Kemal Sido: Efrîn hepimizin meselesi

Yurt Dışı Haberleri —

Kemal Sido

Kemal Sido

  • Efrînlilerin suç duyurusu belki küçük bir adım fakat yankı uyandırdı. Bu tür konular iğneyle kuyu kazmaya benziyor. Çok açık bir gerçek var Efrîn’de Türkiye işgalci ve orası Türkiye’nin bir parçası değil. Bu dava başka insanlara cesaret de verecek.
  • Efrîn’de Türk devletinin varlığı illegal. Bunu dünyaya anlatmak hem kolay hem de zor. Çünkü Türkiye bir NATO ülkesi. 'Türkiye önemli bir ülke' diyorlar. Bu insan haklarını çiğnediğinde susmayı mı gerektiriyor?
  • Normalde Efrîn gibi bir yerde suçların belgelenmesi, raporlanması, mağdurların konuşması için paralar harcanır; bizde ise Türkiye ve dostları Efrîn’in gündeme gelmemesi için para harcıyorlar. Efrîn’in ve bu davanın takipçisi olmalıyız.

REWŞAN DENİZ

Almanya merkezli Tehdit Altındaki Halklar Örgütü'nün (Gesellschaft für bedrohte Völker) Ortadoğu uzmanı Kemal Sido Efrîn’deki suçların araştırılması için yapılan suç duyurusunun önemine vurgu yaparak, “Efrîn’in ve bu davanın takipçisi olmalıyız. Baskı ve kamuoyu oluşturmalıyız. Efrîn’in işgal edilmesi başlı başına suç. Uluslararası hukuka karşı bu açıkça işlenmiş bir suç; çünkü Efrîn Türkiye’nin değil Suriye’nin bir parçası” dedi. 

Geçtiğimiz hafta insan hakları örgütleri Avrupa Anayasal ve İnsan Hakları Merkezi (European Center for Constitutional and Human Rights-ECCHR) ile Hakikat ve Adalet için Suriyeliler (Syrians for Truth and Justice-STJ), Karlsruhe’de Almanya Federal Savcılığına Türk devletinin ve ona bağlı grupların Efrîn’deki suçlarının araştırılması için suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunu bu kurumlar aracılığıyla isimlerini açıklamak istemeyen 9 Efrînli yaptı. Suç duyurusu savcılık tarafından soruşturulduktan sonra dava açılıp açılmayacağının kararı verilecek.

İnandırıcılıkları kalmadı

İnsan hakları aktivisti ve Almanya merkezli Tehdit Altındaki Halklar Örgütü'nün (Gesellschaft für bedrohte Völker) Ortadoğu uzmanı Kemal Sido, suç duyurusunun hazırlık sürecinde bilgi ve belgelerle destek sunmuş. Bu davanın başka insanlara cesaret de vereceğini ve sürmesi gerektiğini belirten Kemal Sido, “Çin ve Rusya’ya karşı söz konusu olduğunda sesi yüksek çıkanların Türk devletinin suçlarına sıra geldiğinde susmasının insan hakları açısından inandırıcılığı yoktur” dedi.

'Türkiye önemli bir ülke' diyorlar!

Efrîn’in medyada, kamuoyunda sürekli gündemde tutulması, ondan sürekli bahsedilmesi gerektiğini söyleyen Kemal Sido şunları belirtti: "Efrîn’de Türk devletinin varlığı illegal. Bunu dünyaya anlatmak da kolay, bir zorluğu yok. Fakat öte yandan zor da. Çünkü Türkiye bir NATO ülkesi. Almanya’da Yeşiller’den siyasetçi dostlarım var onlarla konuştuğumda 'Türkiye önemli bir ülke' diyorlar. Türkiye’nin önemli bir ülke olması, insan haklarını çiğnediğinde susmayı mı gerektiriyor? Rusya da önemli bir ülke, o zaman o da bir şey yaptığında susalım."

Stratejik bir akıl gerekiyor

Efrîn’in ve 9 Efrînlinin yaptığı suç duyurusunun takipçisi olunması gerektiğinin altını çizen Kemal Sido konuşmasına şöyle devam etti: “Normalde Efrîn gibi bir yerde suçların belgelenmesi, raporlanması, mağdurların konuşması için paralar harcanır; bizde ise Türkiye ve dostları Efrîn’in gündememe gelmemesi için para harcıyorlar. Efrîn’in ve bu davanın takipçisi olmalıyız. Baskı ve kamuoyu oluşturmalıyız. Efrîn’in işgal edilmesi başlı başına suç. Uluslararası hukuka karşı bu açıkça işlenmiş bir suç; çünkü Efrîn, Türkiye’nin değil Suriye’nin bir parçası. Orada her büroda Atatürk ve Erdoğan’ın fotoğrafları var, her taraf Türk bayraklarıyla donatılmış. Türkçe ve Arapça resmi diller. Kürtçe nerdeyse yasak hale gelmiş. Beşar Esad da Efrîn’in Araplaştırılması veya Türkleştirilmesinden memnun. Kimin Kürt partisine gönül verdiği, hangi Kürt liderini kabul ettiği fark etmez. Efrîn Kürtler için ulusal bir konu, bunun için stratejik bir akıl gerekiyor. Bunun etrafında bir araya gelebilir Kürtler.”

Korkuyorlar

“Efrîn partilerin meselesi değil, Kürtler için ulusal bir mesele” diyen Sido şöyle devam etti: “Aynı zamanda insan haklarının günlük olarak çiğnendiği bir yer. Uluslararası hukuka aykırı bir biçimde Almanya hükümeti Türk devletinin dostu olduğu için, Türkiye siyaseti hakkında sessiz olduğu için Efrîn konusunda onları motive edecek bir şey görmüyorlar. Hatta korkuyorlar belki bizi YPG ile ilişkilendirirler ve sorun yaşarız diye.”

İğneyle kuyu kazmak gibi

“Efrîn’de Türk işgalinin uzaması bizim aleyhimize” diyen Sido, “Yarın öbür gün nüfusun çoğunluğu zaten şimdi Arap. Bir referandum yapabilir ve ‘oranın halkı Türkiye’ye katılmak istiyor’ diyebilir” uyarısında bulunan Sido şunları söyledi: “Bu dava belki küçük bir adım fakat yankı uyandırdı. Bu tür konular uzun zaman isteyen konular aynı zamanda, iğneyle kuyu kazmaya benziyor. İnsan hakları çerçevesinden baktığımızda çok açık bir gerçek var Efrîn’de Türkiye işgalci ve orası Türkiye’nin bir parçası değil.

Başkalarına da cesaret verecek

Bu dava başka insanlara cesaret de verecektir. Cesaret vermek gerekiyor çünkü özellikle Almanya’daki Kürtler Alman devletinin siyaseti nedeniyle fazla çekingen. Çin ve Rusya’ya karşı söz konusu olduğunda sesi yüksek çıkanların Türk devletinin suçlarına söz geldiğinde susması insan hakları açısından inandırıcılığı yoktur. Almanya’da artık halkın yarısının siyaset kurumlarına güveni yok çünkü inandırıcı olmadıklarını görüyorlar. Eğer insan haklarından söz ediyorsa bu herkes için geçerli olmalı. Uluslararası hukuk diyorsa bu bütün ülkeler için geçerli olmalı.”

Kürt karşıtlığını yayıyor

Erdoğan ve partisinin Müslüman ülkelerinde günde güne Kürt karşıtlığını yaydığını ve buna kendi yaşamından birçok örnekle tanık olduğunu aktaran Kemal Sido şunları ekledi: "Kürtlerin çoğunluğu zaten Müslüman. Türk devletinin yapmak istediği radikal Müslüman yapmak. Mesela eskiden İdlib’teki Müslümanlar bu kadar Kürt karşıtı değildi. Türk devletiyle ilişki kurdukça Kürtlere karşıt hale geldiler. Türk devletinin Kürt karşıtı siyaseti sınır tanımıyor. Türk devletine biraz sempati duyan biri de Kürt karşıtına dönüşüyor. Eskiden Arap komşularımız bu kadar Kürt karşıtı değildi. Bir süre önce Mekke ve Medine’ydim, orda bazı Senagellileri gördüm. Bana ‘Kürtler Erdoğan’a karşı, İslamiyet’e karşı’ dediler. Ben de onlara ‘Sen daha Arapçayı bilmiyorsun, senin Erdoğan’ın Arapça bilmiyor’ dedim. Almanya’da farklı ülkelerden sıradan Müslümanlarla konuştuğumda benzer şeyleri söylüyorlar.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.