Kadınlar 25 Kasım’ı tarlada karşılıyor
Kadın Haberleri —

Tarım işçileri
- Sigortasız, düşük ücretle, gece 03.00’de başlayıp akşam 16.00’da biten çalışma günü… Tarım işçisi kadınlar, 25 Kasım’ı toplumsal şiddetin tam ortasında, tarlada karşılıyor.
Adana ve Mersin ovalarında gün doğmadan tarlaya giden kadınlar, ekonomik krizin ve ataerkinin en ağır yükünü sırtında taşıyor. Ülkedeki tarım işçilerinin yüzde 44’ünü oluşturan kadınlar, hem tarlada hem evde “çifte mesai” yapıyor, yevmiyelerinin büyük kısmı elçiye gidiyor, temel ihtiyaçları karşılanmıyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nü yaklaşırken seslerini bir kez daha yükseltiyorlar. Tarlada çalışan kadınların ortak çağrısı, daha insani çalışma koşulları, insanca ücret ve kadına yönelik sistematik şiddetin son bulması için etkin cezalar. MA’ya konuşan kadınlar, “Şiddet cezasız kaldıkça büyüyor, emeğimizin karşılığı verilmedikçe ezilmeye devam ediyoruz” dedi.
20 yıldır tarlada
20 yıldır her sabah 04.00’te kalkıp akşam saat 16.00’a kadar tarlada çalışan ve Hacer Kızılyıldız (56), “Yağmur, çamur, soğuk demeden çalışıyoruz. Yevmiyemiz bin 200 TL. Bunun ne kıymeti var? Emeğimizin karşılığını alamıyoruz ama mecburen geliyoruz. Gelmesek aç kalırız. Çocuklar okula gidiyor. Eve dönünce yemek ve temizlik de bizde. Erkekler tarladan sonra dinleniyor. Kadınlar olarak güzel bir yaşam istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Sustukça eziliyoruz
Zeynep Akyürek tarladaki ve evdeki bitmeyen mesainin ömür tükettiğini belirterek, “Su yok, yemek yok. Buranın ne sıcağı ne de soğuğu çekilmiyor. Emeklerimizin karşılığı olan yevmiyelerimizin yükseltilmesini istiyoruz. En çok eziyeti kadınlar çekiyor. Kadınlara yönelik bu şiddetin kalkması gerekir. Kadınlar olarak başkaldırmadığımız sürece bunun önüne geçilmez. Hep susturuluyoruz, ses çıkarmazsak ezilmeye mahkumuz” diye belirtti.
Zulüm sopası sürekli üzerimizde
Devlet baskısıyla 1992’de Şirnex’in Cizîr (Cizre) ilçesinden Tarsus’a zorunlu göç eden Mahide Çatuk, baskının sadece ekonomik değil toplumsal da olduğunu ifade ederek şunları ekledi: “Bin 200 TL olan yevmiyenin 100 TL’si elçiye gidiyor, kahvaltıyla birlikte bize bin TL kalıyor. İşveren zam yapınca bu kez iş yükümüz arttırılıyor. Birlik olsak 10 günde istediğimiz ücreti alırdık. Bu yetmiyormuş gibi kadınlar zulüm görüyor. Zulüm sopası sürekli kadınların üzerindedir. Erkekler kadın haklarını istemiyor. Kadın gidip şikâyet ediyor, ‘Kendi haline bak’ deniliyor. Böyle olunca şiddet büyüyor. Cezasızlık politikasının şiddeti beslediği ortada.”
Bebeğini 8 yaşındaki kızına bırakıyor
Dokuz aylık bebeğini evde 8 yaşındaki kızına emanet edip tarlaya gelmek zorunda kalan Şükran Kansu, “Mersin’den saat 04.00’te kalkıyoruz. Bahçeye gelene kadar saat 06.00 oluyor. İşimiz bitene kadar saat 2-3 buluyor. Eve gittiğimizde de durmuyoruz; akşam yemeğidir, ev işleridir, temizliktir, çocuklardır derken kendimize vakit bulamıyoruz. Bebeğim 9 aylık ama ben buradayım. Bebeğime 8 yaşındaki kızım bakıyor. Bundan başka bir geçimimiz yok. Bahçe olmasa çapa işi yapıyoruz. Market fiyatları ortadadır. 100 TL zamla ne alalım? Mama bin TL alamıyorum, ucuz bisküviyle besliyorum çocuğumu. Kadınlar her gün şiddet haberleriyle uyanıyor” diye belirtti. MERSİN















