Kararı millet versin

Ekrem İmamoğlu
- Hakkında 2 bin 352 yıla kadar hapis cezası istenen ve Silivri'de tutsak bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Alnımız ak, başımız dik! Hesabını veremeyeceğimiz hiçbir şey yok. Kararı millet versin" dedi.
Tutuklu CHP Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB'ye yönelik "yolsuzluk" iddianamesi hakkında yaptığı ilk açıklamada, hem iddianameye hem de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hakkında kapatma davasına yönelik ihbarda bulunmasına sert tepki gösterdi.
828 ila 2 bin 352 yıla kadar hapis cezası istenen İmamoğlu, "CHP'yi ele geçirmek" ve "Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi için fon oluşturma amacıyla örgüt kurmakla" suçlanıyor. Kamu zararı olarak 160 milyar TL 24 milyon dolar ve 95 taşınmaz gösterilen iddianamenin yayımlanmasının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına CHP hakkında kapatma davasına yönelik ihbarda bulundu. Başsavcılık ihbarı, Anayasa'nın 68 ve 69. maddeleri ile Siyasi Partiler Kanunu’nun "Anayasadaki yasaklara aykırılık halinde partilerin kapatılması" başlığını taşıyan 101. maddesi ve devamındaki düzenlemelere dayandırıldı.
CHP'yi hedef almaya vardı
Tutuklu CHP Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi hesabında yaptığı açıklamada, iddianamenin insanları tehdit ederek, baskıyla iftiraya zorlayarak hazırlandığını belirtti, duruşmaların canlı yayınlanması için çağrıda bulundu. İmamoğlu'nun açıklaması şöyle: "İftiralar, kumpaslar, yargıda görülmemiş saldırı ve tacizlerle yürüttükleri hukuksuz soruşturma sonucunda 237 gün sonra iddianameyi hazırlayabildiler. Öyle bir iddianame ki; iş aylardır üstünde tepindikleri sözde yolsuzluk ve rüşvet iftiralarından çıkıp Cumhuriyetimizin kurucusu CHP’yi hedef almaya varmış. Size yazıklar olsun.
Duruşmayı canlı yayınlayın
Yazdığınız iddianame; İnsanları tehdit ederek, rehin alarak, baskıyla iftiraya zorlayarak, kuyruk kuyruğa dizip bağladığınız yalanlardan ibarettir. Gerçekten cesaretiniz var mı? Hodri Meydan! Duruşmayı canlı yayınlayın, herkes yalanlarınızı, iftiralarınızı görsün! Toplumun vicdanına, milletin adalet duygusuna bir kez olsun güvenin. 'Biz mi suçluyuz, yoksa bu hukuksuz soruşturmayı yürütenler mi?' kararı millet versin! Millet iradesinin temsilcisi, toplum vicdanının simgesi Gazi Meclisimizi göreve çağırıyorum. Mahkemenin TRT ekranlarından ve diğer kanallardan yayınlanabilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi harekete geçsin. Milletin temsilcileri, milletin geleceğini ilgilendiren bu yargı sürecini milletten gizlemesin! Alnımız ak, başımız dik! Bizim bu aziz millete hesabını veremeyeceğimiz hiçbir şey yok!" İSTANBUL
* * *
Kuzey baroları hukuka sahip çıktı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hakkında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na kapatma davası açılması yönünde yapılan ihbara karşı, Kuzey Kürdistan'daki 16 baro ortak açıklama yaptı. Açıklamada ihbarın, demokrasi ve hukuk açısından son derece endişe verici bir gelişme olduğu vurgulandı.
Semsûr, Agirî, Êlih, Çewlîg, Bedlîs, Dêrsim, Amed, İdîr, Colemêrg, Qers, Mêrdîn, Mûş, Sêrt, Riha, Şirnex ve Wan baroları tarafından yapılan ortak açıklamada, siyasi partilerin, demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez unsurları olduğu hatırlatıldı. Açıklamada, Anayasa'nın 68. maddesi uyarınca siyasi partilerin, demokratik siyasi hayatın gereği olarak kurulduğu ve faaliyetlerini serbestçe sürdürdükleri anımsatılarak, bu özgürlüğün sınırlandırılmasının, açık, yakın ve ağır bir tehlikenin varlığı halinde yorumlamanın mümkün olduğu kaydedildi.
Temsil hakkına kast
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Siyasi parti kapatma davaları, geçmişte olduğu gibi bugün de demokratik temsil, çoğulculuk ve halk iradesi üzerinde caydırıcı ve baskıcı bir etki yaratma riski taşımaktadır. Halkın özgür iradesiyle seçtiği temsilcileri ve partileri yargı eliyle siyasetsizleştirme çabaları, hem Anayasa'nın 2. maddesinde güvence altına alınan demokratik hukuk devleti ilkesine hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 11. maddesinde düzenlenen örgütlenme özgürlüğüne açıkça aykırıdır. Unutulmamalıdır ki bir partinin kapatılması, yalnızca bir tüzel kişiliğin ortadan kaldırılması değil aynı zamanda milyonlarca seçmenin siyasi tercihinin ve demokratik temsil hakkının yok sayılması anlamına gelmektedir.
Adaletin teminatı olmalı
Bölge baroları olarak, siyasi partilerin kapatılmasına yönelik her türlü girişimin demokrasinin gelişimini engellediğini, halkın iradesine zarar verdiğini ve çoğulcu siyasal düzeni zedelediğini vurguluyoruz. Hukukun, siyasal hesaplaşmaların değil, adaletin teminatı olması gerektiğine inanıyor; bu nedenle her türlü kapatma girişiminin karşısında, halkın iradesini, hukuku ve demokrasiyi savunmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.” AMED








