Lozan'da kazanmak ne anlama geliyor?

Yurt Dışı Haberleri —

.

.

  • Seçimlere sadece seçim olarak bakmamak gerekiyor. Bu durum, Kürtlerin Avrupa'daki diplomatik çalışmalarıyla doğrudan bağlantılıdır. Avrupa siyasetine dahil olmadan diplomaside başarı elde etmek zordur. 

 

HAYRETTİN ÖZTEKİN*

⌊haber/analiz⌋

 

Lozan'ı duyduğumuzda hepimizin aklına Kürtlerin kaderini belirleyen anlaşmaya ev sahipliği yapmış olması geliyor. Kürtler için 20. yüzyılda kaybetmenin başlangıcı Lozan ile oldu. O günden günümüze değin ülkesi dört parçaya bölünmüş olan Kürtler, bunun sonuçlarını ağır bir şekilde ödüyor.

7 Mart 2021'de İsviçre'nin birçok kantonunda yerel ve kanton seçimleri gerçekleşti. Bunlardan en dikkat çekici olanı ise kuşkusuz Vaud kantonu başkenti olan ve Kürtler için de sembolik önemi bulunan Lozan Belediye seçimleriydi. İlk defa iki Kürt kadın aday seçimlerde aday oldu. Sevgi Koyuncu Birlikte Sol Hareketi adayı olurken, Derya Çelik ise Sosyalist Parti'den aday oldu. Kısa sürede güçlü bir destek alan Koyuncu ve Çelik 7 Mart gecesi Lozan Belediyesi'ne seçildi.

Kolektif çabanın sonucu

Hem Koyuncu, hem de Çelik'in seçilmesi birçok kesimi şaşırttı aslında. Çünkü uzun yıllardır Kürtler aslında tüm Avrupa'da olduğu gibi İsviçre'de de yerel politikaya önem vermiyorlardı. Birçok Türkiyeli göçmen bireysel olarak aday olup seçilemediği için iki Kürt kadının da seçilmeyeceği söylemleri vardı birçok kesimde. Bundan dolayı da bu kadar destek almaları beklenmiyordu. Ancak Koyuncu ve Çelik'in elde ettiği başarılı sonuç bir algıyı kırması açısından ayrıca önemli. Bu başarının altında örgütlü ve kolektif bir ekip çalışması yatıyor. Kürtlerin İsviçre'de örgütlü olmadığı söylemlerinin de doğru olmadığı ortaya çıktı. 7'den 70'e onlarca kişinin kolektif çabası ve uğraşıyla bu sonuç elde edildi.

Yüzde 66 çoğunluk solda

Öte yandan Lozan Belediyesi'nde sol partiler 5 yeni sandalye alarak belediyede yüzde 66 çoğunluk sağladı. 7 sandalyesi bulunan Belediye üst yönetimine ilk turda hiçbir aday seçilmezken ikinci turda 3 sosyalist, 2 yeşiller, radikal sol Parti olan POP’den 1 ve Liberallerden 1 kişinin seçilmesi neredeyse kesin gibi. Birçok konuşmasında Demokratik Konfederalizm'i Lozan için örnek gösteren radikal sol adayı David Payot ilk turda 4. sırada seçimi tamamladı. Belediyenin 7 kişilik yönetimine aday olan Payot'un 26 Mart'ta yapılacak ikinci turda seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Yönetim sol partilere geçti

Vaud'un büyük şehirlerinin yönetimi sol partilere geçti. Renens Belediye Meclisi'nde çoğunluk yine sol partilerde kalırken, Vevey'de Belediye yönetimi seçimlerinde Radikal sol birinci çıktı, Belediye meclisi seçiminde ise yine 7 yeni sandalye kazandı. Sağ bir yönetime sahip olan Yverdon Belediyesi'nde ilk tur seçimlerinde seçilen 3 aday da sol partilerden. Geri kalan sandalyeler için ikinci tur seçim yapılacak. Belediye Meclisi'nde de çoğunluk sol partilere geçti.

Sağın kalesinde sol rüzgârı

Sağın önemli kalelerinden olan Montrö'de ise sol rüzgârı esiyor. Belediye yönetimine ilk turda seçilen iki aday da sol partilerden oluşurken, belediye meclisinde ise çoğunluk sol partilere geçti. Burada radikal sol ilk defa barajı aşarak 7 sandalye elde etti. Nyon şehrinde de Yeşiller ve Sosyalist Parti çoğunluğu oluştururken iki yıla yakın Rojava'da kalan politik aktivist Pierre Patelli de belediye meclisine seçildi.

Lozan’da yeni başlangıç

Vaud Kantonu'nda Lozan Belediyesi'ne iki Kürdün seçilmesini bir başlangıç olarak ele almak gerekir. Bir sonraki seçimlerde daha geniş bir perspektifle kantonda bulunan diğer belediyelerde de önemli sonuçlar elde edilebilir. Elbette İsviçre'nin diğer kantonlarında da bu yönlü bir perspektifle yaklaşıp onlarca Kürt gencinin İsviçre'de seçilmesi sağlanabilir. Bu açıdan Lozan Belediyesi seçimleri, hem İsviçre hem de Avrupa'nın diğer ülkelerdeki Kürtler için örnek olarak ele alınabilecek bir düzeyde.

Avrupa’nın en örgütlü gücü Kürtler

Seçimlere sadece seçim olarak bakmamak gerekiyor. Bu durum, Kürtlerin Avrupa'daki diplomatik çalışmalarıyla doğrudan bağlantılıdır. Avrupa siyasetine dahil olmadan diplomaside başarı elde etmek zordur. Neticede bugün geldiğimiz noktada bu eksiklik şeffaf bir şekilde görülüyor.

Şunu unutmamak gerekir ki, Kürtler artık Avrupa'da bulundukları ülkelerin yerlisi. 1980 ve 1990'larda Türkiye'nin yoğun baskılarından dolayı Kuzey Kürdistan'dan yüzbinlerce Kürt Avrupa'ya göç etti. 2003 Irak savaşı sonrası ise Güney Kürdistan'dan onbinlerce Kürt Avrupa'ya göç etti. 2011 Suriye savaşı ile birlikte bu kez Rojava'dan onbinlerce insan Avrupa'nın yolunu tuttu. Kürtler Avrupa'nın en büyük örgütlü topluluklarından biridir.

Siyasette de söz sahibi olmalıyız

Bu örgütlülüğü artık Avrupa siyasetinde söz sahibi olmak için değerlendirmek elzemdir. Elbette Avrupa'da yerel ve genel siyasete dahil okurken bulunduğumuz, yaşadığımız ülkenin ve şehrin sorunlarıyla ilgili olmak zorundayız. Politik tecrübelerimizi yaşadığımız şehirlerin sorunlarını çözmek için de aktarmalıyız. Bu şekilde hem yaşadığımız şehirlerde söz sahibi olacağız hem de diplomatik girişimler için başvurduğumuz kurumların aslında bir parçası olacağız.

* Lozan Seçim Komisyonu üyesi

 

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.