Kürtçe kitap, müzik ve halay yasak

Türk cezaevleri/foto:AFP
- Sincan 1 No’lu Cezaevi’ndeki 30 tutsağın CİSST’e gönderdiği mektupta, Kürtçe kitapların verilmediği, Kürtçe şarkı söylemek ve halay çekmenin yasak olduğu iletildi.
Hak ihlalleriyle gündemden düşmeyen Sincan 1 No’lu Cezaevi’nde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan 30 tutsak, cezaevinde yaşanan ihlalleri içeren bir mektup kaleme alarak, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’ne (CİSST) gönderdi. Tutsaklar, havalandırma saatlerinin çok kısıtlı olduğu, havalandırmanın kirli olduğu, cezaevi koridorlarının kirli olduğu ve temizlenmediği, yemeklerin sağlıksız, kalitesiz ve miktarının az olduğunu aktardı.
Kendilerine gönderilen Kürtçe kitapların verilmediğini, buna karşı tercüman ücreti istendiğini belirten tutsaklar, ayrıca aynı zarfta birden fazla mektup göndermenin yasak olduğunu, dilekçelerine cevap alamadıklarını, atölyeye çıkarılmadıklarını, haftada yalnızca bir saat spor faaliyetine çıkabildiklerini bilgisini paylaştı. Tutsaklar, sosyal aktivitelere katılım konusunda ayrımcılık yapıldığını aktardığı mektupta, televizyon kanal sayısının az olduğunu, FM radyo verilmediğini, görüş saatinin bir saatle sınırlı olduğunu, temizlik malzemelerinin kantinden satın almak zorunda kaldıklarını belirtti.
Kürtçeyle halay da yasak
Cezaevinde Kürtçe şarkı söylemek ve halay çekmenin yasak olduğunu bildiren tutsaklar, farklı suç tipinden tutukluların aynı modülde tutulduklarını ve oda değişim taleplerinin reddedildiğini kaydetti.
Arapça ve İngilizce için değil
MA’dan Ferdi Bayram’a konuşan CİSST Tematik Alan Temsilcisi avukat Heval Zelal, son üç ayda yoğun başvuru aldıklarını söyledi. Sincan 1 No’lu Cezaevi’nden çok yoğun şikayet aldıklarını belirten Zelal, bu mektupların ağırlıklı olarak hak ihlalleri olduğu bilgisini paylaştı. Tecrit koşulları altına tutulduğunu belirten Zelal, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı davrandığını dile getirdi. Zelal, “Mahpuslara, Kürtçe kitaplar verilmiyor, tercüman ücreti isteniyor. Tutuklular arasında ayrımcılık yapılıyor. İngilizce ve Arapça için böyle bir uygulama yok, fakat Kürtçe için var. Mahpuslar ceza içinde ceza alıyor. Bu durum insan haklarına aykırıdır” dedi.
Başvurular sonuçsuz
Tutsakların tecrit altına alındığını vurgulayan Zelal, bu durumun tutuklular üzerinde ağır psikolojik sorunlara neden olacağını ifade etti. Tutsakların şikayetlerine dair birçok kuruma başvurduklarını kaydeden Zelal, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı, Meclis İnsan Hakları Komisyonu, Cimer ve İnsan Hakları Kurulu’na başvurularda bulunduklarını, ancak dönüş yapılmadığını söyledi. ANKARA
*****
Kürtçe konuşan tutsağa işkence
Marmara Cezaevi’nde tutulan İsa İpekli, sağlık sorunları nedeniyle 20 Ekim günü sevk edildiği Silivri Devlet Hastanesi’nde başka bir tutsakla Kürtçe konuştuğu için görevli jandarmaların tehditlerine maruz kalıp darp edildi.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi, müvekkilleri İsa İpekli’nin hastanede uğradığı ırkçı yaklaşıma ilişkin yazılı açıklama yaptı. İpekli’nin tedavisi tamamlandıktan sonra bekleme odasında başka bir tutsakla Kürtçe konuştukları sırada jandarmaların ‘Anlaşılmayan bir dille konuşmayın, koğuşunuza gittikten sonra konuşursunuz’ şeklinde müdahalesiyle karşılaştıkları belirtilen açıklamada, tutsakların bu yaklaşıma karşı Kürtçe konuşmaya devam etmesi üzerine jandarmaların kendilerine hakaret ettiği aktarıldı.
Jandarmalardan birinin İpekli ve diğer tutsağı ‘Anlaşılmayan bir dille konuşmayacaksınız. Şimdi sizin hangi suçtan burada yattığınızı buradakilere söyleyeyim de linç edildiğinizde gününüzü görürsünüz. Az biraz sabredin, sizi aşağıya götürdüğüm zaman göstereceğim’ diyerek tehdit ettiği de kaydedildi. Devamında, “Daha sonra hastanede bulunan başka yurttaşların sözlü müdahaleleri olmuş, bunun üzerine mahpus İsa İpekli ve Kürtçe konuştuğu mahpus hastanedeki başka bir bölüme hakaret ve tehditlerle götürülürken burada da boğazı sıkılarak, tehdit edilmiştir. Yine jandarmalardan bir tanesi, mahpus İsa İpekli’yi kast ederek, ‘bunu öldüreceğim’ şeklinde söylemlerde bulunmuştur. Hastaneden çıkarılan mahpuslar ring aracına götürülürken de mahpus İsa İpekli’nin nefesi kesilip, yere düşünceye kadar darp edilmeye devam edilmiştir” denildi.
Cezasızlığın verdiği güven
Jandarmaların can güvenliğinden sorumlu oldukları tutsaklara işkence uygulamasının “cezasızlık politikalarına duyulan güvenin bir sonucu” olduğunun altı çizilen açıklamada, “Kamu görevlilerinin açıkça işlediği suçlara karşı bir devlet politikası haline gelmiş olan cezasızlık geleneği devam etmektedir. Ancak kamu görevlileri, işledikleri suçlar nedeniyle yargılamadan muaf değillerdir ve işkence suçunda zaman aşımı yoktur” ifadelerine yer verildi.
ÖHD, Kürtçe konuştukları için tutsaklara işkence ve kötü muamelede bulunan jandarmaların görevden alınarak, haklarında soruşturma başlatılmasını istedi. “Bizler Kürt halkının diline ve kültürüne karşı gelişen her türlü ırkçı, şoven saldırının ve işkencenin karşısında halkımızın yanındayız” denilen açıklamada, işlenen işkence suçlarının ve Kürt diline karşı gelişen saldırıların takipçisi olunacağı kaydedildi.












