Musa Anter Destanı

Kültür/Sanat Haberleri —

Musa Anter

Musa Anter

  • Şair Vejdin Çiçek, ‘Destan gibi yaşadı ve ancak destanla anlatılabilirdi’ dediği Musa Anter’in anılarını, anlatımlarını şiirleştirerek kitap haline getirdi. Bir ağıtla yola çıktığını söyleyen yazarın kitabı 3 şiirden oluşuyor. 

Şair Vejdin Çiçek, ‘Destan gibi yaşadı ve ancak destanla anlatılabilirdi’ dediği Musa Anter Destanı kitabında, Musa Anter ile karşılıklı diyalogları, tarihsel anlatımlar ve iz bırakıcı anılarından yola çıkarak kitabını nakış nakış işlemiş.

Vejdin Çiçek’le, Musa Anter ile karşılıklı diyalogları, tarihsel anlatımlar ve iz bırakıcı anılarından yola çıkarak ele aldığı ‘Musa Anter Destanı’ kitabını PİRHA’dan Ersin Özgül ile İsmail Sivaslı’ya anlattı.

Sessizlik canımı acıttı

"Musa Anter’in ailesini tanırım ve iyi bir bağım vardır. Musa Anter’i tanıdıktan sonra annesi Fesla Ana, Musa Anter’i sadece bir dili olsun diye okula göndermiş. Bunu da bizzat ben yaşadım ve Musa Anter bende böyle doğdu. Musa Anter topluma mâl olmuş ve evrenselleşmiş biri. Ama ne Türk ne de Kürt halkında yeteri değeri gördüğünü, anlaşıldığını düşünmüyorum. Evet kendisi için besteler, şarkılar yapılmış, birkaç kitap yazılmış ama bana göre yeterli değildi. Bendeki Musa Anter, koca heykellerinin dikilmesi gereken biriydi. Musa Anter yaşamı çok uzak bir tarih değil. Onunla tanışmış, ekmeğini yemiş, bir şeyler paylaşmış insanların sessizliği biraz canımı acıttı. Acıttığı için de ne olursa olsun bunu yazmam gerekiyor dedim. Buradan yola çıkarak ‘Musa Anter Destanı’ kitabını yazdım.

Niye destan?

Çünkü Musa Anter başka bir dilde anlatılamazdı. Musa Anter hikaye olmaz, olamazdı. Çünkü, hayatı hep destan olarak yaşamış. Kimlik, ülke ve toplum savaşı vermiş. Zonguldak’ta maden ocağında ölen bir insanın feryadını gündeme taşımış, bir Kürt’ün feryadını da yazmış. O yüzden destan olmalıydı ve haddim olarak bunu becerebildiğim kadar yazabildim. Musa Anter’in bendeki izdüşümünü, hayatını, ailesinden duyduklarımı bu kitapta bir bütün ele almaya çalıştım.

Neden öldün Musa?

Musa Anter Destanı kitabı toplam 3 şiirden oluşuyor. Kitapta bir ağıtla yola çıktım. Kızı Rahşan Anter anlatmıştı. Musa Anter’in mezarı başına gelen yakın bir arkadaşı ağıt yakıyor. Hem Allaha hem de Musa Anter’e isyan ederek neden öldüğünü soruyor. Oradan yola çıkarak ağıtı yazdım.

Tabi tek bir şiirle, haddim olmayarak Musa Anter’i karşıma oturtarak sohbet ettim ve o günün koşullarına dair bir şiir yazdım. Üçüncü şiiri tamamen onun hayatı ile birleştirdim. Hayatı ölene kadar mahkeme salonlarında geçmişti. Ölmüş olsa da davaları halen sürüyor ve halen o mahkeme salonunda. Tekrar kendisini o mahkeme salonuna oturttum. Mahkemelerinden alıntılarını onun diliyle, yaşanmışlıkları ile işledim.

Vefa borcu, emeğe saygı

Bu çalışma 1,5 yılımı aldı. Musa Anter’i yazmak hem çok kolay hem de çok zordu. Bu fikri ilk Mazlum Vesek vermişti ve kitabın editörü de o oldu. Yapamam diye bir çok kez vazgeçtim. Ona olan vefa borcu ve emeğine saygı bir yerimden tuttu ve beni salladı. Kötü de olsa bu çıkmalı dedim ve iyi ki çıkarmışız.

İlk yayın evi çıkartmak istediğini söyledi ve önümüze çok uzun bir süreç koydu. Kitabı Musa Anter’in ölüm yıldönümü olan 20 Eylül’e yetiştirmek istiyordum. Vazgeçtik. Başka bir yayın evine gönderdik. Onlarda burada bir değişiklik, şurada bir değişiklik yap diyerek basmaya cesaret edemedi. Musa Anter’i yazıyorsam bu Musa Anter gibi olmalı. Onun yaşamına, diline uymalı. Ondan kopuk bir şey yazarsam da bir anlamı kalmazdı. Oradan da geri çektik ve daha önce de çalıştığım Pupa yayınları bizleri kırmayarak kitabı bastı. KÜLTÜR SERVİSİ

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.