KDP ve Kürtlerin birliği sorunu

Forum Haberleri —

  • 2020 yılı zor bir yıl haline getiren olguların başında KDP’nin içine girdiği tutum oldu. Yılın en fazla dikkat çeken gelişmesi KDP’nin Türk devletiyle daha doğrusu Kürtlerin baş düşmanıyla içine girdiği ilişkilerdir. Herkes ulusal birlik derken KDP tersini yaptı.

ZEKİ AKIL

2020 yılı Kürdistan’da büyük zorluklar ve direnişle geçti. Türk devleti önüne koyduğu imha ve tasfiye konseptini sonuca götürmek istedi. Bunun için kurulan MHP-AKP, Ergenekon gibi Türk cumhuriyet tarihinin en karanlık, ırkçı ve faşist bloku soykırım politikalarını aksatmadan sürdürdü. İçeride ve dışarıda bütün güçlerini ve ittifaklarını harekete geçirdi. Efrîn ve Serêkaniyê’de görüldüğü gibi işgal ettiği yerlerde insanlığa karşı suçlar işledi. Dünyanın gözü önünde etnik temizlik yaptı.

Türk devleti Kürtleri soykırıma uğratmayı ve bütün kazanımlarını ortadan kaldırma amacını gizlemiyor. Kürdistan’ın bütün parçaları hedefinde. Bütün saldırı ve imha konseptini "terörizmle mücadele’’ söylemiyle perdelemeye çalışıyor. Tam bir şark kurnazlığıyla yüz yıllara varan Kürt sorununu terör sorununa indirgeyip işin içinden çıkacağını hesaplıyor.

Bu imha konseptinde başarılı olduğunu ve Kürtleri imha aşamasına getirdiğine inanıyor. Bir daha Kürt hareketi toparlanmasın ve nefes almasın diye baskı ve saldırılarını artırdıkça artırdı. 2020 yılı bu bakış açısının getirdiği büyük saldırıların ve kuşatmanın zirveye ulaştığı bir yıl oldu. Bu açıdan 2020 büyük saldırıların yanında büyük direnişlerin de yaşandığı bir yıl oldu. 2020’deki gelişmeleri ve ortaya çıkan sonuçları bu yazıda değerlendirmeyeceğiz. Sadece Kürtlerin durumuna ve birlik arayışlarına dikkat çekeceğiz.

Kürt sorununa ilgi duyan ve az da olsa tarih bilincine sahip Kürtlerin bütün aydınları, partileri, sanatçıları ve yurtsever çevreleri kazanmak için birliğin ne kadar önemli olduğunu biliyor. Birlik olmazsa olmaz bir zorunluluktur. Buna rağmen Kürtler birlik olamıyor veya ulusal bir kongre toplanamıyor. Bu bilince ve halkın talebine rağmen birlik bir türlü kurulamıyor. Birliğin sağlanmaması için Kürt sorununa müdahil olan birçok güç vardır. En başta da bölgedeki sömürgeci devletler Kürtlerin birliğini engellemek ve sabote etmek için çalışıyorlar. Kürtlere karşı olan bu sömürgeci devletler ise kendi aralarında birlik kuruyorlar.

Güney yönetimi bir referandum yapmaya kalktı. Türk devleti çok hızlı bir biçimde İran’la anlaşarak Bağdat’ı harekete geçirdiler. Bir gecede Kerkük ve çevresi Kürtlerin elinden çıkarıldı. Türk faşizmi şimdi Beşar Esad’la kanlı bıçaklı durumda. Esad’ı iktidardan uzaklaştırmaya çalışıyor. Ancak iş Kürtlere geldi mi hemen onunla bütünleşiyor. Türkler Kürtlere ne kadar saldırsa Esad memnun oluyor. Esad Kürtlere ne kadar saldırsa Türk faşistleri o kadar seviniyor. İki taraf bu kadar birbirlerine karşı dururken Kürtler konusunda aynı düşünce ve pratiğin sahibidirler. İran’ın Türk devletiyle bölgede derin çelişkileri var ama iş Kürtlere gelince hemen bir araya geliyorlar. Bunlar günlük olarak yaşanan ve tanık olduğumuz gelişmelerdir.

Kürt karşıtları bu kadar ağır çelişkilere rağmen birlik oluyorsa soykırım tehdidi altında olan Kürtler neden birlik olamıyorlar? Birlik için bilinç var, halkın talebi ve desteği de hazır. Buna rağmen neden birlik olunamıyor? Türk devleti veya başka birileri ne kadar saldırırsa saldırsın tek başına Kürtleri yenemez ve teslim alamaz. Bu da kesin bir sonuç olarak ortadadır. Dikkat edilirse Türk devleti kırk yıldır NATO ve ABD’nin desteğine rağmen PKK ve gerilla direnişini kıramıyor. Bu ittifakları ve saldırıları altında Kürt hareketi hem ayakta kaldı hem de giderek büyüdü ve kitleselleşti. Türk devleti bunu iyi bildiği için sürekli Kürtleri birbirlerine kırdırmaya ve işbirlikçiliği geliştirmeye uğraştı. Kuzey’de köy koruculuğu ve Hizbi Kontra gibi güçleri örgütledi.

2020 yılı zor bir yıl haline getiren olguların başında KDP’nin içine girdiği tutum oldu. Yılın en fazla dikkat çeken gelişmesi KDP’nin Türk devletiyle daha doğrusu Kürtlerin baş düşmanıyla içine girdiği ilişkilerdir. Herkes ulusal birlik derken KDP tersini yaptı. O ulusal birliği ve çıkarları bir tarafa bıraktı. İplerini AKP-MHP faşist blokunun elinde verdi. KDP için halkın birliği ve çıkarları birincil amaç ve hedef olmadı. Onlar için varsa yoksa dar aile ve parti çıkarları oldu. Her şey iktidar ve çıkarları etrafında döndü. KDP, Türk faşistleriyle her gün ve her aşamada görüşüyor. Ancak kendisi gibi Kürt olan PKK ve yöneticileriyle görüşmüyor. Birlik çalışmaları yürüten KNK yetkilileriyle bile bir araya gelmiyor.

KDP birlik konusunda sağırları oynuyor. Güney’deki Kürt partileri ve aydınları KDP’nin bu durumundan rahatsızlar. KDP’nin bu politikasının Türk işgalcilerini Güney’e yerleştirdiğini ve statüsünü tehlikeye attığının bilincindeler. KDP’nin ulusal birlik için engel olduğunu da görüyorlar. Ancak KDP karşısında gerektiği gibi tutum alıp irade olma konusunda sorunları var. Bu konuda irade ortaya koyarlarsa KDP aşırılır ve o olmadan da birlik kurulabilir.

KDP kendisi birliğe gelmediği gibi Güney partilerini de baskılayıp birliğe gelmelerini engelliyor. Ayrıca Rojava ve Kuzey’de, Rojhilat’ta ilişkide olduğu ve yanında tuttuğu partileri birlikten uzak tutuyor. Sonuç itibariyle KDP birlik önünde büyük bir engel durumundadır. Ayrıca Kürt halkını soykırım kıskacına almış Türk rejimiyle içinde girdiği ortaklık bütün Kürtleri katliama açık hale getiriyor. Kürt halkı soykırımı durdurmak ve özgür olmak istiyorsa KDP’ye rağmen birliğini kurmak ve bu tarihi fırsatı değerlendirmek durumundadır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.