Kanserdi, tedavi edilmedi

•  Cezaevinde katledilen ağır hasta tutsak Abdurrazak Suyur’un cezaevi arkadaşıyla görüşen ÖHD İzmir Şubesi Üyesi Halil Coşkun, kanser hastası Suyur’un fenalaşması sonucu kaldırıldığı Çiğli Hastanesi’nde tedavi edilmediğini, üç ay sonrasına randevu verildiğini söyledi.

 

HAKAN YALÇIN/MA/İZMİR

İzmir Aliağa Şakran T Tipi Cezaevi’nde 14 Aralık’ta şüpheli şekilde yaşamını yitiren ağır hasta tutsak Abdurrazak Suyur’la ilgili yeni detaylar ortaya çıktı. 

Lenf kanseri olan ve şehadetinden 12 gün önce Yeşilyurt Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Suyur, ön otopsi raporunda “şüpheli ölüm” ifadesi yer aldı. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukat Halil Coşkun, Suyur’un ölümüyle ilgili koğuş arkadaşı Hurşit Çetin’le görüştü. Suyur’un lenf kanseri belirtilerinin 6 ay önce başladığını, bu nedenle acilen Çiğli Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını dile getiren Çetin, doktorun randevuların dolu olduğu gerekçesiyle muayene etmeyerek, üç ay sonrasına randevu verip cezaevine gönderdiğini aktardı. Çetin, Suyur’un üç ay sonrasında cezaevi revirine başvurarak hastane randevusunun olduğunu ve muayene için hastaneye gitmesi gerektiğini söylediğini, ancak Fatih isminde bir revir doktorunun randevuyu üç ay sonra değil, 6 ay sonrasına verildiğini aktardı. Çetin, üç ay daha beklemek zorunda kalan Suyur’un bu süre içerisinde vücudunun göğüs ve boğaz bölümünde şişkinliklerin meydana geldiğini ve durumunun kötüye gittiğini söyledi. 

İki ay önce fenalaştı

 Bu süre zarfından teşhis konulmadığı için hastalığının daha da ilerlediğini aktaran Çetin, Suyur’un iki ay önce fenalaştığını, bunun üzerine tekrar Çiğli Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını kaydetti. Hastanede lenf kanseri teşhisi konulduğunu ifade eden Çetin, tedavisi tamamlanmadan ilaç yazılarak, tekrar cezaevine gönderildiğini anlattı. Çetin, Suyur’un hastane dönüşü koronavirüs nedeniyle 14 günlük karantinaya alındığını, daha sonra ise tek kişilik hücreye atıldığını belirtti. Suyur’un tek kişilik hücreye alınmasının ardından her geçen gün sağlık durumunun kötüleştiğinin altını çizen Çetin, burada ağır belirtiler göstermesine rağmen tedavi edilmediğini vurguladı. 

Son gören de hücrede

 Çetin, kendisine bakamayacak durumda olan Suyur’u yanlarına almak için cezaevi yönetimi ile görüştüklerini, ancak bu taleplerinin kabul edilmediğini, bir kişinin bakımı için yanına verilebileceğini söyledi. Bunun üzerine Mehmet Kutli adlı tutsağın yanına verildiğini aktaran Çetin, “İki ay boyunca tek kişilik hücrede Kutli ve Suyur birlikte kaldı. Son günlerde yaşanan gelişmelerle ilgili Kutli’den bilgi alamadık. Çünkü kendisi de tek kişilik hücrede tutuluyor” dedi.  

Cezaevi yönetimi sorumludur

Avukat Halil Coşkun, Mehmet Kutli ile de görüşeceklerini belirterek, olayı tüm detaylarıyla aydınlatılması gerektiğini altını çizdi. Suyur’un ölümünden cezaevi yönetiminin sorumlu olduğunu vurgulayan Av. Coşkun, “Tutuklu grip dahi olsa hastaneye götürülmesi devletin sorumluluğundadır. Suyur ağır hasta olmasına rağmen tedavisi yapılmamıştır. Cezaevi yönetimi kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemiştir. Belki erken teşhis ve müdahale olsa bugün Suyur yaşayacaktı. Burada cezaevi yönetimi ‘İhmali bir davranışla insan öldürme’ suçu işlemiştir” dedi.

Coşkun, ÖHD olarak Suyur’un ölümüyle ilgili ihmali olanlar hakkında suç duyurusunda bulunup sürecin takipçisi olacaklarını söyledi.