Liberaller dostumuz muydu ki?
Forum Haberleri —

- Yeni perspektifin ortaya konması, Türk devletinin Ortadoğu'da İsrail-ABD planlamasından kendisini korumak için Özgürlük Hareketi ile ittifak kurması ihtimalinin ortaya çıkması liberallerin Kürt dostluğu açısından en önemli kırılmayı yaratması şaşırtıcı değildir.
- Türkiyeli liberallerin büyük kısmı ABD tandanslı ise de, ABD içinde, daha önce, Fetullahçıları beslemiş olan, NewCon denilen, Savaş ve İsrail yanlısı kesime yakın olanlar ile, Clinton-Obama çizgisine yakın Demokratlara yakın olan bir başka kesim mevcuttur.
HAVARİ TÜRKMEN
Türkiye İttihatçı diktatörlüğün bir devamı olan icazetli parlementer sisteme geçtiği günden beri bir bürokratik oligarşi tarafından yönetildi. Bastırılmaya çalışıldığı 2009-2015 aralığını saymazsak, ülkenin başat gücü bu oligarşi oldu. Kemalist ideolojiyi bayrak edinmiş görünen bu azınlık, ülkeyi yönetebilmek için iki faktöre dayandı. Bir tanesi, emperyalizm işbirlikçiliğidir. Daha ilk günden İngiliz işbirliği ile çıkılan yolda, sonra ABD ve NATO üzerinden süren bu işbirlikçilik, bu rejimin ayakta kalmasının anahtarlarından biridir. Ancak, ülke içinde, iktidarını sürdürebilmesinin en önemli dayanağı parlementer görünüm altında, partileri ve siyaseti, sendikaları, STKları, medyayı ve en önemlisi burjuva sınıfını denetim altına almış olmasıdır. Böylece, toplumsal dinamikleri yok etmiş, köreltmiş ve kendisini seçeneksiz bırakmayı başarmıştır.
Bu koşullar altında, sistemin karşısına çıkan her gerçek muhalefet, ister soldan, ister dincilerden, isterse Kürtlerden gelsin büyük bir şiddetle karşılandı, baştırıldı ya da izole edildi.
Böylece en temel demokratik talepleri, insan haklarını, özgürlüklerini savunmak bile kelleyi koltuğa almayı gerektirdi. Bütün diktatörlüklerde olduğu gibi.
Askeri faşist diktatörlüklerden en önemli farkı, düzen içi muhalefeti ve toplumsal dinamikleri bütün olarak denetleyebiliyor olmasıydı. Böylece hem "daha meşru" bir görünüm elde edebildi hem de ömrünü alabildiğine uzattı.
Bu koşullar liberalizmin yeşermesine hiç uygun olmadı elbette. Her şeyden önce burjuva demokrasisinin ve liberalizmin dayanağı olması gereken burjuva sınıf oligarşi tarafından hadım edilmişti. Efendilerin sözünden dışarı çıkanın maması kesilir, işleri bozulur, hala yola gelmezse de icabında kendisini hapiste ya da mezarda bulurdu.
Bu nedenle bu topraklarda liberalizm ancak "dış kaynaklı" olabildi.
Bürokratik oligarşik iktidarın emperyalizmle ilişkileri içinde çizgiden çıkma, bağımsız davranma, bazı çıkarlarını dayatma gibi durumları karşısında, onu darlayabilmek için, ülke içinde "demokratik" bir muhalefetin süregitmesi emperyalizmin çıkarlarına uyuyordu.
Demokratik muhalefetin de "komünistler" yerine "liberaller" tarafından yürütülmesi doğal olarak tercihi olmuştur. Bu amaçla, vakıflar, fonlar, ama muhtemelen gerektiğinde direkt temaslar da kullanılarak, Türkiye liberal "entelijensiyası" var edildi.
Özellikle 80 sonrası, dünyada yaygınlaşan neoliberal saldırının ekonomik boyutuyla olduğu kadar ideolojik boyutuyla da Türkiye'ye taşırılması kaçınılmazdı.
Bu koşullarda başlayan İkinci Cumhuriyet akımı doruklarına AKP’nin ABD destekli Ergenekon, Balyoz vs. operasyonuları ile bürokratik oligarşiyi dağıtma girişiminde ulaştı. ABD ile oligarşi arasındaki Ortadoğu politikalarına ilişkin uzlaşmazlık ve oligarşinin Türkiye'yi yönetemez hale gelmiş olması, ekonomi ve siyasetin çöküş yaşaması bu hamlenin kaynağı idi. Ancak bu hamlenin çöküşü ile birlikte, Türk liberalleri zor durumda kalmışlardır. 'Yetmez ama evet' dedikleri AKP hızla oligarşi ile uzlaşınca liberaller ya sustu ya da Kürt hareketiyle dirsek temasına geçti.
Kürt hareketi ile ABD arasındaki taktik ilişkinin oligarşinin Amerikancı tasfiyesi için kullanılması hedefi liberalleri Kürt dostu yaptı.
Ancak elbette bu dostluk koşullu bir dostluktu.
Nasıl ki ABD, SDG ile temasının ilk anınan itibaren SDG'yi PKK çizgisinden koparmak, Amerikancı yapmak istemiş, bunu yapamayınca ENKS üzerinden baskı kurmaya çalışmışsa, nasıl ki Barzanici çizginin Kürtleri temsil edebilmesi için Kandil'e ve Özgürlük Hareketi gerillalarına yönelen saldırıları desteklenmişse, "liberal aydın"ların Kürt dostluğunun koşulu da PKK ile Kürt halkının ayrılması oldu.
İyi niyetli fakat ideolojik duruşu yetersiz Kürtlerin Kürt yanlısı söylemleri yüzünden hızla aşık oldukları bu "aydın"ların, kritik dönemeçlerde Parti düşmanı söylemlere, provakatif davranışlara yönelmesi durmadan 'hayal kırıklığına' uğrattı. Oysa şaşılacak hiç bir şey yoktu. Onların dostlukları birer "etki ajanlığı" idi, yeni söylemle "spin doktorluğu".
İşte bu koşullar altında, yeni perspektifin ortaya konması, Türk devletinin Ortadoğu'da İsrail-ABD planlamasından kendisini korumak için Özgürlük Hareketi ile ittifak kurması ihtimalinin ortaya çıkması liberallerin Kürt dostluğu açısından en önemli kırılmayı yaratması şaşırtıcı değildir.
Bu noktada önemli bir saptama yapmak gerekli. Türkiyeli liberallerin büyük kısmı ABD tandanslı ise de, ABD içinde, daha önce, Fetullahçıları beslemiş olan, NewCon denilen, Savaş ve İsrail yanlısı kesime yakın olanlar ile, Clinton-Obama çizgisine yakın Demokratlara yakın olan bir başka kesim mevcuttur. İkincilerin, Türkiye'nin demokratikleşmesi bağlamında, bu yeni sürecin yanında yer alması beklenebilir. Ancak, ilk cenah için, Ortadoğu'da barışçıl bir dönem, İsraildeki siyonizmin iktidarına zarar verecek süreçler kabul edilebilir değildir. Bunların çoğu, doğrudan İsrail etki ajanı durumundadır.
Dolayısıyla, yeni süreçte, bunların hop oturup hop kalkması, PKK Önderliğini teslimiyetle suçlamaları, ağızlarının köpürmesi falan hiç şaşırtıcı değil.
Kürtlerin bu alandaki kafa karışıklığının bir tarafı duygusallık, bir tarafı ise harekete sızmış bunlara benzer unsurlardır. Taraf gazetesinin ilk günden itibaren, Özgürlük Hareketi’ni tasfiye etmeyi amaçlayan bir yayın olduğu, Kürdistan’da gazetenin ucuz satılmasından bile anlaşılabilecekken, yıllarca Kürtler tarafından ayıla bayıla okunmuş olması ayıbı bile "bu" Kürtlere yetmemiş midir ki, eski Taraf yazarı bir "etki ajanı"nın bugün su koyvermesine şaşırıyor, bunu yön değişikilğine falan bağlayan yetersiz analizler yapıyorlar.







