku ve rahatsızlık günden güne AKP’li siyasetçilerin söylemlerine daha fazla yansıyor. Bu yükselişin önüne geçmek için elinden gelen tüm çabayı gösteren AKP güdümündeki medya da HDP’ye yönelik karalama kampanyası içerisinde. Tek merkezden yönetildiği anlaşılan HDP karşıtı bu medya faaliyetlerinin ilk basamağında partiyi kamuoyunun gözünden düşürme ve itibarsızlaştırmaya dönük asılsız haberlerin üretilmesi ve dolaşıma sokulması bulunuyor. Üretilen asılsız haberler, aynı anda Akşam, Sabah, Yeni Şafak Star ve Akit gibi gazeteler ve internet sayfaları ile AKP’ye yakın televizyon kuruluşları tarafından yaygınlaştırılarak topluma empoze ediliyor. Bu yolla üretilip yaygınlaştırılan asılsız haberlerin devamında ise yine sözkonusu bu yayın organlarındaki yazar kadroları üzerinden HDP’yi hedef alan yazılara ağırlık veriliyor. Üçüncü aşamayı da yine sadece HDP karşıtı propaganda üzerinden yapılan televizyon programları oluşturuyor. Uzman sıfatı adı altında birçok isim canlı yayınlara çıkartılıp, saatlerce HDP aleyhinde konuşturuluyor.
HDP karşıtı yayın
A Haber, TV Net, Ülke Tv ve Kanal 24’deki haber ve canlı yayın programlarına davet edilen AKP güdümündeki bu isimler, “HDP din karşıtı”, “Paralel örgütle ilişki içinde”, “Demirtaş bir proje”, “HDP Bölge halkını silahla tehdit ediyor” “Terörle ilişki halinde”, “Sokakları yeniden yakıp yıkacaklar”, “Demirtaş 6-7 Ekim cinayetlerinden yargılanmalı” şeklinde üretilen kara propaganda söylemlerini tekrarlayarak HDP ve özellikle de Demirtaş hakkında kamuoyunda olumsuz algı üretme çalışması yürütüyor. Medya üzerinden topluma empoze edilen bu iddialar, son aşamada ise Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Başbakan Ahmet Davutoğlu ve diğer AKP’li siyasetçilerin seçim meydanlarındaki konuşmaları ile yeniden bir döngüye sokuluyor.
Merkez üssü Akşam
HDP ve Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ı hedef alan gerçek dışı, çarpıtma haberlerin çıkış noktası olarak, Ethem Sancak’ın sahibi olduğu ve Murat Kelkitoğlu’nun Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı Akşam Gazetesi öne çıkıyor. Gazete, 14 Nisan’dan itibaren hemen her gün HDP’yi hedef alan bir manşetle çıkıyor. Akşam, önceki günkü manşetinde Demirtaş’ın iki gün önce Elazığ’da yaptığı mitingde Diyanet’i kitleye yuhalattığını iddia etti. Söz konusu asılsız haber, mitingin yapıldığı 8 Mayıs akşamı Yeni Şafak, A Haber, Sabah, Star, Akşam, Haber7. Akit internet sitelerinde dolaşıma sokuldu. Haber, Doğan Haber Ajansı mahreçli gösterildi ancak DHA’nın bu içerikte bir haber servis yapmadığı ortaya çıktı. Buna rağmen Akşam Gazetesi, iki gün önce internette dolaşıma sokulan yalan haberi dün manşetine taşımaktan geri durmadı.
Pinokyo’nun karnesi kırık
HDP’yi yaptığı her konuşmada suçlayan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “doğru söyleme” karnesi ise ‘kırıklarla’ dolu. HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın “Yalan söyleme konusunda utanmazlar, arlanmazlar, yüzleri de kızarmıyor. Ama bu gidişle Ahmet Davutoğlu seçimi tamamlamadan Pinokyo’ya dönüşecek. Her gün burnu uzayacak” diyerek tepki gösterdiği Davutoğlu, yaptığı birçok açıklamayı tekzip etmek zorunda kaldı ya da yalanlandı. Davutoğlu’nun yalanlarından birkaç örnek şöyle:
* 9 Ekim Bingöl Emniyet Müdürü’ne suikast olayı. Davutoğlu “Saldırının failleri iki saat içinde cezalandırıldı“ dedi. Yapılan balistik incelemede infaz edilen sivillerin emniyet müdürüne suikastle bir ilgisinin olmadığı soruşturmada ortaya çıktı.
* Davutoğlu 4 Ocak’ta Cizre’de Nihat Kazanhan’ın polis tarafından vurulması olayıyla ilgili olarak, “Net olarak söylüyorum bunu, herhangi bir şekilde emniyet görevlilerimizin kurşunlarıyla öldürülmesi söz konusu değil” dedi. Ortaya çıkan görüntülerde Kazanhan’ı polisin vurduğu kesinlik kazandı ve tutuklanan polis itiraf etti.
* Davutoğlu “Ağrı’da yaralı askerleri partililerimiz, halk kurtardı” diyen Demirtaş için “yalan söylüyor” dedi. Genelkurmay bir gün sonra 14 Nisan’da “Vatandaşlarımızın yaralı personelimize yardımı takdire şayandır” dedi ve Davutoğlu’nu yalanladı.
* Davutoğlu 22 Nisan 2015’te “HDP ile paralel örgütün bağlantısını tespit ettik” dedi. Davutoğlu’nun 2013’te Gülen’le Pensilvanya’da gizli görüşme yaptığı ortaya çıktı.
* Davutoğlu, Gülen’le görüşmesinden Cumhurbaşkanı Gül’ün bilgisinin olduğunu söyledi. Gül, “Benim haberim yok” dedi. Davutoğlu yine tekzip yedi.
Rant tezgahını müjde olarak sundu
Türk Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun geçtiğimiz gün Bingöl mitinginde halka “yatırım müjdesi” olarak açıkladığı yaklaşık 1 milyarlık TL’lik Palu, Genç ve Muş demiryolu deplasesi yapım ikmal işinin AKP’ye yakınlığıyla bilinen ve 17 Aralık yolsuzluk operasyonda isimleri geçen MÖN İnşaat ve Özaltın İnşaat’a usulsüz bir şekilde verildiği ortaya çıktı. DİHA’nın haberine göre, toplam yatırım tutarı 700 milyon lira olan projenin maliyeti yüzde 133 artırıldı ve ihaleye açıldı. Söz konusu ihaleye, tamamı AKP’ye yakın ve yolsuzluk operasyonunda ismi geçen 13 şirket ön seçim için müracaatta bulundu. Maliyet artırımına gidilerek, 928 milyon 259 bin 819 TL maliyet bedeli biçilen taşıma işi usulsüz bir şekilde belli istekliler arasında ihale yöntemiyle 26 Mart’ta ihaleye verildi. İhale ise 768 milyon 137 bin TL teklif sunan MÖN İnşaat ve Özaltın İnşaat’a verildi. İhaleyi alan şirket ortaklığından biri olan MÖN İnşaat’ın sahibi ise futbolda şike tartışmalarının ardından Fenerbahçe’nin yönetim listesine giren Nihat Özbağı. Özbağı’nın şirketi çoğunlukta NATO ve TSK ihalelerine katılan bir şirket. İhaleyi alan diğer şirket olan Özaltın İnşaat’ın ismiyle de, yine yolsuzluk operasyonunda sıkça karşılaşıldı.
Diyanet’e onlar da karşıydı!
HDP’nin açıkladığı seçim beyannamesinde devletin din ve inançtan elini çekmesi için Diyanet İşleri Başkanlığı‘nın kaldırılmasını belirtmesinin ardından AKP’liler, “HDP dini kaldırmaya çalışıyor”, “toplum inançsızlaştırılacak” şeklinde kara propaganda geliştirdi. Oysaki HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın Diyanet’in kaldırılması talebine hararetle karşı çıkan AKP’liler iktidar değillerken aynı görüşteydiler. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile AKP Milletvekili Mehmet Metiner’in 1993 ile 1994 yılları arasında çıkarttıkları “Yeni Zemin” adlı dergide, Diyanet ve dine ilişkin yazdıkları ile bugün söyledikleri birbirinden çok farklı olduğu görülüyor. Söz konusu dergide AKP Milletvekili Mehmet Metiner’in, “Devlet dinden elini çekmeli” başlıklı yazısı dikkat çekerken, yazının içeriğinde ise şu cümleler yer alıyor: “Devlet dinden elini çekmeli artık. Dini hizmetler sivil toplumun kendisine bırakılmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kademeli olarak ilga edilmesi, devletin TV’deki inanç dünyası türündeki programlara son vermesi ve okullarda dini eğitim vermekten vazgeçmesi gerekir.” Dergide Yalçın Akdoğan’ın da aynı içerikte yazılmış yazıları bulunuyor. Aynı dergide Akdoğan ve Metiner ile birlikte yazılarını kaleme alan HDP Amed Milletvekili Altan Tan, “Ben kendi yazdıklarıma bugün de imza atıyorum, onların yazdıklarının da altına da imza atıyorum. Peki onlar, yazdıklarının altına bugün de imza atıyorlar mı atmıyorlar mı“ diye sordu.
Önder’den Eşme göndermesi
Ankara’da seçim bürosunun açılışına katılan HDP Ankara Milletvekilli Adayı Sırrı Süreyya Önder açılışta yaptığı konuşmada, AKP’nin “Onlar konuşur biz yaparız” sloganına atıfta bulunarak, “Sloganın aslı, siz çalarsınız biz (HDP) yakalarız olacaktı” dedi. Kobanê’ye yönelik saldırılar sırasında Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sarf ettiği ‘Kobanê düştü düşecek’ sözünü hatırlatan Önder, Başbakan Davutoğlu’nun Süleyman Şah Türbesi’ne ziyaretine ilişkin şunları söyledi: “YPG bir halkın kutsalına sizin duyduğunuz saygıdan daha fazla saygı duyduğu için size yardımcı oldu. Başbakan, sen ancak şimdi gidebildin. Oraya gidebiliyorsan Kobanê’deki direnişçilerin sayesinde gidebiliyorsun” dedi.
