Kutsal alanlara çöp istasyonu!

Dosya Haberleri —

Atık Depolama alanını protesto eden Dersim halkı

Atık Depolama alanını protesto eden Dersim halkı

  • Dersim Belediyesi’nin yapmayı planladığı Katı Atık Bertaraf ve Düzenli Depolama Tesisi'ne yönelik tepkiler sürüyor. Tesisin yapılması halinde 9 köy ve 30 mezranın etkileneceği, doğal alanların yok edileceği, atık suların yer altı sularına karışacağı öngörülüyor. Yürütmenin durdurulması talebiyle açılan davanın reddedilmesi üzerine köylüler konuyu Danıştay'a taşıdı.
  • Katı atık tesisinin yapılması halinde, bölgede kutsal sayılan ziyaret yerleri, yatırlar, ocaklar da etkilenecek. Tüllük köyü yolu mevkiinde yapılacak olan katı atık tesisinin bulunduğu bölgenin 300 metre yakınında hem dervişlerin hem halk ozanlarının hem de gerillaların mezarları bulunuyor.

YILMAZ KAYA / DERSİM
Dersim Belediyesi'nin öncülüğünde, 23 Şubat 2011’de Bakanlar Kurulu kararı ile kısa adı DER-KAB olan ve Dersim-Ovacık-Pülümür-Nazimiye-Mazgirt belediyelerinden oluşan "Dersim Katı Atık Yönetim Birliği" kuruldu. DER-KAB, 2014’de Avrupa Birliği’nden (AB) sağlanan fonla merkeze bağlı 183 dönümlük Tüllük mevkiinde "Katı Atık Bertaraf ve Düzenli Depolama Tesisi" projesinin hayata geçirilmesi için karar kıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tesis için 2018’de Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) yaparak "olumlu" rapor hazırladı.
 
Tesise karşı dava
Yöre halkı, katı atık tesisinin yapılması halinde 9 köy ve 30 mezranın bundan etkileneceğini belirterek, yürütmenin durdurulması talebiyle dava açtı. ÇED raporunun gerçeği yansıtmadığına dair hazırlanan bilirkişi raporunu kabul etmeyen Erzincan Bölge İdare Mahkemesi dosyaya yeni bilirkişi atadı. Mahkeme yeni bilirkişinin hazırladığı rapor doğrultusunda köylülerin aleyhine karar verdi.

Danıştay’a başvurdular
Dersim Belediyesi 16,5 milyon bütçeli projeyi hayata geçirmekte kararlı. İki yıldır tesisinin kendi bölgelerinde yapılmaması için direnen köylüler defalarca Dersim Belediyesi önünde protesto gösterisi yaparak belediyenin bu kararından vazgeçmesini talep etse de olumlu bir dönüş alamadı. Doğanın zarar göreceğini, tarım ve hayvancılığın etkileneceğini, doğal dengenin bozulması sonrasında göçlerin başlayacağını belirten halk yürütmenin durdurulması için Danıştay'a başvurdu.

 

Avukat Özgür Ulaş Kaplan ve projeyi protesto eden Dersim halkı

 

Projeye değil seçilen yere itiraz
Davanın avukatlarından Özgür Ulaş Kaplan, itirazlarının projeye değil seçilen bölgeye dönük olduğuna dikkat çekerek taleplerine henüz bir cevabın verilmediğini söyledi. Kaplan, “Dosyanın Danıştay'dan da aleyhte dönmesi durumunda ağaç kesimine başlanacak. On binlerce ağacın kesilmesi planlanıyor. Kesim izinleri verildikten sonra bu hususta da dava açacağız. Doğaya, canlılara, kültürümüze, tarihimize zarar verecek bu projeye halk tepkili” ifadelerini kullandı.

 

 

Jandarmadan yardım talebi!
Çevrecilerin ve halkın demokratik tepkileri karşısında Dersim Belediyesi'nin resmi yazıyla Valilik ve Jandarma'dan yardım istediğini kaydeden Kaplan, “Belediye, Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı ve AB delegasyonuna yazdığı yazıda, yöre halkının demokratik tepkileri olduğunu ancak buna rağmen bu projenin hayata geçirilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını söylüyor. Bir bakıma ’Jandarma'yı onların karşısına dikeceğiz, demokratik tepkileri bastıracağız’ diyor ‘komünist’ başkan. Hak mücadelesinden, insan haklarından, doğadan bahsedenler ‘güvenlik’ güçlerinden yardım istiyor. Türkiye'nin farklı alanlarında ‘Doğayı koruyacağız, ağaçları koruyacağız, insanlık görevimizdir' diyenler, binlerce ağacın kesilmesine sebep olacak bu projeyi savunuyor. Açıklanamaz çelişki. Yasal ve demokratik hakkımızı kullanırken yaşanacak her türlü sorunda sorumluluk jandarmayı halkın karşısına dikenlere aittir” dedi.

 

Dersimli ünlü halk ozanı Sîlo Qiz'ın mezarı

 

Türbe ve mezarlıklar bulunuyor
Söz konusu Tüllük köyü yolu mevkiinde yapılacak olan katı atık tesisinin bulunduğu bölgenin 300 metre yakınında hem dervişlerin hem halk ozanlarının hem de gerillaların mezarları bulunuyor. Şiyar (Kazım Kulu), Mahir Dersim (Şerif Yalçın), Kemal ve Haydar Kuru ile Dersimli ünlü halk ozanı Sîlo Qiz'ın mezarı ve kutsal mekanlar olan Sultan Padişah, Şêxê Derwêşê Mahmud, Derwêş İsmail, Welîyê Derwêş, Kara Haydar, Pirê Sereqas, Ana İsmê zarar görecek yerlerden bazıları.

 

Metin Çelik

 

Katliamın izleri var!
Kırmızıdağ Çevre Platformu'ndan Metin Çelik, köy halkı olarak dikkate alınmadıklarını söyleyerek sonuna kadar mücadele edeceklerini vurguladı. Çelik, “55 bin ağaç kesilmesi planlanıyor. Ağaçlar bizim için kutsaldır. Bırakın ağacı kesmeyi, bir dalın kesilmesine bile müsaade etmiyoruz. Burada bizim için kutsal olan ziyaretgâhlar, ocaklar, yatırlar var. 38’de yaşanan katliamın izleri, kefensiz yatan insanlarımız var. O bölgede kurban kesilir, adak adanır. Yine kullanılan çeşmelerimiz, su kaynaklarımız var. Dersim'in yüzde 69’u çorak. Neden tesisi bitki, hayvan ve insan sağlığına uzak, doğayı tahrip etmeyecek bir yere yapmıyorlar. Bunu yapanlar, 'çevreci' görünümlü ve kendilerine 'ilerici' diyen kesim. Köylüler olarak kararlıyız; bu kötülüğü inşa etmelerine izin vermeyeceğiz” dedi.

Göçler başlayacak
Metin Çelik, projede ısrar edenlerin tek hedeflerinin para olduğunu belirterek, “Madem halkın yararına olacak, halk sağlığına, doğaya zararı olmayacak o zaman buna imza atan belediye başkanları bu tesisi kendi köylerinde yapsınlar. Dersim 1947'de il olmuş, şimdiye kadar çöp sorunu yaşamamış. Şimdi yılda 1 milyon ton çöp arıtmasından bahsediliyor. Nereden gelecek bu çöpler? Çevre ilçelerden, illerden, hatta belki yurt dışından getirilecek. Basından okuduk, İngiltere'den gönderilen çöplere çip takmışlar. O çöp Adana'dan çıkmış. Bu ısrarın sebebi dışarıdan çöp getirecek olmaları mı? Bizim için kutsal olan bu bölgeye tesis yapılırsa arıcılık, bahçecilik, bağcılık ölecek. Çöp atık suları içme sularımıza karışacak. Çevre kirliliği olursa, tarım ve hayvancılık biterse göçler başlayacak” diyerek tepkisini dile getirdi.

'Gerekli desteği bulamadık'
Siyasi partilerden istedikleri desteği alamadıklarını belirterek tepki gösteren Çelik, "Dersim Belediyesi'nin meclis toplantılarına katıldık. Orada bu projeye karşı olmadığımızı, ancak seçilen yere karşı olduğumuzu dile getirdik. Ankara'da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na gittik. Yine AB delegasyonu ile görüştük. Pervin Buldan ve Mithat Sancar'a başvurduk. Bu projenin doğamıza, hayatımıza verebileceği zararlardan bahsettik. Ancak gerekli desteği maalesef bulamadık" diye konuştu.

 

Kazım Kulu’nun (Şiyar) ağabeyi olan Musa Kulu

 

‘İnancımızdan vazgeçemeyiz’
Demokratik Alevi Dernekleri Eşbaşkanı ve aynı zamanda  Kazım Kulu’nun (Şiyar) ağabeyi olan Musa Kulu, Dersim’de halkın doğaya olan yaklaşımından söz etti ve ekledi: "Bu bölgeye bizim Alevi tanımı ile 'Hadî Derwêş' denir. Her ağaç, her taş, her çeşme bizim için kutsal. İnsanlar buraları sadece mülk olarak görüyor ama bizim inancımız öyle değil. Biz kendimizi o mülkün bir parçası olarak görürüz. İnancımızdan, niyazımızdan, muradımızdan vazgeçemeyiz. Orada ziyaretgâhlar var. Eylül ve Ekim aylarında ziyaret edilir, kurban kesilir. Orada 500 yıllık mezarlığımız var. Yine Sultan Padişah, Derwêşê Milîs, Kara Haydar, Pîr Davut adlı ocaklarımız var. İnsanın kutsalları, ibadethaneleri elinden alındığında geriye bir şeyi kalmaz” dedi. 

‘Suç işliyorsunuz'
Yapılacak tesise karşı sessiz kalınmasına tepki gösteren Kulu, "Kaz dağlarında, Akbelen'de ayağa kalkan çevrecilerin buraya duyarsız olması insanı ürkütüyor. İsminiz ister komünist, ister sosyalist, ister sosyal demokrat olsun. Tabiata karşı suç işliyorsunuz. Yanlış yanlıştır. Bir topluma, bir coğrafyaya karşı suç işleniyorsa ve bunu sahiplenme ihtiyacı duymuyorsanız bu ahlaksızlıktır. Hem siyasilerin, hem toplumun bilmesini istiyoruz; bizim inancımızda bir çeşmenin akarını bile değiştirdiğinizde bu büyük bir günah sayılır. Burada suları, çeşmeleri kurutacaklar, ağaçları kesecekler. Biz bir inanç kurumuyuz; bu toprakların evladıyız. İnsanlara, tabiata, geleceğe dair işlenen hiçbir kabahati, eksikliği, suçu kabul etmeyeceğiz. Bunu bütün dünyanın bilmesini istiyoruz" ifadelerini kullandı. 

Tüm Dersim’i etkileyecek
"Dicle-Fırat'ın havzasını besleyen dağ silsilesi buradan başlar. Dicle de, Munzur da, Harçik de, Peri Suyu da hepsi buradan beslenir" diyen Kulu, doğaya verilen zararın büyük olacağını vurgulayarak, “O bölgede tarım ve hayvancılık yapılıyor. Zengin bir bitki yapısı var. Ormanda belki yüzlerce çeşit canlı var. Hayal edilen proje uygulandığı zaman sadece burası zehirlenmeyecek. Buradan çıkacak zehir ve duman direkt Dersim merkeze ulaşacak. Doğal yaşam ile birlikte insan sağlığı da tehlikeye girecek. Buna alet olan, kendine devrimci, demokrat, aydın diyen insanları duyarsızlığı kabul edilebilir değil. Ne inancımız, ne kimliğimiz, ne de düşüncemiz buna izin verir. Kabul etmiyoruz” dedi.

 

*****

54 bin 900 ağaç kesilecek

Açılan dava sonucunda 2021’de beş kişilik bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan raporda, Katı Atık Bertaraf ve Düzenli Depolama Alanı projesi hakkında çıkan kararlar şöyle:
* Dava konusu 18.3 hektar alanda 54 bin 900 ağaç kesilecektir. İnşaat aşamasında toz, işletme aşamasında koku problemi oluşacaktır. Döküm alanına bırakılacak olan çöplere ait sızıntı sularının yeraltı sularına karışması muhtemeldir.
* Kırsal kesimin en büyük gelir kapılarından olan tarım ve hayvancılığın verimini kaybetmesine, kırsalda yaşayan halkın hayat kalitesinin düşmesine, daha ilerisinde ise göç vermeye başlamasına sebep olabilecektir.
* Proje faaliyetleri sonucunda proje alanı ve çevresindeki su kaynaklarının kaybolacağı da beklenmekte olup bu çalışmalar ile birlikte gürültü kirliliği oluşacaktır. Bu kirlilik gerek yerleşim yerlerindeki yaşayan halkın sağlığına, gerekse proje alanı ve çevresindeki yaban hayatına olumsuz etki göstererek doğal ekolojik dengenin bozulmasına neden olacaktır.
* Alınacak önlemler ile bu olumsuz etkiler minimize edilse bile doğal çevre alanında ve etkileşim bölgesinde telafisi mümkün olmayan çevresel tahribata yol açılacağı,
* Projede bölgenin flora ve fanasının etkilenmemesi için yeterli tedbirlerin alınması yönünde gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı, tesisin mevcutta değil, proje üzerinde var olduğu için ancak tesis işletmeye başladığı ve anılan çevresel olumsuzlukların baş göstermesinin ardından anlaşılabileceği,
* ÇED olumlu kararına konu olan işlem ile etkileşim alanındaki dere yataklarının, su kaynaklarının ve bitki örtüsünün doğallığının ve sucul yaşamın dengesinin bozulacağı muhakkaktır. 
* Bu yönüyle, projenin çevreye muhtemel bütün etkileri, proje bazında nitel olarak incelenmiş ise de nicel olarak doğru incelenmeleri ve alınacak önlemlerin yeterli olup olmadığı ancak tesis faaliyete geçtikten sonra belirlenebileceği,
* ÇED raporunda tanımlanan önlemler kapsamında projenin yer seçimi açısından yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan veriler ve uygulamalar doğrultusunda sakınca olduğu, projenin kapasite artırımının anılan yerde yapılmasının uygun olmadığı, yakın çevresine olumsuz birçok etkilerinin olabileceği,
 * ÇED olumlu kararının kuşkuya yer vermeyecek biçimde açık ve net bir biçimde ortaya konularak endemik yapıya ve ekolojik dengenin tahribine, bozulmasına veya yok olmasın neden olacağı,
* ÇED raporunda, alandaki flora ve fana çeşitliliğinin korunması açısından yapılacak çalışmaların yeterli olmadığı,
* Çevreye olabilecek olumsuz etkilerin önlenmesi ya da zararın çevreye zarar vermeyecek şekilde en aza indirilmesi için gerekli tüm önlemlerin alınmadığı,
* Bölgesel Jeoloji haritasında da görülebileceği gibi, proje sahası iki büyük akarsu tarafından çevrelenmiş olup geçirimli bir litolojiye sahip olduğu; projenin gerçekleştirileceği ve etkileyeceği alanın çevredeki su kaynaklarına ve bunların kısa, orta ve uzun mesafeli koruma alanlarına göre konumunun belirtilerek ilgili mevzuatlardaki koruma kararları da gözetilmek suretiyle projenin gerçekleştirilmesinin bu açıdan sakıncalı olabileceği..."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.