Kaybettirme stratejisi yine işler
- AKP’nin 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde en büyük ikinci yenilgisini aldığını hatırlatan HDP Demokratik Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eşbaşkan Mehmet Rüştü Tiryaki, aynı stratejinin 14 Mayıs’ta da açığa çıkacağını ve AKP-MHP iktidarına yeniden kaybettireceğini ifade etti.
HDP Demokratik Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, 100 milletvekili hedefinin inandırıcı olduğunu belirterek, "Aslında sadece 100 vekil değil, çalışmalarımızı planladığımız gibi yürütebilirsek 112 vekile kadar çıkabileceğimizi düşünüyoruz” dedi.
AKP’nin 7 Haziran 2015 seçimleri ardından ikinci kez büyük kayıp yaşadığı 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin üzerinden dört yıl geçti. Seçim sonuçlarına göre; Millet İttifakı ülkenin başkenti Ankara ile İstanbul, Adana, Antalya ve Mersin gibi diğer büyükşehirleri de kazandı. HDP’nin seçim stratejisiyle AKP-MHP iktidarının başarısızlıkla geçirdiği 31 Mart seçimleri, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha önce sarf ettiği, “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi de kaybeder” sözlerini hatırlattı. Seçim gecesinde devlete ait Anadolu Ajansı'nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi için 10 saatten fazla bir süre boyunca sandıklardan gelen sonuçları açıklamayı durdurması sonrası oy sayımlarındaki değişimler hakkında uzun bir süre bilgi alınamazken, CHP veri akışının başkan adayı Ekrem İmamoğlu kazanmak üzereyken kesildiğini belirterek ajansı eleştirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçim sonuçlarının İmamoğlu’nun kazandığı yönünde açıklanması sonrası, AKP ve MHP tarafından gelen itirazlar ile birlikte 6 Mayıs 2019’da Yüksek Seçim Kurulu (YSK) "kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkan ve üyelerinin seçimde görevlendirilmesi" gerekçesiyle seçimleri 7'ye karşı 4 oyla iptal etti ve seçimin 23 Haziran 2019'da yapılmasına karar verdi. 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde İmamoğlu çok küçük bir farkla kazanırken, 23 Haziran’da yenilenen seçimlerde İmamoğlu Binali Yıldırım karşısında farkı 800 bine çıkardı.
En büyük ikinci yenilgisi
HDP Demokratik Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, 31 Mart yerel seçimlerinde HDP’nin ortaya koyduğu siyasetin 14 Mayıs’ta da açığa çıkacağını ve bu stratejinin AKP-MHP iktidarına yeniden kaybettireceğini ifade etti. AKP’nin 20 yıllık iktidarının en önemli dönüm noktalarından birisinin 31 Mart 2019’da gerçekleşen yerel seçimler olduğuna dikkat çeken Tiryaki, “İlk kez 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar olma şanslarını kaybetmişlerdi. HDP parti olarak seçime girmiş ve barajı aşmıştı. Bu AKP’ye vurulmuş en büyük darbelerden biriydi. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yollardan çözülmesinden uzaklaşmasının aslında bir bedeli olarak okumak gerekir. 31 Mart 2019’a geldiğimizde ise AKP ikinci büyük yenilgisini almış oldu” dedi.
HDP'nin stratejisi işledi
AKP’nin siyasi tarihinin büyük kentlerdeki belediye başkanlıklarının mirası üzerine kurulu olduğunu aktaran Tiryaki, “İstanbul, Ankara gibi pek çok şehrin belediye başkanlıklarını elde ettikleri ve orada yürüttükleri siyasetin devamı olarak tek başına iktidar olduklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Yürüttükleri siyaset bir süre sonra halklar için umut olmak yerine bir nevi halk düşmanlığına, otoriterleşme, totaliterleşmeye ve tek adam rejimine dönmeye başlayınca ikinci büyük yenilgiyi 31 Mart seçimlerinde aldılar. HDP’nin yürüttüğü siyasetin bunda doğrudan etkisi var. HDP bölgede Kürt illerinde olabildiğince fazla belediyeyi kazanmak, kayyum siyasetine bir yanıt vermek, aynı zamanda büyük kentlerde de AKP-MHP ittifakına kaybettirmek stratejisi izlemişti ve bu stratejiyi ciddi oranda başarıya ulaştı” şeklinde konuştu.
Kayyum siyasetine de yanıt
Millet İttifakı’nın büyükşehirlerde yerel yönetimleri kazanmasını, HDP’nin ittifakın bir parçası olmamasına rağmen yürüttüğü siyasetin bir sonucu olarak değerlendiren Tiryaki, şöyle devam etti: “Bir daha belediyeleri kazanamayacağımız iddiasıyla yürüttükleri siyaset de Kürt şehirlerinde yenilmiş oldu. Belki istediğimiz sayıda belediyeyi kazanamadık fakat Amed, Mardin ve Van büyükşehirleri içinde olmak üzere Batman'ı, Siirt'i, Iğdır’ı da kazanmıştık. Kayyum siyasetine, her geçen gün otoriterleşen tek adam rejimine büyük bir yanıt verdik. Eğer bugün muhalefet kazanabileceği inancında ise bunun temelidir. HDP’nin 7 Haziran 2015 başarısı ve 31 Mart seçimlerinde yürüttüğü siyasetin üzerine kuruludur.”
Mücadele ve rekabet
HDP’nin Cumhurbaşkanlığı için adayı çıkarmadığını hatırlatan Tiryaki, 31 Mart seçimlerinin stratejisinin 14 Mayıs’ta kazandıracağını ifade ederek, şunları söyledi: “O gün mesela HDP’nin CHP’li belediyelerden somut bir talebi yoktu. Bugün de bakanlık istemiyoruz, talep etmiyoruz. Biz ne AKP-MHP’nin temsil ettiği statükocu siyasetin ne de Millet İttifakı'nın restorasyoncu siyasetinin yanındayız. Bu nedenle kendimizi bu iki seçeneğin dışında, ötekilerin, ezilenlerin, her inançtan her kökenden insanın temsil edildiği bir 3. Yol olarak tanımlıyoruz. AKP- MHP ile mücadele ediyoruz. Millet İttifakı'yla da rekabet ediyoruz.”
Meclis'te güçlü temsil
Henüz parti olarak bir aday destekleme açıklamasında bulunmadıklarını fakat pozisyonlarının halk tarafından anlaşıldığını söyleyen Tiryaki, şunları dile getirdi: “Şu anda HDP bileşenleri ve ittifak partileriyle birlikte en güçlü şekilde Meclis'te temsil edilme siyaseti yürütüyoruz. Anahtar parti olmayı hedefliyoruz. Gerçekten demokrasi kapısını açacak bir anahtar parti olmak istiyoruz. Belki zindanların kapısını da açacak bir güç. Yani anahtar misyonumuzun böyle okunması gerektiği kanısındayız ve emin olun diğer ittifaklardan bir beklentimiz yok. Tek kaygımız, Kürt sorunu başta olmak üzere bu ülkenin kayganlaşan sorunlarının demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi.”
Yerelin güçlendirilmesi gerekir
Meclis'in öneminin farkında olduklarını ve sorunların burada çözülmesi gerektiğini ifade eden Tiryaki, şunları söyledi: “Sadece bir kişinin ağzından çıkan her kelamın kararname ve kanun olduğu bir sistemin, yararının olmadığını hep birlikte gördük. Millet İttifakı ile ayrıldımız noktalar var, çünkü parlamenter rejimin de tek başına temel sorunları çözmediğini gördük. Bir kişinin bu ülkeyi yönetmesi ne kadar yanlışsa sadece Ankara'nın 85 milyon nüfusu yönetmesini de doğru bulmuyoruz. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, yerel demokrasinin geliştirilmesi kanısındayız. Meclis'te merkezi yönetimin değil, yerel yönetimlerin, yerel demokrasinin güçlendirilmesi mücadelesi yürüteceğiz ve antidemokratik her uygulamaya karşı çıkacağız.”
AKP-MHP dönemi bitti
Erdoğan'ın ve AKP’nin seçim sonuçlarını kabul etmeyeceği ve seçimi iptal ettireceği gibi spekülatif görüşlerin olduğunu dile getiren Tiryaki, şöyle konuştu: “Ben böyle bir adım attıkları takdirde çok daha büyük bir farkla seçimi kaybedeceklerine inanıyorum. Halkımızın bu konudaki ferasetine güvenmek gerekir. AKP-MHP’nin tarihsel olarak dönemi sona erdi. Tarihin bu sayfası çok yakın bir süre içerisinde kapanacak ve yeni bir sayfa açılacak. Elbette itirazları olacak. Elbette Yüksek Seçim Kurulu'na başvuracaklar. Elbette İlçe Seçim Kurullarına başvuracaklar, sandıklara itiraz edecekler, İlçe Seçim Kurullarının bu sandıkları tekrar açmalarını isteyecekler veya başka pek çok şey yapacaklar ama emin olun muhalefet de buna hazırlıklı. Biz etkili olduğumuz her yerde buna hazırlıklıyız. Sandık sonuç tutanaklarına da sayım döküm cetvellerine de sahip çıkacağız.”
112 vekile kadar çıkabilir
Tiryaki, 7 Haziran seçimleri sonrası 80 milletvekiliyle temsil edildiklerini hatırlatırken, önümüzdeki seçimde ise ittifak güçleriyle birlikte daha fazla milletvekiliyle temsil edilme potansiyeli taşıdıklarını söyledi. Tiryaki, “100 milletvekili bizim açımızdan inandırıcı bir hedef. Aslında sadece 100 vekil değil, çalışmalarımızı planladığımız gibi yürütebilirsek 112 vekile kadar çıkabileceğimizi düşünüyoruz. Tabii bu diğer siyasi partilerin seçime nasıl gelecekleriyle de ilgili bir şey” dedi.
Halk da Yeşil Sol'a hazır
HDP içerisinde siyaset yapan herkesin Yeşil Sol Parti’yi çok yakından tanıdığını söyleyen Tiryaki, Türkiye ve Kuzey Kurdistan’daki seçmenlerin Yeşil Sol Parti’yi desteklemeye hazır olduğunu kaydetti. Tiryaki, şunları ekledi: “90’lı yıllarda seçime girdiğimizde iplerle, ölçüyle kime oy vereceğini tespit etmiş, oy verebilmiş okuryazarlığı olmayan halkımızın Yeşil Sol Parti’ye çok rahat oy verebileceğini düşünüyorum. Emin olun HDP’li seçmenlerin neredeyse yüzde 100’ü Yeşil Sol Parti’yi tanıyor ve ben büyük bir sorunla karşılaşmadan seçimlerde istediğimiz sonucu elde edebileceğimize inanıyorum. Kaldı ki sosyal medyanın, bu kadar güçlendiği, yaygınlaştığı ve her köyde her evde akıllı telefonların kullanıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Dolayısıyla Yeşil Sol Parti’nin tanıtılmasında da Yeşil Sol Parti’ye oy verilmesinde de ciddi bir sorunla karşılaşacağımızı düşünmüyorum. Halkımız da seçmenlerimiz de Yeşil Sol Parti’ye hazır.” ANKARA