KNK, Kürt halkını uyardı

.

.

  • KNK Eşbaşkanı Ahmet Karamus, Türk devletinin Kürtlere yönelik tehdit ve saldırılarının yaratacağı büyük bir felaket konusunda tüm Kürdistan halkını uyardı: "Bu süreç, yalnızca bir parti ya da grup çıkarlarının savunulacağı bir dönem değildir. Ulusal birlik içinde hareket etmek, ayağa kalkmak ve her alanda direnmek bir tercih değil, tarihi bir zorunluluktur.”

ANF'ye konuşan KNK Eşbaşkanı Ahmet Karamus, Türk devletinin Kürtlerin bulunduğu her bölgeyi hedef aldığını; şimdi Minbic’e yönelik işgal tehdidinin de bu stratejinin bir devamı olduğunu söyledi. 

Felaketi izlemekle yetiniyorlar

Êfrîn’den göç eden yüz binlerce Kürt'ün, Şehba’da kamplarda yaşarken bir kez daha yerlerinden edildiğine dikkat çeken Karamus, "Dünya, bu felaketi izlemekle yetiniyor ve ciddi bir tepki göstermiyor. Türk devleti, Kürtlerin topraklarından sürülmesi ve yerlerine radikal grupların yerleştirilmesiyle bölgede demografik yapıyı değiştirme amacını güdüyor. Bu, insanlık suçudur ve açık bir soykırım politikasıdır" dedi. 

Kürtlerin direnişi mecburidir

Türk devletinin saldırılarına karşı Kürtlerin, siyasi, diplomatik ve askeri alanda direniş göstermeye mecbur olduğunu vurgulayan Karamus, Kürtler arası siyasi birliğinin güçlendirilmesinin kaçınılmaz bir şekilde kendisini dayattığını söyledi. Karamus, şöyle konuştu: "Kimse yanılgıya düşmesin ya da kendini kandırmasın; Türk devletinin amacı sadece Şehba, Halep ya da Minbic gibi sınırlı hedefler değildir. Bu hedef, bütün Rojava ve Başûr Kurdistan’ı kapsamaktadır. Êfrîn’den Bradost’a kadar tüm Kürt bölgelerini kendi konseptine dahil etmiş ve bu alanları işgal etmek, Kürt halkının burada elde ettiği kazanımları tamamen yok etmek istemektedir. Bu strateji, yalnızca belirli bir partiye, örgüte veya güce değil, Kürtlerin dört parçada elde ettiği tüm kazanımlara yöneliktir.

Herkese düşen sorumluluk

Vicdan sahibi herkes, Kürt halkının haklarını ve kazanımlarını korumak için direniş gösterenlerle birlikte hareket etmelidir. Herkes, Kürtlerin ulusal birliğini güçlendirecek, kazanımları koruyacak ve direnişi destekleyecek şekilde davranmalıdır. Bu kazanımların etrafında birliği sağlayarak, Kürt halkının ortak mücadelesini güçlendirmek ve temel görev olmalıdır.

Katliam tehlikesi

Katliamlar, göçler, asimilasyon ve demografik değişim politikaları açık bir şekilde ortadır. Eğer bu saldırılar karşısında ulusal bir ruhla, ortak bir bilinçle ve kararlılıkla hareket etmezsek tarihin tanık olduğu en büyük trajedilerden biri daha yaşanabilir. Siyasi, ulusal ve toplumsal birlik sağlayamazsak tarihimiz bir kez daha benzer bir acıyla yazılacaktır. Bu gerçeği görmemek büyük bir gaflet olur. Sorumluluğumuz ağır. Ulusal birlik içinde hareket etmek, ayağa kalkmak ve her alanda direnmek bir tercih değil, tarihi bir zorunluluktur. Halkımızı açıkça uyarıyoruz; bu süreç, yalnızca bir parti ya da grup çıkarlarının savunulacağı bir dönem değildir. Bu, Kürt halkının yaşam haklarını, onurunu ve geleceğini savunma görevidir. Herkes bu bilinçle hareket etmeli, kimse kenarda oturup beklememelidir.”

Göç eden halka destek

İşgal edilen alanlardan göç etmek zorunda kalan halkın son derece zor bir durumla karşı karşıya kaldığını belirten Karamus, her türlü desteğe ihtiyaç olduğunu kaydetti. Karamus, “Bu insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için her alanda, her türlü desteğe ihtiyaçları vardır. Uluslararası kurumlar, Kürdistan’ın ilgili kuruluşları ve her bir Kürt bireyi, imkânları çerçevesinde bu duruma duyarlılık göstermeli ve seferber olmalıdır. Bu insanlar, kendi topraklarından koparılmış, kış mevsiminin soğuk ve zorlu koşullarında, kar ve yağmur altında hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Hepimizin bu zor şartlar altındaki halkımıza sahip çıkması hayati bir sorumluluktur. Bu, yalnızca bir ahlaki sorumluluk değil, aynı zamanda ulusal bir görevdir” diye seslendi.  HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.