Kayyumlar özel savaşın parçası

Sevgi Özdinç

Sevgi Özdinç

  •  Van Büyükşehir Belediyesi Kadın Politikaları Daire Başkanlığı görevinden ihraç edilen Sevgi Özdinç, kadın kazanımlarının gasp edilmesi ve eşbaşkanlığın hedef alınmasının, özel savaş konseptinin bir parçası olduğunu söyledi. 

2014 yerel seçimlerinde kazanılan belediyelere bağlı faaliyet yürüten 50’nin üzerinde kadın merkezi kapatılırken, 2019’daki yerel seçimlerinden sonra HDP’nin kazandığı belediyelerde bir kez daha açılan kurumlar, ikinci dalga kayyum operasyonlarıyla yeniden kapatıldı. 

Kadına yönelik şiddet, katliam, eşitsizlik ve ayrımcılık derinleşirken 15 Temmuz 2016’daki devlet içi çatışmanın ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte kadın mücadelesinin kazanımları da bir bir hedef alındı. OHAL’in en önemli uygulamalarından biri olan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) kadına yönelik şiddetle mücadele eden, hukuksal, sosyal, ekonomik ve psikolojik destek veren Van Kadın Derneği, Bursa Panayır Kadın Dayanışma Derneği, Adıyaman Kadın Yaşam Derneği, Anka Kadın Araştırmaları Derneği, Ceren Kadın Derneği, Muş Kadın Çatısı Derneği, Muş Kadın Derneği, Hopa Kadın Girişimcileri Derneği, Özgür Kadın Kongresi (Kongreya Jinên Azad-KJA), Selis Kadın Derneği ve Gökkuşağı Kadın Derneği kapatıldı.

Eşbaşkanlar rehin alındı

Kürt kadınların en önemli kazanımı olan eşbaşkanlık sistemi, 11 Eylül 2016’da başlayan süreçte “suç” olarak gösterildi, eşbaşkanlar görevden alınarak, tutuklandı. “Belediyelerde eşbaşkanlık sistemi” uyguladıkları için haklarında dava açılan eşbaşkanlardan 9’u kadın 26’sı hala tutsak. İki yılın ardından OHAL 17 Temmuz 2018 gecesi itibarıyla fiilen kaldırılsa da özellikle Kürt kentlerinde uygulamaları sürdü. Siyasi operasyonlar kapsamında Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 30 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nde kazandığı 65 belediyenin 48’sine kayyum atandı, 72 belediye eşbaşkanı gözaltına alındı, 20’si kadın 39’u tutuklandı ve hala ikisi kadın 6 eşbaşkan cezaevinde tutuluyor.

İlk hedefleri kadın kurumları

Belediyelere atanan kayyumların ilk icraatı ise kadın istihdamı ve eğitimine yönelik çalışma yürüten kurumları kapatmak oldu. Kazanılan belediyelere bağlı kadın merkezleri kapatıldı, kadın müdürlüğü, kadın daire başkanlığı gibi idari yapıda yapılan düzenlemeler iptal edildi. Şiddet hatları kapatıldı, belediyelere bağlı sığınma evlerinin kapılarına kilit vuruldu. Çocuk kreşleri, kadın kültür merkezleri ve atölyeler gibi yüzlerce alan ortadan kaldırılarak, kadınların başvurabilecekleri mekanizma bırakılmadı. Merkezlerde çalışan kimi kadınların işine son verildi, kimileri daha pasif görevlere aktarıldı, danışma merkezlerine başvuran kadınların belgelerine el konuldu. Kurumlar, dikiş-nakış ve Kuran kursuna dönüştürülürken, tabelalardaki kadının adı silinerek, aile adı altında görünürlüğü yok edilmeye çalışıldı. 2014 yerel seçimlerinde kazanılan belediyelere bağlı faaliyet yürüten 50’nin üzerinde kadın merkezi kapatılırken, 2019’daki yerel seçimlerinden sonra HDP’nin kazandığı belediyelerde tekrar açılan kurumlar, ikinci dalga kayyum operasyonlarıyla yeniden kapatıldı. 

Kadınların sesi kısılmak istendi

Kayyum uygulamalarıyla erkeğe ve sisteme biat ettirilmek istenilen kentlerden biri de Van. Şiddetle mücadele eden ve zor durumdaki kadınlarla dayanışan Van Kadın Derneği’nin (VAKAD) kapısı mühürlenerek, kadınların sesi kısılmak istendi. Van Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı sığınma evinin kapatılmasıyla kadınlar şiddete mahkum edilirken, destek hattı kapatıldı, kadınların perşembe günleri ücretsiz faydalandığı şehiriçi ulaşım kartları iptal edildi. Destek ve dayanışma merkezleri bir bir kapatılırken, Van’ın Gürpınar ilçesinde DBP’li belediye döneminde kadınların kolektif emeğiyle açılan XAWESOR Kadın Kooperatifi’nin malzemeleri ile Kadın Politikalar Müdürlüğü’ne bağlı Kadın Yaşam Merkezi, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümmeye Erdoğan Bayraktar’ın kurucusu olduğu Kadın ve Demokrasi Derneği’ne (KADEM) devredildi. 

Kadınlar, kurumların kapatılmasının ardından artış gösteren kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine karşı Mayıs 2020 yılında Star Kadın Derneği’ni kurarak, mücadele kararlılığını bir kez daha yineledi. 

Kadın kurumlarıyla başladılar

Bu süreçte görevinden ihraç edilen Van Büyükşehir Belediyesi Kadın Politikaları Daire Başkanı Sevgi Özdinç, MA’dan Hakan Yalçın’a yaptığı açıklamada, kayyumların kadın kurumlarını kapatmakla işe başlamasını, özel savaş konseptinin bir parçası olarak değerlendirdi. Belediyeye kayyum atanmadan önce kadınlara yönelik önemli çalışmaların olduğunu ve bu kapsamda birçok kurum açtıklarını vurgulayan Özdinç, “2014 itibarıyla Van, büyükşehir statüsüne geçti. Sonrasında daire başkanlıkları kuruldu. Bir tanesi de Kadın Politikaları Daire Başkanlığı idi. Bu daireler sadece Van’da değil, birçok kentte kuruldu. Bu müdürlük ve daire başkanlıkları bünyesinde kadın sığınakları, dayanışma merkezleri ve birçok alan kuruldu. Kentin tüm mahallerinde kadınlarla yapılan buluşmalar, seminerler, eğitim atölyelerinin kurulması önemli bir farkındalık oluşturdu. Yani kentteki tüm kadınların katılımıyla çalışmalar yapıldı” dedi. 

Tüm kurumların kayyum atandıktan sonra kapatıldığını hatırlatan Özdinç, “Kayyum yönetimlerinin maalesef ilk saldırdıkları yerlerin başında kadın kurumları geldi. Kadına dair yapılan ne varsa yok edildi, merkezleri kapatıldı, başvuru olanakları tamamen ortadan kaldırıldı. Şu an şiddet gören ya da tehdit altında olan bir kadının belediyeye başvuru yapma olanağı yok, çünkü böyle bir alan kalmadı. Bu durum kayyumların kadın politikasını da ortaya koymuş oluyor” diye konuştu. 

Devlet aklının düşürmek istediği

Devletin, son süreçte Van ve diğer Kürt kentlerinde görevli üniformalıların eliyle kadına yönelik özel savaş politikasını hayata geçirdiğini belirten Özdinç, şöyl edevam etti: “Savaşlarda devlet aklının ilk düşürmek istediği kadınlardır. Son süreçte devletin kolluk kuvvetleri, üniforma zırhının arkasına saklanarak, suç işliyor. Bu üniformalılar, kadınları düşürme, çocuk istismarı, kadına yönelik şiddet ve katliam gibi olaylarla sıkça gündeme geliyor. Bu politikalar özel savaştan bağımsız değil. Hakkari’de yaşanan fuhuş olayları, Van ve ilçelerinde korucuların çocuklara yönelik cinsel istismar ve tecavüzleri, yine uzman çavuşların karıştığı olaylar neredeyse her ay yaşanmaya başlandı. Van merkezde, ‘masaj salonu’ adı altında çalıştırılan işyerinde fuhuş yapıldığı ve bu salonun ortaklarının polis olduğu ortaya çıktı. Bu duruma benzer yüzlerce şey sıralanabilir. Tüm bunlar devreye konulan konseptin birer parçasıdır.” 

Ev içine hapsetmek istiyorlar

Erkek-devlet aklının kadınlara rol ve misyon biçmeye çalıştığını dile getiren Özdinç, şunları ekledi: “Kayyum atandıktan sonra kadın kurumalarını kapattılar ve eşbaşkanlık sistemini hedef aldılar. İstanbul Sözleşmesi feshedildi. Şu nda kadınların nafaka hakkı tartışılıyor ve kadınların aleyhine bir karar almak için uğraşıyorlar. Kadınları yıldırmak ve ev içerisine hapsetmek istiyorlar. Bununla bir sindirme politikası uyguluyorlar. Kadın faillerine sürekli cezasızlık politikasının işletilmesi yaşanan durumu özetlemektedir. Özellikle Kürt kadınları, bu durumla daha çok karşı karşıyadır. Kürt kadınları, sürekli bir mücadele halinde olduğu için devletin tüm baskı politikalarıyla karşı karşıya kalıyor. Kürt kadınlar olarak erkek-devlet şiddeti ve baskısına karşı mücadele etmeye devam edecek, 8 Mart’ta her yıl olduğu gibi yine alanlarda olacağız. En çok korktukları kadın mücadelesini alanlarda kararlılıkla haykıracağız.”  VAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.