Kriminalizasyon biçim değiştirdi

Dosya Haberleri —

Bremen Bratî Derneği

Bremen Bratî Derneği

  • Bremen’de Alman polisinin tepki toplayan çıplak arama uygulaması üzerinden 7 hafta geçti. Polisler hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Polis işkencesi Bremen Eyalet Meclisi gündemine taşındı. Ancak aradan geçen zamana rağmen yetkililerden tek bir dönüş yok.
  • Çıplak aramaya maruz kalan Emine Demir, “Aradıklarını bulamayınca ‘pardon’ deyip çıktılar. Hala şoktayım” dedi. Fatma Sayın ise 18 yıllık  avukatlık hayatı boyunca 129b davalarında ilk kez çıplak aramayla karşılaştığını belirterek, “Bir tanıktan sanık yaratma operasyonudur” dedi.
  • Düsseldorf davası avukatlarından Edith Lunnebach, yargılanların profilinin değiştiğine dikkat çekerek “Artık sıradan kişiler, bir dernek yöneticisine dahi yargılama izni çıkıyor. Bu çok ciddi bir tehdit. Almanya Türkiye’ye ‘biz bir şeyler yapıyoruz’ mesajı veriyor” dedi.

ERDAL BAZ/ARAM PİRO-BREMEN

AKP Milletvekili Mustafa Açıkgöz’ün Kürtleri ve muhalifleri hedef alan “size yaşama hakkı tanımayacağız” tehditleri ciddi tepkilere yol açarken; Almanya’da Kürtlere yönelik on yıllardır devam eden kriminalizasyon politikalarını da tartışmaya açtı. 1993 yılında ilan edilen PKK yasağını kriminalizasyona dayanak yapan Almanya, Alman Ceza Kanunu’nun 129a/b maddeleri ile Dernekler Yasası’nı gerekçe yaparak Kürtleri yargılıyor. Hali hazırda 10 Kurdistanlı Alman cezaevlerinde. Kürtlerin bayraklarını, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın posterlerini yasaklayan, eylem ve etkinliklerini engelleyip yargılama konusu yapan Almanya, dönem dönem Kürt kurumlarını da basarak, yöneticilerini gözaltına alıyor, haklarında dava açıyor.

Baskılar ise Türkiye ile ilişkilere bağlı olarak tırmandırılıyor. Örneğin; Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser’in 22 Kasım 2022’de Türkiye’ye yaptığı ziyaret ardından Aralık 2022’de Mainz, ardından Bremen ve Nürnberg’deki Kürt kurumları hedef oldu. Mainz’da Kürt derneği ve yöneticilerin evlerine yapılan baskın 129b maddesine dayandırıldı. Nürnberg’de Medya Halk Evi’nin kapısı koçbaşı ile kırıldı, evler basıldı. Almanya Kurdistanlı Topluluklar Konfederasyonu (KON-MED) eski Eşbaşkanı Tahir Köçer gözaltına alınarak 129b’den tutuklandı.

Emine Demir

Evi basıldı, çıplak arandı!

Gazetemiz Yeni Özgür Politika Bremen’de Kürtlere yönelik operasyonu 9 Aralık’ta Kurdin nackt durchsucht! (Kürt kadına çıplak arama) başlığıyla manşete taşıdı. Alman polisi, kentte bulunan Brati Derneği Eşbaşkanı Tuncer Yalınkılıç ile dernek yöneticileri Necdet Ersöz, Fırat Kaya, Kadri Saka, Emine Demir ve Azad Dağlı’nın evlerini bastı, Türk polisini aratmayan uygulamalara imza attı. Kentte yıllardır kadın çalışmalarında yer alan, Kürt derneği ve Sêvê Kadın Meclisi yöneticisi 3 çocuk annesi Emine Demir, daha önce bu tür baskınlarda benzeri görülmeyen bir uygulamaya imza atılarak “çıplak arama” işkencesine maruz kaldı.

7 haftadır yanıt yok

Dernek yöneticileri, polisin baskın ve Türk tipi uygulamalarına ilişkin suç duyurusunda bulundu. Sol Parti Milletvekili Cindi Tuncel hazırladığı soru önergesiyle polisin kriminalizasyon uygulamalarını Bremen Eyalet Meclisi’nin gündemine taşıdı. Aradan 7 hafta geçti ancak hala yetkililerden herhangi bir açıklama yapılmadı.

Evleri basılan Bremen Brati derneği yöneticileri ile konuyu takip eden hukukçu ve vekillerle yaşanan hukuksuzluklar ve buna karşı verdikleri mücadeleyi konuştuk.

Hedef mi seçildi?

Evi basılanlardan Emine Demir, 1988 yılında Bingöl’den Almanya’ya göç etmiş. Demir’in sadece evi basılmadı, Türk devletinin sıklıkla başvurduğu, “işkence suçu” olarak da kabul edilen çıplak aramaya maruz kaldı. Bremen’de yıllardır Kürt kurumlarında aktif olarak rol alan Demir, iki dönem Kürt derneğinin eşbaşkanlığını yapmış, şimdilerde ise Sêvê Kadın Meclisi’nin sözcüsü.

Demir, 7 Aralık’taki baskında Alman polisinin onur kırıcı uygulamalarına maruz kaldığını ve hala bunun şokunu atlamadığını belirtti: “Sabah 6 civarı polisin zili çalmadan kapıya vurma sesiyle uyandık. ‘Kapıyı açın’ diye bağırıyorlardı. ‘Terörist ve silah’ aradıklarını belirtip içeri girdiler. Çocuklarımın telefonları da dahil evdeki bütün dijital materyaller, demlik, tencere ve bütün çekmecelerin içerisine kadar baktılar, bakılmadık yer bırakmadılar. Banyonun havalandırmasının kapağını kırarak oraya bile baktılar.

Hala şokunu atlatamadım

Polis araması sürerken tüm ailenin fotoğraflarını çektiler. Sonra bana ‘silah arıyoruz, seni kontrol edeceğiz’ diyerek yatak odasına götürdüler. Oysa üzerimde zaten gecelik vardı. Silah olmadığı bariz olmasına rağmen çıplak arama yaptılar. Bu arama sırasında bir kişiyi de şahit olarak getirdiler. Yaşadığım şoku anlatmam çok zor. Kurdistan’da Türk devletinin yaptıklarını aklıma getirdi. Kızım da olaydan çok etkilendi.”

Aramada bir şey bulamayınca kadın olan polis şefinin “özür dileyip gittiğini” belirten Emine Demir, “Beni çıplak arayıp 2.5 saate yakın da evi arayıp bir şey bulamadıktan sonra, üzerimi arayan şef kadın 2 kere özür dileyerek avukat tutabileceğimizi söyledi. Arama kararını veren polis de oydu. O gün boyunca şoktaydım. Daha sonra avukatlarımız aracılığıyla suç duyurusunda bulunduk” dedi.

Avukat Fatma Sayın

İlk defa karşılaşıyorum

Emine Demir’in avukatı Fatma Sayın, 18 yıllık avukatlık geçmişinde 129b davalarında ilk defa çıplak arama ihlaliyle karşılaştığını belirtti. Onur kırıcı bir uygulama olan çıplak aramanın suç olduğuna vurgu yapan Sayın, “hiçbir şekilde hukuki bir gerekçesi olamaz” diyerek, hem arama kararına hem de çıplak aramaya itiraz ettiklerini belirtti. “Müvekkilimizin temel haklarının ihlal edildiğinin altını çizerek, hiçbir hukuki dayanağı olmadığını belirttik. İtirazımıza henüz bir yanıt verilmedi” dedi. Avukat Sayın, siyasi soruşturmalarda bir daha buna benzer uygulamaların yaşanmaması için karar aldırmaya çalışacaklarını söyledi.

Müvekkilinin dosyada tanık sıfatıyla yer aldığını kaydeden Sayın, “Tanık olduğu gerekçesiyle ev araması yapılması, yeni bir uygulama, ilk defa karşılaşıyoruz. Telefon dinlemelerine dayandırılarak, ‘delil olabilir’ ihtimali üzerinden arama yetkisi alınmış” dedi. “Tanık pozisyonundaki kişilere yönelik uygulama yarına sanık yaratma girişimidir” diyen Avukat Sayın, bu tür uygulamalara maruz kalan herkesin mutlaka avukatları aracılığıyla itiraz etmeleri gerektiğinin de altını çizdi.

Baskıları meşrulaştırmaya çalışıyorlar

Almanya’da Kürtlere yönelik davaları yakından takip eden bir hukukçuya daha Bremen’deki baskını sorduk. Aynı zamanda Kürt siyasetçilere yönelik Düsseldorf Davası’nın avukatlarından olan Edith Lunnebach, “İnsanı küçük düşüren, onurunu kıran uygulamalar kanuni değildir. Polis bu baskıları meşrulaştırmak istiyor. Hukuki olarak karşı çıkmak gerekiyor” dedi.

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser ve öncesinde Federel Başsavcı Peter Frank’ın Türkiye’ye gittiğine işaret eden Lunnebach, “Bu görüşmede Türkiye rejiminin Almanya’dan isteği PKK üzerindeki baskıyı artırmaktı. Bu yaşanan olay gösteriyor ki mahkemeleri etkileyecek bu iki kurum Türkiye’ye ‘biz bir şeyler yapıyoruz’ mesajı veriyor” ifadelerini kullandı. 

Avukat Edith Lunnebach

Profil değişti: Herkes hedefte

Alman devletinin soruşturma izni verdiği kişilerin profillerine de dikkat çeken Edith Lunnebach, tüm Kürtlerin hedef olabildiğine dikkat çekti: “Şimdilerde verilen yargılama izinleri eskisi gibi yüksek mevkili olarak bilinen kişilere değil, sıradan kişilerdir. Örneğin; bir dernek yöneticisine de yargılama izni çıkıyor. Bu durum ciddi bir tehdit olarak algılanmalı. Alman istihbaratının elinde 14 bin 500 Kürt aktivistin adı var. Hepsinin adına bir defa da soruşturma açılırsa bu onların işine gelmeyeceği için her seferinde küçük adımlarla tek tek kişilere soruşturmalar açıp yargılıyorlar.”

Kürtlere yönelik soruşturmalarda Almanya’nın Türk devletiyle ortak hareket ettiğini belirten Avukat Lunnebach, “Bana göre Türk rejimiyle görüşüp sonra adım atıyorlar” diyerek ekledi: “Bu hükümetin politikasıdır. Bu politikaya karşıyım ve kabul etmiyorum.”

Sait Bilgin

Her adımımız takip ediliyor

Bremen’de yıllardır siyaset yapan, Kürt kurumlarında aktif olarak görev alan Sait Bilgin ise her adımlarının Alman devleti tarafından takip edildiğini söyledi. Bilgin, “Alman devleti traş olduğumuz berbere, yemek yediğimiz lokantaya kadar gidip bizi sormuş, bu masum bir yaklaşım değildir” dedi. Soruşturma dosyasında tanık olan kişilere yönelik operasyonların geleceğe yönelik sanık yaratma hamlesi olduğunu belirten Bilgin, “Amaçları Kürt halkının mücadelesini engellemektir. Halkta korku ve kaygı yaratmaya çalışıyorlar. Halkı terörize etmenin hem hukukta hem de demokraside yeri yok” diye ekledi. Kürtlerin PKK’nin 1993 yılında yasaklanmasından bugüne benzer baskılara maruz kaldığını belirten Bilgin, “Halkımız o zamanda bu tür yaklaşımlara pirim vermedi bugün de vermeyecektir” dedi.

Almanya’nın da çözümsüzlük ve baskın politikası yerine Kürt sorununun demokratik çözümünde rol alması gerektiğini söyleyen Bilgin son olarak şunları dile getirdi: “Almanya’da en az 1,5 milyon Kürt yaşıyor. Alman devletinin bu yaklaşımları çözüme zarar veriyor. Almanya’dan beklentimiz Kürt sorunun demokratik yöntemlerle çözümünde rol oynamasıdır.”

Meclis’e taşıdı: Takipçisiyiz

Bremen Eyalet Meclisi Sol Parti Milletvekili Cindi Tuncel ise Kürt derneğine baskın ve çıplak arama uygulamasını 21 Aralık’ta soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. “Polisin bu uygulaması karşısında şaşkınım ve bunu kabul edilemez buluyorum. Sınır aşılmıştır. Onlarca polisle evlerin basılması bile başlı başına kabul edilemezken bir kadın çıplak aranamaz” diyerek, “takipçisi olacağım” dedi.

Celle Eyalet Yüksek Mahkemesi kararıyla, bir kişinin PKK adına Bremen’de faaliyet gösterdiği gerekçesiyle gerçekleşen ev baskınında Emine Demir’in çıplak aramaya maruz kaldığını belirten Tuncel, “Ne Celle savcılığı ne de Bremen makamları kamuoyuna bir açıklama yapmadığı için” konuyu meclis gündemine taşıdığını kaydetti.

Bir aydır yanıt yok

Bremen Eyalet Parlamentosu’na 12 soruluk önerge veren Tuncel, sanık olan kişilerin evlerinin neden basıldığını, neyle suçlandıklarını sorarken, Emine Demir’in neden çıplak aramaya maruz kaldığının açıklanmasını istedi. Cindi Tuncel’in  soru önergesine aradan geçen bir aya rağmen henüz yanıt verilmiş değil.

***

Ayakkabıyla yataklara bastılar

Tuncer Yalınkılıç

Evi basılanlardan biri de Bremen Brati Derneği’nin Eşbaşkanı Tuncer Yalınkılıç. Sabah saatlerinde evinin polisler tarafından basıldığını, 6 kişiyle yapılan aramanın üç saat sürdüğünü belirten Yalınkılıç, “Uyarmama rağmen ayakkabılarıyla yataklarımın üzerine çıktılar. Buzdolabında derin dondurucudan patateslerin içine kadar baktılar” dedi.

Aynı zamanda sanatçı da olan Yalınkılıç, “Bir sanatçı olarak da mağdur edildim. Bütün dijital çalışmalarıma, şarkılarım, hazırladığım video klipler ile kişisel bilgilerim ve dijital hesap şifrelerimin bulunduğu şahsi ajandama dahi el konuldu. İnternetteki çalışmalarım durmuş durumda” diye ekledi. Bu tür baskınlarla Kürt halkının sindirilmeye çalışıldığının altını çizen Yalınkılıç “Bu operasyon tamamıyla korkutma ve sindirme amacı taşıyor” diyerek, sessiz kalmayacaklarını söyledi.

***

Polisin suçları artıyor

Almanya Federal Meclisi Sol Parti Milletvekili Gökay Akbulut Bremen’deki baskın ve yaşanan hukuksuzlukları yakından takip ettiklerini belirterek, "Bremen’deki polis operasyonu bize tüm Almanya’da bağımsız bir şikayet mekanizmasına ihtiyacımız olduğunu bir kez daha gösterdi. Yeterince soruşturulmayan orantısız polis kontrolleri ve şiddeti hakkında birçok şikayet alıyorum. Özellikle de Kürt göçmenlerden” dedi.

***

Arkasında Türkiye var

Almanya Kurdistanlı Topluluklar Konfederasyonu (KON-MED) Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt, Kürt dernekleri ve yöneticilerine yapılan operasyonların Almanya’nın Türkiye ile ilişkileriyle direkt bağlantılı olduğunun altını çizdi: “Ne zaman Türkiye de Kürt mücadelesi yükselmişse ya da Türk devleti baskısını artırmışsa Almanya’da o denli baskı artırmıştır. Bugün Türk devletinin kimyasal silah kullanımına dönük eylemlerin arttığı, Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a uygulan tecride karşı öfkenin en doruğa çıktığı dönemde böyle baskınların yapılması Kürt halkının taleplerini bastırmaya dönük açık mesajdır.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.

<