Kurdistan’da sömürgecilik

Dosya Haberleri —

16 Aralık 2022 Cuma - 20:00

Kurdistan'da devlet şiddeti

Kurdistan'da devlet şiddeti

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan'ın Kürt Sorunu'nun tarihsel seyrine ilişkin hazırladığı yazı dizisinin bugün 3. bölümüne yer veriyoruz. Kalkan bu bölümde soykırım siyasetinin nasıl uygulandığını anlattı.

  • Mustafa Kemal’in “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” sözü çok uydurma bir sözdür. Gerçeği maskelemek için büyük bir maskedir. Gerçek olan içte faşist terör, dışta savaştır. Bir soykırım rejimi, sanki barış rejimiymiş gibi yüzünü maskelemeye çalışıyor. Önderlik Gerçeği, PKK mücadelesi o maskeyi büyük bir ölçüde kırdı.
Duran Kalkan

Kürt Sorunu'nu tanımlamada Önderliğin “Kurdistan Sömürgedir” tespitiyle yola çıktığını ve bugüne kadar ki gelişmeleri bu temelde yarattığını PKK’nin 50 yıllık pratiğinden rahatlıkla anlaşılabilir. “Sömürgecilik” Kürt Sorunu denen sorunu tanımlamada önemli bir kavram oldu. Belli gelişmelere de yol açtı. Peki yeterince tanımladı mı? Kürt Sorunu'nu tamı tamına ifade etti mi? Bir düzeyde ifade etti. İfade ettiği oranda düşünce, örgüt ve eylem gelişimine, sorunun çözüm güçlerinin ortaya çıkmasına zemin oluşturdu, yol açtı. Önder Apo, “sömürgecilik” olarak tanımladı ama sömürgeciliği tanımlarken hep “Kurdistan’daki sömürgecilik dünyada benzeri olmayan bir sömürgeciliktir” dedi. İkincisi; bu sömürgeciliğin merkezine düşünsel sömürgeciliği, zihniyet sömürgeciliğini koydu. İlk Manifesto'da bunu net ortaya koydu. “En tehlikeli sömürgecilik düşünsel sömürgeciliktir” dedi. Son Manifesto'da “Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü” savunmasında bunu “Zihniyet Kırımı” olarak tanımladı. Bu klasik sömürgeciliğe ya da diğer sömürgeciliklere uyan bir şey değildir. 

Kürtlük yok ediliyor

Düşünsel sömürgecilik, başka sömürgeciliklerde yoktur. Çünkü sömürgecilik daha çok ekonomik ve siyasi bir kavramdı. Ekonomik ve siyasi sömürüyü, egemenliği ifade ediyordu. Ülkenin ismini, toplumun ismini yasaklamayı getirmiyordu. Hindistan sömürgedir, İngilizler sömürge Hindistan valisi görevlendirip yönetiyorlardı. Hindistan’ın adını, Hint toplumunun adını, dilini, kültürünü reddetmiyorlardı. Belli bir zihin gücünü sömürüyorlardı ama bir asimilasyon uygulamıyorlardı. Şimdi Kurdistan üzerinde ekonomik sömürü, siyasi egemenlik had safhadadır. Ülkenin adını, varlığını tanımıyor. Askeri egemenlik, ekonomik-siyasi tahakküm ve sömürü had safhadadır. Zaten askeri tahakküme ve egemenliğe dayanıyor. Kurdistan üzerindeki sömürgecilik, mevcut egemenlik bunları aşıyor. Kürtlük yok ediliyor. 

Kürt kültürü, ulusal değerleri, dili varlığı üzerinde yeni bir Türk ulusu şekillendiriliyor. Asimilasyon, kültürel soykırım var. Dolayısıyla sömürgecilikte içinde ama Kürt Sorunu sömürgecilik sorunu değil, sömürgecilik yeterince ifade etmiyor. Ondan daha öte bir sorundur. Sömürgecilik yeterli değil, onun için sömürgecilikten kurtuluş için yapılanlar, yürütülen mücadelelerin hepsi 1970’ten, 90’ların sonuna kadar olan süreçte Kurdistan’da uygulandı ama çözüm üretmedi. Bunu PKK’nin siyasetinin zayıflığıyla, savaşının yetersizliğiyle açıklayamayız. Öyle değildir. PKK öncülüğünde Kürtler 1970’li, 80’li, 90’lı yıllarda dünyanın diğer alanlarındaki sömürge toplumların yürüttükleri ulusal kurtuluş savaşları kadar bir savaşı eksiksiz verdiler, hatta fazlasıyla verdiler. Ulusal kurtuluş savaşının içerisine toplumsal kurtuluşu da koydular. Kadın özgürlüğü temelinde derin özgürlük değerlerini de koydular. Diğer birçok ülkede; Afrika, Asya ülkelerinde verilen ulusal kurtuluş savaşlarının çok ötesinde bir ideolojik derinlik kattılar, güç ortaya çıkardılar. Bu temelde ulusal kurtuluş savaşını daha derin ve güçlü verdiler ama sonuç alamadılar. Diğer ülkelerde, toplumlarda ortaya çıkan sonucun aynısı Kurdistan’da ortaya çıkmadı. Neden? Çünkü Kurdistan öyle bir sömürge değildi.

Bütünlüklü bir soykırım

O sömürgeciliğe denk düşecek oranda yürüttüğü mücadeleyle gelişme sağladılar, kazanım ortaya çıkardılar. Ama ulusal kurtuluş savaşlarının ulaştığı çözüm düzeyine Kurdistan’da ulaşamadılar. Bu neden kaynaklandı? Kürt Sorunu'nun doğasından ve gerçekliğinden kaynaklandı. Kürt Sorunu sadece bir sömürgecilik sorunu olmamasından kaynaklandı. Evet, sömürgeciliği de içinde taşıyor, dünyanın başka yerlerinde uygulanmış olan klasik ya da yarı sömürgecilik türlerinin içinde ifade ettiği özellikleri de içerisinde taşıyor ama Kürt Sorunu ondan da öte bir sorundur. Peki nasıl bir sorundur? Soykırım sorunudur. Bu, Kürt Sorunu'nu daha iyi net ve açık tanımlayan bir kavram oluyor. Kurdistan’da uygulanan soykırım bütünlüklü bir soykırım oluyor. Öyle soykırımın bir parçası filan değildir. 

Soykırım 4 boyutludur

Soykırım kavramı ne anlama geliyor? İnsanlık düşüncesi soykırımı nasıl tanımlıyor? Dört boyut halinde soykırım tanımlanıyor. Bu dört boyut nedir? Bir; fiziki katliamdır. Birçok topluma soykırım dayatılıyor. Fiziki yok etme katliamdır. İki; tehcir, sürgün ve göçertmedir. Toplumu kendi yurdundan çıkartarak dört bir yana savurmadır. Üç; demografyayı değiştirmedir. Kendi yurdunda toplumun içine başka toplumları getirip yerleştirerek parça parça edip azınlık durumuna düşürmektir. Bir ulusal topluluk haline gelmesini engelleme, belli bir coğrafyada toplumun nüfus yoğunluğunu, ulusal yoğunluğunu azınlığa düşürmektir. Dört; kültürel soykırımdır. Kültürel soykırımın esası her düzeyde asimilasyondur. Bu dört boyut Kurdistan’da başat ve eksiksiz olarak uygulanıyor. Son yüz yıl içerisinde Kurdistan’da uygulanan katliam kadar tarihsel olarak başka hiçbir toplum yaşamamıştır. Bir de sadece 20. yüzyıl değil, bir de 19. yüzyıl katliamları var. 1806’da Rewanduz saldırısından tutalım günümüze kadar süren katliamları göz önüne getirelim hiçbir halk tarihsel olarak böyle bir katliam yaşamadı.