Kürt kanı üzerinden iktidar

HDP Milletvekili Musa Piroğlu

HDP Milletvekili Musa Piroğlu

  • Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik hava saldırısının, Kürt halkının kanı üzerinden iktidarın kendi varlığını koruma çabası olduğunu belirten HDP Milletvekili Musa Piroğlu, Türkiye'deki muhalefetin bunu görmesi gerektiğini söyledi. 

MA'dan Mehmet Aslan'a konuşan Piroğlu, tarihsel deneyimlerin kendilerine patlamanın “devlet” ile alakalı olabileceği yönündeki öngörüleri kuvvetlendirdiğini vurgulayarak, 5 Haziran 2015'te Amed ve sonrasındaki Suruç, Ankara ve Antep patlamalarını hatırlattı. Türk İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun alelacele saldırıyı Kürt güçlerine bağlayarak işin içinden çıkmayı düşündüğünü belirten Piroğlu, “Ortaya çıkan ilk belge, bilgi veya durum şu: Saldırıyı kim yaptıysa elinde patladı” dedi.   

Devlet geleneğidir

“Kaybeden ve iktidarını korumaya çalışan bir iktidar gerçekliğiyle yüz yüzeyiz” diyen Piroğlu, şöyle devam etti: “Kaybeden iktidarların, halklarına karşı ne kadar büyük suçlar işlediğini hem dünya halkları hem de biz tarihsel deneyimlerimizden biliyoruz. Kanlı süreç bize acı deneyimler kazandırdı. Böyle bakıldığında 1 Kasım süreci sadece bombaların atıldığı bir süreç de değil. ‘Çözüm sürecinin’ askıya alındığı, Dolmabahçe Mutabakatı'nın yok sayıldığı, Ceylanpınar saldırısı ve peşinden Kürt halkına karşı kanlı savaşa tekabül ediyor. Bu süreçte HDP seçmeni kenara itildi ve tecrit edildi. İktidar, HDP’li seçmeden oy beklemiyor ve oy alma şansının kalmadığını biliyor. Bu nedenle ülke siyasetini dizayn etmek isteyen bütün güçler, somut olarak 1984’ten beri Kürt halkına saldırarak, bu dizaynı yaptılar. Bu aynı zamanda bir devlet kültürüdür.”  

Muhalefet de arkasında

Devleti elinde tutan güçlerin, Kürt halkına karşı sürdürdüğü savaş siyasetiyle emek ve demokrasi güçlerine de “mesaj” verdiğini belirten Piroğlu, “Kürt halkına saldırı yapıldığı sürece, iktidarların maymuncuk olarak kullandığı ‘terör’ kavramı toplumsal muhalefetinin önemli bir kısmının iktidarın arkasına mevzilenmesine yol açıyor. Türkiye sosyalist ve demokrasi güçlerinin bir bütün olarak iktidara karşı bütün muhalefetin görmesi gereken temel olgu; bu saldırı Kürt halkının kanı üzerinden iktidarın kendi varlığını koruma çabasıdır. Bu saldırıda eğer Kürt halkı ile yan yana durulmaz ve iktidarın kurduğu tuzağa düşülürse, -ki bunu yapacak olan muhalefettir- kendi varoluş gerekçelerini ortadan kaldıracaklar” şeklinde konuştu.

 Saldırıya karşı geliştirilen tepkilerin, söylemlerin ötesine geçmesi gerektiğini belirten Piroğlu, şunları söyledi: “Kaba milliyetçi, şoven politikaların bütün muhalif güçlerin içine sızmış olması, büyük engeldir. Aynı zamanda iktidarın elinde bulunan ‘terör’ maymuncuğun alınmamasından kaynaklanıyor. Ne zaman Kurdistan’a saldırı olsa muhalefetin önemli bir kısmı bu kavramın arkasına geçer ve ‘terör ile mücadele' adı altında bu saldırıların destekçisi haline gelir. Bu bir vatan savaşı değil. Sadece iktidarın ayakta kalma ve Kürt kazanımları yok etme savaşıdır.” 

AKP-MHP-Ergenekon ittifakı

7 Haziran'ın ardından AKP-MHP-Ergenekon ittifakının kurulduğunu belirten Piroğlu, Kürt halkına karşı savaş ve düşmanlık siyasetini boşa düşürmeden ve Kürt halkı ile demokratik bir ülke için yan yana gelmeden, bu ittifakın dağılma şansının olmadığına dikkat çekti. Piroğlu, şöyle konuştu: “Demokratikleşme ve bu baskı ile zorun sona ermesini isteniyorsa bu savaşa karşı çıkılmak zorunda. Bu baskı rejimine karşı çıkılacaksa Kürt halkı ile yan yana durma zorundalığı var.”

Kan içindeki sandığa gitmeyiz

İktidarın saldırıyı seçimde galip çıkmak için de başlattığını ifade eden Piroğlu, şunları ekledi: “Savaş ve kan içinde bir sandığa gitmeyeceğiz. Daha uygun şartlar oluşturmalıyız. Yoksa o sandığı kanın içinden çıkaramayız. Kanı bu gün durduramazsak ortasında bir sandık kurulacak ve oradan toplumsal muhalefet yenik çıkacak, iktidar ise istediğini alacaktır. Bu görülmek zorundadır.” 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.