Kürt meselesi bunlardan ibaret değil

Hüseyin Küçükbalaban
- Silah yakma törenini izleyen İHD Eşbaşkanı Hüseyin Küçükbalaban, hasta tutsaklar, Rêber Apo'nun koşulları, siyasi tutsaklar, TMK’nin kaldırılması gibi adımlara işaret etti.
- Eşbaşkan Küçükbalaban, "Kürt sorunu bunlardan ibaret değil. Kürtlerin dil, kültür, kimlik hakları da anayasal güvenceye kavuşturulmalı" dedi.
Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nun törenini izleyen İHD Eşbaşkanı Hüseyin Küçükbalaban, "devletin bahanesi kalmadı" diyerek, devletin somut ve demokratik adımlar atması gerektiğini söyledi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine Süleymaniye kenti kırsalındaki Şikefta Casenê'de bir araya gelen Barış ve Demokratik Toplum Grubu, silahları imha ederek, Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nde yeni bir aşamanın kapısını araladı. Siyasi parti, sivil toplum ve hukuk örgütlerinden çok sayıda kişi töreni izledi. Töreni izleyenler arasında olan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı Hüseyin Küçükbalaban, tarihi bir güne tanıklık ettiklerini ve bu durumun kendilerine sorumluluk yüklediğini söyledi. Küçükbalaban, atılan adımın dünyada örneğinin olmadığına işaret ederek, "PKK bu konuda dünya deneyimlerinin dışında ciddi bir adım atmış oldu” dedi.
Devlet de basamakları döşemeli
Küçükbalaban, "Silahların kullanılmasına sebep olan sorunlar nedir? Bu sorunlar nasıl çözülür? Bu sorunların çözümüne dair nasıl adımları atılması gerekir? Hukuki, siyasi adımlar ne olmalıdır?" sorularının yanıt beklediğini kaydetti. Çözüme giden yolun basamaklarının birkaç tanesinin PKK tarafından döşendiğini söyleyen Küçükbalaban, devletin de "zirveye giden yolun basamaklarını döşemesi gerektiğini" vurguladı. Küçükbalaban, "Devlet de basamakları döşemeli ki toplumda güven oluşsun ve bu sürecin inşası sürecinde bir yol kazası yaşanmasın" diye konuştu.
Atılması gereken adımlar var
Küçükbalaban, silahların tamamen devreden çıkması için devletin somut ve demokratik adım atması gerektiğini vurguladı. Küçükbalaban, atılması gereken adımları şöyle sıraladı: "Devletin önce hasta mahpusları tahliye etmesi gerekir. Abdullah Öcalan’ın koşullarını düzeltmesi gerekir. Hala STÖ’ler görüşemiyor. Ailesi, avukatı, düzenli görüş yapamıyorlar. Yine 30 yıllık tutsakların tahliye edilmemesi durumu var. Siyasi mahpusların tahliyesini kolaylaştıracak adımların atılması gerekir. TMK’nin derhal kaldırılması gerekir. Tabii Kürt sorunu bunlardan ibaret değil. Kürtlerin dil, kültür, kimlik hakları da anayasal güvenceye kavuşturulması gerekir."
Artık kimsenin bahanesi kalmadı
Hakikat ve adalet noktalarında bir yüzleşmeye ihtiyaç olduğunun altını çizen Küçükbalaban, "Bunların mekanizmalarının kurulması, komisyonlarının kurulması, STÖ’lerin buna dahil edilmesi gerekir. Sayın Abdullah Öcalan ve PKK şu ana kadar attığı adımlarla topluma güven vermiş, 'Biz silah sevdalısı değiliz. Bir mesele var. Bu silah bu meselenin sonucudur. Biz silahları devrenden çıkarıyoruz’ dedi. Artık kimsenin bahanesi kalmamıştır. Devletin de bahanesi kalmamıştır" dedi.
Devlet sorumluluk almalı
Törene katılanlar arasında olan Agirî Baro Başkanı Serdar Günakın ise Cesenê Mağarası’nda tarihi bir olayın yaşandığını ve buna şahitlik ettiklerini belirterek, şunları söyledi: “Hiç kimse, Mani, Afrika, Kolombiya veya Kongo örneklerinde olduğu gibi silahlarını kimseye teslim etmeden bizzat kendilerinin ateşe verip yaktı. Bu çok kıymetliydi. Yine silahlarıyla birlikte palaskalarını da yaktılar. Burada ‘silahlarımızı bıraktık. Silahlara ait teçhizatımızı da yaktık’ diye anladım. Bundan sonraki süreçte demokratik temelde hukuki bir mücadele sürdürecekleri mesajını aldığımı söyleyebilirim.”
Açıklamadaki şifre ve notlar
Silah imha törenindeki basın açıklamasına dikkat çeken Günakın, şöyle devam etti: “Silah yakma seremonisi kadar önemli olan bir şey daha vardı. Yaptıkları basın açıklamasının içeriğindeki şifre ve notlardır. Evvela var oluş politikalarını anlattılar. Dört parçadaki devletlerin inkâr, imha, asimilasyon ve güvenlikçi politikalarının bir sonucu olarak var olduklarını belirtiler. Gelinen aşamada özellikle Türkiye’de artık bir inkâr, imha ve asimilasyon politikasının olmadığını ve dolayısıyla boyut değiştiren bir mücadelenin olması gerektiğini söylediler. İlerleyen süreçte artık demokratik eylem olarak kabul ettikleri demokratik siyasetin mücadeleye yön vereceğine dair inançlarını dile getirdiler. Yine evrensel hukuktan kaynaklanan en doğal demokratik ve hukuksal haklarının hukuk düzeni içerisinde verilmesi gerektiğini ifade ettiler. Bu anlamda yapılan basın açıklamasının çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.”
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrıya karşılık PKK’nin üst düzey yetkililerinin silah imha törenine katıldığına dikkat çeken Günakın, devletten de pratik adımların atılmasını beklediklerini belirtti. Günakın, “Bu süreçten sonra devletin sorumluluğu siyasi tutsakların özgürlüklerine kavuşması noktasında pratiklerin ortaya konulması gerekiyor. Bir sonraki etapta ise anayasal değişikliklerin yapılması noktasında devlet mekanizmalarının sorumluluk alması gerekiyor” dedi.
* * *
İHD, TİHV ve ÖHD'ye yapıcı rol
İHD Eşbaşkanı Hüseyin Küçükbalaban, silah envanter listesinin İHD, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve TİHV’e teslim edildiğine işaret ederek, "Taraflar arasında yapıcı rol oynamak istiyoruz. Tarafların iradesiyle bu durum ortaya çıktı. Bizlere -henüz böyle bir rol resmileşmemiş olsa da- taraflar arasında sorun çıktığı zaman tarafları yapıcı ikna yoluyla teşvik etme rolü biçildi. Sürecin ilerleyen adımlarında daha fazla STÖ ile bu sürecin gözlemlenmesine imkan verilebilir" dedi.
Töreni izleyen ve envanter listesinin teslim edildiği heyette yer alan ÖHD Eşbaşkanı Ekin Yeter ise şunları söyledi: "Bu da gözlemci olarak buraya İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği olarak bize teslim edildi. Törene dair listenin teslim edildiği 3 kurum olarak kendi aramızda tartışmalar yürüteceğiz. Gözlemci olduğumuz sürece dair bir rapor hazırlığımızın olduğunu, bunun ön görüşmesini yaptığımızı paylaşabilirim.”














