Kürt basını susturulamadı
- Özgür Basın emekçileri, KHK ile çalıştıkları basın kurumlarına mühür vurulmasına rağmen 7 yıldır aralıksız bir şekilde hakikatleri topluma ulaştırmayı sürdürüyor.
Türk devletinin iç çatışması sonrası ilan edilen ve üçer ay aralıklarla 7 kez uzatılan Olağanüstü Hal (OHAL), 17 Temmuz 2018’de sona erdi, ancak uygumaları halen devam ediyor. OHAL kapsamında 36 Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarıldı. KHK'lilerin ilk hedef ise Kürtler ve muhalif kesimler oldu. 667 sayılı KHK ile kamu kuruluşları, 668 sayılı KHK ile de özgür Kürt basını hedef alındı.
Darbe girişiminden 12 gün sonra çıkarılan 668 sayılı KHK ile 18 televizyon, 3 haber ajansı, 23 radyo, 45 gazete, 15 dergi, 29 yayınevi ve dağıtım kanalı kapatıldı. Kapatılan televizyonlar arasında İMC TV, Hayat’ın Sesi TV, Özgür Gün TV, Jiyan TV, Azadi TV, Denge TV, Van TV, Van Genç TV, TV 10, Mezopotamya TV, Birlik Medya TV ile Zarok TV de bulunuyordu. Basına yönelik ikinci kararname ise 29 Ekim’deki 675 sayılı kararname oldu. Bu kararname ile Dicle Haber Ajansı (DİHA), Jin Haber Ajansı (JINHA), Özgür Gündem gazetesi ve Azadiya Welat gazetesinin de aralarında bulunduğu 15 basın yayın kuruluşu kapatıldı.
Özgür ve muhalif basına yönelik baskılar, aradan geçen 7 yılda ise aralıksız sürdü. Kapatmalar dışında internet engellemeleri, gözaltı ve tutuklamalar devam etti. Amed ve Ankara merkezli 2022’de yürütülen soruşturmalar kapsamında aralarında Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan’ın da bulunduğu 26 gazeteci tutuklanırken, 2023’te aralarında DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu’nun da bulunduğu 7 gazeteci tutuklandı. Kapatma, gözaltı ve tutuklamalara rağmen Özgür Basın emekçileri hakikati topluma ulaştırmaktan geri durmadı.
Dünyada ilk kadın ajansı olan ve 675 sayılı KHK ile kapatılan JINHA’da çalışma yürüten ve şu an JINNEWS’te gazetecilik yapan Habibe Eren, kapatmalar yetmeyince sansür, gözaltı ve baskıların sistematikleştiği belirterek, “Toplumun gerçeklere ulaşması da hedef alındı. Bu, büyük bir mücadeleyi de beraberinde getirdi. Kadın gazeteciler toplumun sesine kulak vermeye ve hakikatleri duyurmaya devam ediyor” dedi.
Amed’de 2022’de 15 meslektaşıyla tutuklanan ve 13 ay sonra çıkarıldığı ilk mahkemede tahliye olan DFG Eşbaşkanı Serdar Altan ise baskı ve engellemelere rağmen Özgür Basın’ın ayakta kaldığını söyledi. Altan, şunları ifade etti: “Aradan 7 yıl geçti. O günlerle kıyasladığımızda bugün de benzer bir durum, hatta o dönemi aşan bir baskı politikası görmekteyiz. Son bir buçuk yılda Kürt basınına yönelik birkaç tane büyük operasyon yapıldı ve her seferinde çok sayıda arkadaşımız tutuklanarak, cezaevlerine atıldı. Bugün hala onlarca gazeteci dört duvar arasında ve bunların arasında derneğimizin Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu da var. Baş eğmeyen bir Kürt gazeteciliği gerçeği vardı ve bu ciddi manada onları zorluyordu. İktidar, tek bir muhalif sesin, tek bir ayrı soluğun olmasını istemiyordu. Devasa medya kartelleri, havuz medyasına dahil edilerek etkisiz hale getirildi. Havuza dahil olmak istemeyen gazeteciler ya hapsedildi ya da sürgüne gitmek zorunda kaldı. AKP kendi medyasını oluşturmakla kalmadı, gazeteciliğin canına okudu. Hapisteki gazetecilerin özgürlüğünün anahtarı biraz da bu güçlü dayanışma ve daha gür ses çıkarmaya bağlı. Bunun için bugün daha fazla ses çıkarmak, hukuksuzlukların üzerine daha kararlı gitmek gerekmektedir.” AMED