Kürt tarih bilimcileri: Helmet ve Kasım

Forum Haberleri —

❏

  • Kasım arkadaş da tıpkı Helmet arkadaş gibi tarih bilimi üzerine araştırma inceleme yapıyordu. İleriki süreçte bu temelde kapsamlı bir çalışma yapacağı için, yazdığı kitaba ‘Tarih Şimdidir’ ya da ‘Tarihe Özlü Bir Bakış’ ismini vermişti. Kürt halkı iki büyük tarihçisini ve devrimci önderini bir yıl içinde kaybetti. Bizlere düşen görevlerden biri de onların tarih konusundaki araştırma ve incelemelerini derinleştirmek olmalıdır.

Tarih bilinci olmadan kültürel yaşama dayalı toplumların varlığını sürdürmesi mümkün değildir. Günümüz dünyasında kapitalist modernitenin insanlara yaptığı en büyük kötülük, onları tarihsel bilinçten koparmasıdır. Yani köksüzleştirmesidir. Tabii ki çıkarı için yapmaktadır bunu. Çünkü köküne ve kültürel değerlerine bağlı olan toplum ve insanları istediği gibi kullanamayacağını biliyor. Geleneğin bir gücü vardır ve binlerce, on binlerce yılda birikmiş bu hafıza doğanın duygusal zekası gibi çabuk çabuk hatalar içine girilmesine izin vermez. Süzülmüş bal kıvamında insan yaşamında tecrübe olarak devamlılık arz eder. Kapitalist modernite bu gerçeği bildiği için en başta da hafızaya ve tarih bilincine saldırmakta, geleneği ortadan kaldırmak istemektedir. Böylece alıklaşmış insan ve toplum ortaya çıkarmak istemekte, onları istediği gibi yönlendirir ve şekillendirir hale getireceğini düşünmektedir.

Kimsin? Nerelisin? Hangi toplumdansın? Nereden gelmişsin? Yaşadığın coğrafyanın sana verdikleri; ana ve atalarında, onların ana ve atasından miras kalan ve sana aktarılan şeyler nelerdir? Müziğin, sanatın, edebiyatın ve yaşama bakışın hangi motiflerle örülü? Yediğin yemek, ekmek, su veya artık her neyse neden diğer toplumlardan farklıdır? Konuştuğun dil,  giyindiğin elbise, insan ilişkilerin, konuşkan ya da suskun olman, yiğitliğin, dobralığın ve bir bütün olarak yaşam biçimin nereden geldi, bunun tarihsel arka planı nedir? Sen bu tarihsel arka plana dayalı olarak neyle uyumlu ve gelişme sağlayabilir tarzda çalışabilirsin? Tüm bunlar tarihsel bilinçle ilgili olmakta ve buna sahip olunursa geleceğe, doğasına uygun biçimde yön verilmiş olacaktır.

Kapitalist modernite bu saldırısını tarihsel kültürler yanında tek tek bireylere kadar indirmektedir. Bu gerçeklik Türk devlet gerçeğinde daha farklı bir boyuta ulaştırılmaktadır. Kapitalist modernitenin Türk ulus devlet anlayışında tüm farklılıklar ortadan kaldırılır; tek bir ulus vardır, tek dil, tek din, tek ve yine tekler vardır. İnşa edilen ulus tekçilik üzerine olduğu için farklılıklar da tarihsel bütünlükleri de ya hırsızlanıp Türklük menşeiyle bir potada eritilerek kendisine mal edilmek istenmekte ya da ortadan kaldırılmaktadır.

Saldırı hafızaya ve tarihsel bilince yönelik olmaktadır. Kapitalist modernite belleksizleştirmeyi daha fazla kar elde etmek amaçlı insanları daha fazla tüketen canavarlara dönüştürmek için gerçekleştirirken, TC ise Kürt ulusunu ortadan kaldırmak için bunu yapmaktadır. TC’nin, dil dahil varlığını üzerine inşa ettiği değerlerin büyük çoğunluğu Kürtlerden çalıntı temelinde ortaya çıkmaktadır. Müziği çalıntıdır. Yemek ve tatlıları çalıntıdır. Yiğitliği çalıntıdır. Edebiyatçısı, şairi ve şiiri, Astrologu ve doktoru ve filozofu çalıntıdır. Toprağa dayalı yaşamı çalıntıdır. Bir bütün olarak uygarlığı öyledir aslında. Bütün güzel değerler bu coğrafyanın kadim halklarından olan Kürtlerin, Ermenilerin, Asuri-Süryanilerin, Arapların, Farsların ve diğer halkların. Türkler istedikleri kadar şu Türk’tür, bu böyledir desin, tarih bilgisi ve bilinci olan herkes bu gerçekliği biliyor.

Soykırıma uğrattığı ve kendi içinde erittiği Süryani ve Ermeni toplumları için şimdi çok şey demeyebilir. Çünkü büyük oranda sonuç aldığını düşünmektedir. Ancak Kürtler halen bu hafızasızlaştırma saldırısına karşı direniyorlar. Kürtlere bu kadar ahmakça saldırmasının önemli bir nedeni de budur. Böylece, hırsızladığı şeylere göre bir tarih bilinci oluşturacak ve kimse de bunu bilmeyecek. Hem de bu çağda! Böylece inşa ettiği dil ve kültüre dayalı ulusun tarihini de tamamlamış olacak.

1970’lere gelindiğinde Türk ulusunun yaratılması önündeki engellerin büyük çoğunluğu ortadan kaldırıldı diye düşünülüyordu. Ancak Önder Apo ve PKK iğneyle kuyu kazarcasına bilimsel verileri ve dokümanları bir araya getirip Kürt tarihini yeniden gün yüzüne çıkardılar. Tozlu raflardan tek kelime bile olsa Kürt’ün siyasal, toplumsal ve kültürel tarihini bir nevi inşa ettiler. Tarihsel bir bilinç oluşturdular. Önder Apo her zaman en fazla tarih bilimine önem verdi. Geçmişini bildiğin kadar günümüzü doğru değerlendirir ve geleceği yönlendirebilirsin dedi. Tüm sistemleri, insanlığı, devleti ve demokratik toplum uygarlığını tarihsel bütünlüğü içinde inceleyip projeler geliştirdi. Çünkü en büyük soysuzlaştırmanın insanları ve toplumu tarih bilincinden yoksun kılmakla mümkün olacağı gerçeğini çok iyi görmüştü.

Önder Apo’nun Kürt ulusal değerlerini canlandırmada başvurduğu kaynağın tarih olduğu gerçeğini Helmet ve Kasım arkadaşlar da çok kapsamlı görmüşlerdi. Onun için de tarih bilimi üzerinde kapsamlı araştırma, inceleme ve değerlendirmeleri bulunmaktaydı. Helmet arkadaşın Kürtlerin tarihi üzerine düşüncelerini seminerler dizisi ve yazdıkları halinde okuma imkanı buldum. Aklımda kalan ve en temel vurguladığı konu: Kürtlerin de tarihlerinde devletleri olmuş, hem de onlarca defa. Ancak Kürtler halk olarak devlet formunu içselleştirmemişler. Çünkü toplumsallık ve devlet karşıt olgular olmaktadır. Kürtlerin içinde neden devletimiz olmamış diye hayıflanmalar var! Kürtler toplumcu değerlerle yaşamayı tercih etmişler!

Kasım arkadaş da tıpkı Helmet arkadaş gibi tarih bilimi üzerine araştırma inceleme yapıyordu. İleriki süreçte bu temelde kapsamlı bir çalışma yapacağı için, yazdığı kitaba ‘Tarih Şimdidir’ ya da ‘Tarihe Özlü Bir Bakış’ ismini vermişti. Kürt halkı iki büyük tarihçisini ve devrimci önderini bir yıl içinde kaybetti. Bizlere düşen görevlerden biri de onların tarih konusundaki araştırma ve incelemelerini derinleştirmek olmalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.