Deniz Gezmiş
- Deniz’in de dediği gibi düne dek 226 olmadan tek adım atamayız diyen sahte kahramanların bir muhtıra karşısıda hallaç pamuğuna döndüğünü herkes bilir. Bugün meclis tarihine "kıçında süngü izi olmak" deyimi bu sahte kahramanlar yüzünden girmiştir.
ALİ DAĞDEVİREN
Bu yılki 5 Mayıs’ta Türkiye tarihinin kanlı/ kara günlerinden birinin 50. yıl anması yapıldı. Az da olsa bir kısım TV kanalı 5 mayıs 1972 tarihinde katledilen 3 Fidan ile alakalı proğramlar gösterdi. Büyük sıkıntı içinde izlemeye çalışırken beynim beni 51 yıl önceki isyanıma götürdü.
2 ciltlik Beyefendi Cumhuriyeti kitaplarımın 2. cildine yerleşen 30.03.71 tarihli Tunceli sesi gazetesindeki başyazımı tekrar okudum ve okurlarımızla da paylaşmak istedim :
MENTEŞOĞLU SENİNKİ DE!
Çeşitli suçlardan sanık olarak aranan tam 66 gün Türkiye Güvenlik kuvvetlerini ardısıra koşturan, neticede müsademesini şerefli sekilde sürdürürken kahpece ele geçirilen Deniz Gezmiş Ankara’ya getirilince ilk önce İçişleri Bakanlığına getirilerek Haldun Menteşoğlu ile görüştürülmüş.
Tarihlerde okumuşuzdur, beceriksiz kumandanlar kendilerine yardım eden talihleri sayesinde kendilerinden daha üstün kumandanları esir aldıkları zaman esir edilenleri huzuruna çağırarak caka satarlar.
Menteşoğlu’nun Deniz Gezmiş’i huzuruna getirerek kendisine caka satması bu tarihi olayı tekrar hatırlattı bize. İlginç bulduğumuz bu buluşmayı okuyucularımıza da aktaralım:
Menteşoğlu: İşte bu pejmürde adam Türk Halk Kurtuluş Ordusu kumandanıymış. İyi bakın kılığına kıyafetine suratına…
Deniz: Ben Türk Halk Kurtuluş Ordusu komutanı değil, neferiyim.
Menteşoğlu: Sen kahraman mısın?
Deniz: Kahramanım tabii..
Menteşoğlu: Kimin kahraman olduğu belli olmadı mı?
Deniz: Belli oldu. Kahraman olduğunuz için istifa ettiniz değil mi? Siz Demirel“in neferisiniz, ben Türk Halk Kurtuluş ordusunun…
Menteşoğlu: Nereye gidiyordunuz?
Deniz: Devrime…
Menteoğu (Sivas’ı haritada göstererek) Devrim o tarafta mı?
Deniz: Devrimin o tarafı bu tarafı yoktur, her taraftan gelir.
Menteşoğlu: Susturun bu ukalayı, çok konuşup ukalalık etmesin.
Konuşmaların burada bittiğini gazete sayfalarından öğrendiğimiz Menteşoğlu tarihi değeri olacak bir de hatıra fotografı çektirmiştir. (Söylentilere göre Deniz kendisinin yüzüne on kez tükürmüştür.)
Deniz Gezmiş’in mevcut yasalarca suç sayılan eylemlerini, Menteşoğlu’nun da o ana değin üzerinde bulunan İçişleri Bakanlığı sıfatını bir kenara koyalım. İkisini bir araya getirelim. Haysiyetini satışa çıkarmamışlardan bir heyet oluşturalım. Ellerini vicdanlarının üzerine koyarak ikisi hakkında bir karar vermelerini sağlayalım ve kararı ilan edelim. İste o zaman kimin kahraman olduğu meydana çıkacak.
Deniz’in de dediği gibi düne dek 226 olmadan tek adım atamayız diyen sahte kahramanların bir muhtıra karşısıda hallaç pamuğuna döndüğünü herkes bilir. Bugün meclis tarihine "kıçında süngü izi olmak" deyimi bu sahte kahramanlar yüzünden girmiştir.
Deniz“i savunmak degil, gerçeği söylemek gerekirse onurlu duruşundan en ufak bir taviz vermemiştir. T.H.K. Ordusu’nun bir savaşçısı olarak silahlı mücadeleyi seçtiğini söyleyerek sorumluluğundan kaçmamıştır. Hükümetlerin kendileri için önemi olmadığını, esas amaçlarının sömürü düzenine karşı olduğunu söyleyerek Menteşoğlu’nun düzen içindeki bekçilik görevini açığa vurmuştur.
Menteşoğlu’nun bu cakasını tarihe bırakarak Köroğlu’nun Bolu Beyi“ne : Tüfek icad oldu, Mertlik bozuldu sözünü hatırlatmakla yetinelim. (Tunceli Sesi, 30.03.71)
