Majestelerinin enflasyonu düşüyor

TÜİK enflasyon verileri
- İktidarın denetimindeki TÜİK, Mayıs'ta aylık enflasyonu yüzde 1,53; yıl için de yüzde 35,41 olarak açıkladı. ENAG ise yıllık enflasyonu yüzde 71,23 olarak belirledi. İlk 6 aylık enflasyon, memur ve emekli aylıklarında Temmuz'da yapılacak artışı belirliyor. DİSK'e göre TÜİK hile yapıyor.
TÜİK’in şaibeli enflasyon verilerine göre bile Türkiye’de enflasyon yüksek seyretmeye devam ediyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mayıs için enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre; TÜFE'deki (2003=100) değişim, Mayıs 2025'te bir önceki aya göre yüzde 1,53 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 15,09 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 35,41 artış ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 45,80 artış olarak gerçekleşti. TÜİK’e göre yıllık enflasyon artış hızında bir yavaşlama söz konusu. Bunun temel nedenlerinden birinin baz etkisi olduğu biliniyor. Baz etkisi bir önceki yılın daha yüksek aylık enflasyonunun yerini cari yılda daha düşük bir aylık enflasyonun almasından kaynaklanıyor. Örneğin Mayıs 2024’teki 3,37 oranındaki aylık enflasyonun yerini Mayıs 2025’te yüzde 1,53 oranında enflasyon almıştır. Hesaptan yüksek oran çıkıp düşük oran çıkınca son 12 aylık artış geriliyor. Bu durum enflasyon hızının yavaşlamasına yol açıyor. Enflasyonun artış hızı yavaşlasa da fiyatlar artmaya devam ediyor. Fiyatlarda bir düşüş söz konusu değil. Sadece fiyat artış hızı yavaşlıyor. Enflasyon hesabına esas olan fiyat endeksleri, madde fiyatlarının derlenmesiyle oluşturuluyor ve fiyatlardaki artışı daha çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. Buna göre TÜFE ile gıda fiyatları endeksi arasındaki fark açılmaya devam ediyor.
TÜİK'in endeksinde kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5'li Düzey) 2025 yılı Mayıs ayı itibarıyla, 28 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 4 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 111 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.
ÜFE yıllık yüzde 23,13
Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) Mayıs 2025'te bir önceki aya göre yüzde 2,48 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 12,92 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 23,13 artış ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 30,17 artış gösterdi.
ENAG'a göre iki katı
Bağımsız araştırma grubu ENAG da Mayıs ayına ilişkin enflasyon verilerini yayımladı. ENAG’a göre Mayıs'ta tüketici fiyatları yükselmeye devam etti; aylık enflasyon yüzde 3,66 oldu. 12 aylık artış oranı ise yüzde 71,23 olarak gerçekleşti. ENAG'a göre nisan ayında enflasyon yüzde 4.46 artmış; son 12 aylık artış ise yüzde 73.88 olarak gerçekleşmişti.
İTO'nun verileri
İstanbul Ticaret Odası (İTO) ise Mayıs 2025 dönemine ilişkin İstanbul enflasyonunu yayımladı. Verilere göre, İstanbul’da perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Tüketici Fiyat Endeksi, bir önceki aya göre yüzde 2,83 arttı.
DİSK-AR'ın araştırması
Yılın ilk 6 ayının enflasyonu memur maaşlarında ve emekli aylıklarında Temmuz 2025’ye yapılacak artışı belirliyor. DİSK-AR Ücret Kayıpları İzleme Raporu’na göre; Nisan 2025’te memurlar toplam 34,8 milyar TL, emekliler toplam 41,4 milyar TL ve işçiler ise toplam 100,4 milyar TL kayıp yaşadı. Tekil olarak ise yılın ilk dört ayında en düşük memur maaşındaki erime 7 bin TL’nin üzerinde, en düşük emekli aylığındaki erime bin 633 TL ve asgari ücretteki erime ise 2 bin 653 TL olarak gerçekleşti. Emekçilerin ücret, maaş ve aylıkları her geçen gün alım gücünü kaybederken milyonların ortalama ücreti olan asgari ücrete artış henüz hükümetin gündeminde değil.
DİSK-AR'a göre; enflasyon farklı toplumsal sınıf ve kesimleri farklı etkiliyor. Dar gelirlilerin alım gücünü çok daha fazla düşürüyor ve gelir dağılımını bozucu bir işlev görüyor. Öte yandan resmi enflasyon verileri konusundaki şaibe devam ediyor. TÜİK’in Haziran 2022’de madde fiyat listesini açıklamaktan vazgeçmesi nedeniyle enflasyon verileri daha da tartışmalı hale geldi. O nedenle TÜİK tarafından açıklanan aylık 1,53’lük enflasyonun dayanağı bilinmiyor. TÜİK’in şaibeli enflasyon verilerine göre bile Türkiye’de enflasyon yüksek seyretmeye devam ediyor.
Yükü dar gelirliye
Gelir düzeyi ve harcama kalıplarının farklı olması nedeniyle toplumsal sınıf ve kesimleri enflasyon sonucu ortaya çıkan pahalılığı çok farklı hissediyor. TÜİK verilerine (2023) göre en düşük yüzde 20'lik gelir grubu toplam gelirin yüzde 6,3'ünü alırken, bu grubun harcamaları içinde gıdanın payı yüzde 30,4’tür. En yüksek yüzde 20'lik gelir grubu toplam gelirin yüzde 48,1'ini elde ederken harcamaları içindeki gıdanın payı yüzde 12,8’de kalmaktadır. Böylece dar gelirli grupların gıda dışı harcamalar için geliri daha sınırlı kalırken yüksek gelir gruplarında bu miktar oldukça fazladır. Bu durum pahalılığın farklı toplumsal kesimlerde farklı hissedilmesine yol açmaktadır. Dar gelirlilerin harcanabilir gelirlerinin sınırlı olması nedeniyle daha yoğun bir geçim sıkıntısı çekmektedir. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına, farklı toplumsal kesim ve sınıflara göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor.
DİSK, TÜİK önünde
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK'in enflasyon verilerini açıklamasının ardından "TÜİK maalesef enflasyon verilerinde gerçekleri açıklamakta giderek daha fazla uzaklaşıyor" değerlendirmesini yaptı. Çerkezoğlu, DİSK üyeleriyle birlikte TÜİK önünde yaptığı açıklamada, şunları söyledi: "Son üç yıldır TÜİK önüne çokça geliyoruz. TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamı hepimizin bildiği gibi emeği ile geçinen herkesin maaşını belirliyor. Türkiye'de bütün emek gelirleri, işçilerin ücreti, memur maaşı, emeklilikleri aylıkları TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon verisine göre şekilleniyor. TÜİK bu ülkenin 90 yılı aşkın geleneği olan doğru verileri ve rakamları üretmekle yükümlü. TÜİK maalesef enflasyon verilerinde gerçekleri açıklamakta giderek daha fazla uzaklaşıyor. Üstelik bunu DİSK olarak yürüttüğümüz yargı mücadelesi sonucunda kesinleşmiş mahkeme kararlarına uymayarak yapıyorlar. O nedenle bugün bir kez daha gelirde adalet mücadelemizin bir parçası olarak TÜİK önündeyiz. TÜİK önünden sesleniyoruz. Yargı kararlarını uygulayın, gerçekleri açıklayın, ekmeğimizle oynamayın. TÜİK önünde hukukun ve hakikatin peşindeyiz. Madde sepeti fiyatını açıklayın." ANKARA
* * *
OECD tahminini düşürdü
OECD, Türkiye ekonomisi için büyüme tahminlerini de aşağı yönlü revize etti.
OECD, "Belirsizlikle mücadele, büyümeyi canlandırma" temasıyla yayımladığı Ekonomik Görünüm Raporu’nda, 2025 ve 2026 için yüzde 3,1 ve yüzde 3,9 olarak açıklanan büyüme oranlarını revize etti. Bu raporda sırasıyla yüzde 2,9 ve yüzde 3,3 olarak güncellendi. Değerlendirmede, "Sıkılaşan mali koşullar ve mali konsolidasyon hane halkı tüketimini azaltmaktadır. Özel yatırım ve ihracat büyümesi, zayıflayan ticaret nedeniyle 2025 yılında yavaşlayacak, 2026 yılında ise kademeli olarak toparlanacaktır. Sıkı para politikası sayesinde enflasyonun önemli ölçüde düşeceği ve 2026 sonunda yüzde 15 civarına gerileyeceği tahmin edilmektedir" ifadeleri yer aldı.
OECD, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklerin devam ettiğini ve uluslararası ticaretteki gelişmelerin etkilerinin belirsiz olduğunu belirterek, "Maliye ve para politikaları, enflasyonun sağlam bir şekilde aşağı yönlü bir patikada kalmasını sağlamak için daraltıcı olmaya devam etmelidir" uyarısında bulundu.
* * *
Çiftçi fiyatları düşük buldu
Qoser Çiftçiler Derneği Başkanı Mikail Erbeyi, “TMO yine çiftçiyi hüsrana uğrattı” dedi.
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürlüğü, hububat alım fiyatını açıkladı. TMO Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, 2025 yılı için ton başına makarnalık ve ekmeklik buğday için 13 bin 500 TL, arpa için ise 11 bin TL fiyat açıklandı. Türkiye genelinde buğday hasadının henüz yüzde 2 düzeyinde olduğunu açıklayan TMO, 12 Mayıs'tan itibaren Çiftçi Kayıt Sistemi'nde (ÇKS) kayıtlı buğday ve arpanın taahhütname karşılığı teslim alınmaya başlandığı belirtildi. TMO açıklamasında; çiftçiye verilecek destek payının da ton başına buğday ve arpada 2 bin 520 lira olacağı belirtildi. Verilecek destek ile beraber buğdayın ton fiyatı 16 bin 20 TL, buğdayın ton fiyatı ise 13 bin 520 TL olarak belirlenirken, ödemelerin 30 gün içinde yapılacağı kaydedildi.
TMO’nun açıkladığı fiyata tepki gösteren Qoser (Kızıltepe) Çiftçiler Derneği Başkanı Mikail Erbeyi, TMO’nun açıkladığı fiyatın çiftçiler için hayal kırıklığı olduğunu belirti. Erbeyi, şunları söyledi: “Beklentimiz 16 bin TL'ye ek olarak destek verilmesiydi. Biz ilk gün beklentimizi açıkladığımızda maliyetleri hesaplayarak, bu fiyatı talep ettik. Günün sonunda bu fiyat da çiftçinin elinde kalmayacak. Açıklanan fiyat çiftçinin girdi maliyetlerini karşılamıyor. Çiftçinin elinde borç bonoları dışında bir şey kalmayacak. Açıklanan fiyat piyasayı da etkileyecek. TMO açıklama yapmasaydı en azından çiftçi serbest piyasada buğdayını daha iyi bir fiyata satabilirdi. TMO açıklamasında iyi olarak görünen tek şey destek miktarının bin 500 liradan 2 bin 520 TL'ye çıkarılması var, ancak bu da çiftçi için yapılan bir şey değil. Tamamen elektrik şirketi düşünülerek yapılmış, çünkü bu destek doğrudan el konularak, DEDAŞ’a veriliyor.”