Kadın devriminin parolası: Jin jiyan azadî
Kadın Haberleri —
- Yerine kayyum atanan Cizîr Belediyesi Eşbaşkanı Leyla İmret, katıldığı 2. Uluslararası Kadın Konferansı’nda bir kadın devrimi ihtiyacının açığa çıktığını ve bunun parolasının da ‘Jin jiyan azadî’ olduğunu belirtti.
ROJBİN KURT / BERLİN
Türkiye’de 2014 yerel seçimlerinde Bakurê Kurdistan’ın Cizîr Belediye Eşbaşkanı seçilen ve AKP-MHP iktidarının KHK darbesi ile yerine kayyum atadığı Leyla İmret, katıldığı 2. Uluslararası Kadın Konferansı’na ilişkin düşüncelerini ve gözlemlerini gazetemize değerlendirdi.
5-6 Kasım tarihlerinde Almanya’nın başkenti Berlin’de gerçekleşen konferansın tarihi bir öneme sahip olduğunu dile getiren İmret, “Özellikle Kürt kadınlarının bu konferansa öncülük yapmaları, böyle bir süreçte, böyle bir zaman diliminde 2. konferansı gerçekleştirmeleri kadınlar açısından oldukça önemliydi, büyük bir ihtiyaçtı. Enternasyonal kadın hareketleri açısından da çıkış sağlayabilecek nitelikteydi” tespitinde bulundu.
Kürt kadın hareketi ilham kaynağı
Konferansta tartışılan konuların ortaklığına da dikkat çeken İmret şöyle dedi: “Burada tartışılan konular hemen hemen dünyanın her yerinde bütün kadınların uğrunda büyük bedeller verdiği, mücadele ettiği temel hak ve özgürlüklerdi. Kadına yönelik şiddet, savaş, kolonyalizm, kapitalizmin kadın bedeni üzerindeki sömürüsü, kapitalist politikaların bir sonucu olarak yaşanan ekolojik yıkımın getirdiği göç bu konferansın gündemleriydi. Bu konularda kadınlar dünyayı tekrardan yaşanılır hale getirmek, bunu eşit koşullarda, demokratik şekilde yapmak için bir perspektif edinmeye çalıştı. Kürt Kadın Hareketi bu nokta bir ilham kaynağı zaten.”
Sonuç almak için evrenselleşmeliyiz
Yapılan değerlendirmelerde ortaya çıkan kararlılığa da değinen Leyla İmret, devamla şunları kaydetti: “Böyle bir konferansla kadınları bir araya getirmek, tartışmalarla perspektif oluşturmak, ortak bir strateji belirmek ve ortak bir mücadele açığa çıkarmak çok çok önemlidir ve bunun kararlılığı da açığa çıktı bence. Burada bulunan 41 ülkeden gelen kadınlarla ortaklaştığımız konular nasıl bir strateji yani mücadele hattındaki stratejiyi belirleme ve buradan çıkışla bütün kadınlarda böyle daha bir organizeli, daha bir örgütlü olma kararlılığı oluştu. Neden? Çünkü parçalıdır. Birçok kadın hareketleri var, çok büyük mücadeleler de veriyorlar. Fakat çok parçalı olduğu için mücadeleden sonuç almak zor oluyor. Devlet sistemindeki o hiyerarşik yapı, ataerkil zihniyet çok köklü ve örgütlü. O yüzden parçalı olan bir kadın hareketi yürüttüğü mücadeleden sonuç alamıyor. Bu anlamıyla kadın mücadelesinin önünde büyük engeller var. Buna göre de kadın mücadelesinin genişlemesi, evrenselleşmesi gerekiyor. Enternasyonal bir yapıya kavuşması gerekiyor.”
‘Jin jiyan azadî’ felsefesi paha biçilmezdir
Kadın mücadelesinin sınırlara hapsolacak bir mücadele olmadığını dile getiren İmre, İran’da kadın öncülüğünde başlayan direnişe dikkat çekerek şöyle dedi: “İşte Jîna Amînî’nin İran’da katledilmesi sonrası Rojhilatê Kurdistan’da başlayan direniş ile “Jin jiyan azadî” sloganı tüm dünya kadınlarına yeni bir ilham verdi, mücadele kararlılığı oluşturdu. Bu Kürt kadın hareketinin bir başarısıdır ve tarihidir. “Jin jiyan azadî” sözünün açığa çıkardığı mücadele gerçekliği ve felsefesi bu anlamıyla paha biçilmezdir. Bu konferansta da biz, “Jin jiyan azadî” felsefesinin açığa çıkardığı gücü gördük.”
Kadın kanunlarla kısıtlanıyor
Yapılan sunumlarda kadınların sorunlarındaki ortaklığa değinen Leyla İmret “Yemen’den bir kadın konuştu. Yemen’de kadının hiçbir şekilde hakkı olmadığını söyledi. Hem toplumda hem siyasette hem de genel sistemde kadının varlığı hala tartışılır, hala kadının orada nasıl bastırıldığını görüyorsun. Bir taraftan Arjantin’e bakıyorsun; kanunlarla kadınları nasıl kısıtladıklarını görüyorsun” diye konuştu.
Örgütlülük bireycilikle engelleniyor
Sitemin insanların örgütlenmesinden özellikle de kadın örgütlüğünden korktuğunu dile getiren İmret kapitalizmin yarattığı insan tipine dikkat çekti. İmret şöyle dedi: “Özellikle Avrupa’da, Avrupa kıtasında individualizmin (bireyciliğin) nasıl ön plana çıkarıldığını nasıl dayatıldığını görüyorsun. Yani “aman kadınlar, aman insanlar, toplum bir araya gelmesin bir olmasın, beraber hareket etmesin” çabası var. Örgütlü bir topluma karşı aslında kapitalist sistemin nasıl bir kişilik ortaya çıkardığını ve bunu bir hastalık gibi nasıl bulaştığını, yaydığını görüyorsun.”
Mücadele kararlılığı açığa çıktı
Kadının sistemin çarkı içerisinde ezildiğini, şiddet gördüğünü ve tüm haklarının elinden alındığını, meta olarak kullanıldığının farkında olduğunu belirten İmret, “Bu Zapatist kadınların anlatımında da var, Arjantinli, Yemenli, Afrikalı kadının da anlatımlarında var. Kadınlar artık öz savunma ihtiyacı olduğunu, sistemin kirinden, pasından arınıp, kendi özüne kavuşma noktasında daha kararlı olduğunu görüyoruz” diye belirtti.
Konferansta bir kadın devrimi ihtiyacının açığa çıktığını kaydeden İmret, “Jin jiyan azadî” sözünün de bu devrimin parolası olduğunu ifade etti. İmret sözlerini şöyle sürdürdü: “İşte bu noktada Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın önermiş olduğu Demokratik Konfederal sistem tartışılıyor. Yine ‘Jin jiyan azadî’ felsefesinin hangi mücadelelerle, nasıl büyük bedeller ödenerek oluşturulduğunu ve dünya kadın hareketine nasıl mal edildiğini görüyoruz. Bu sloganın sahiplenilmesi büyük bir umut yarattı, kadınların neye ihtiyacı olduğunu ortaya koydu. Zaten konferansın son oturumlarında da giderek somut öneriler, daha somut bir strateji, ortak mücadele hattında açığa çıktı.
Kadınlar diyor ki; ‘Biz kendi özgürlüğümüzü yani eşit bir şekilde, demokratik haklar çerçevesinde, devletlerden bağımsız, bütün bu sistemler dışında biz kadınlar, kendimiz belirleriz.’ Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan diyor işte; ‘Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez’ diye. Bu noktada toplumu değiştirip-dönüştürme, özgürleştirmede, kadının özgürlük düzeyi belirleyici oluyor. Dolayısıyla bu tespit dünya kadın hareketlerini de etkiliyor ve onların da dillendirdiği bir söz artık.”
Kürt kadın hareketinin ideolojisiyle, yürüttüğü mücadelesiyle, öz savunmasıyla dünya kadın hareketlerine öncülük yapabilecek düzeye geldiğini ifade eden İmret, bundan mutluluk duyduğunu kaydetti. Leyla İmret son olarak, “Bu yüzyıl kadın yüzyılıdır. Kadınların öncülüğünde değişip, dönüşen ve daha yaşanılır bir dünya yaratılacağına inanıyorum” dedi.