Önce adil yasalar, sonra entegrasyon
Dünya Haberleri —

Sipan Hemo
- QSD Genel Komutanlığı Üyesi Sîpan Hemo, demokratikleşme ve kadın özgürlüğüne dayalı bir entegrasyon istediklerini söyledi ve ekledi: “Kanunlarda bir değişiklik olmadığı müddetçe QSD’nin entegrasyonu için herhangi bir tartışma yapamayız. Önce yasalar çıkarılmalı ve bir yönetim belirlenmeli” dedi.
- “Deneyimlerimiz doğrultusunda Suriye ordusu için yeni bir şema oluşturmaya hazırız. Büyük tecrübelerimiz oldu. DAİŞ ve Baas rejimine karşı savaştık. Suriye ordusunun temeli olabiliriz. İlk adım olarak ortak askeri meclis oluşturabiliriz. Bu adımların pratikleşmesi siyasi amaçlarla bağlantılıdır.”
Demokratik Suriye Güçleri (QSD) ve Şam’daki Heyet Tehrir El Şam (HTŞ) rejimi arasında, 10 Mart’ta imzalanan 8 maddelik mutabakatın 4’üncü maddesi tartışılmaya devam ediyor. Maddeye göre, Kuzey ve Doğu Suriye’deki “tüm sivil ve askeri kurumlar, sınır kapıları, havaalanları, petrol ve gaz sahaları da dahil olmak üzere, devlet yönetimine entegre edilecek.” Ancak HTŞ rejimi “entegrasyon”la Özerk Yönetim’in tüm kazanımlarını teslim etmesini ve QSD’nin silahlarını bırakmasını istiyor. Özerk Yönetim “ülkede güvenlik sağlanmadan, tehditler ortadan kalkmadan ve anayasal garanti olmadan” silah bırakmayı reddediyor.
QSD Genel Komutanlığı Üyesi Sîpan Hemo, en iyi entegrasyonun “demokratik entegrasyon” olduğuna bunun da halkların özgür iradesiyle şekilleneceğine işaret ederek, HTŞ’nin aksine “Şam’da bir devlet kuruldu ve herkes buna dahil olmalı” zihniyetiyle yaklaştığını söyledi.
Şam’daki geçici hükümetin uzlaşmaya dayalı bir zihniyeti değil, biat etmeyi esas aldığını söyleyen Hemo, “Radikal İslam iktidarını esas alıyorlar. Her ne kadar şekil değiştirip, farklı kesimlerle ilişki kurmaya çalışsalar da tüm toplumu kucaklayacak bir durumda değiller” dedi.
Geçici hükümet, Suriye’nin tüm bölgelerini ve bileşenlerini tanıyan bir düzeye geldiği zaman demokratik bir entegrasyondan bahsedebileceklerini ifade eden Hemo, ANHA’ya verdiği röportajında, “5 aydır Şam’ın demokratik entegrasyon zihniyetine sahip olmadığını görüyoruz” dedi.
Başka bir despotizmle karşı karşıyayız
Kürt, Arap, Ermeni ve Süryanilerin kendini ifade edebildiği demokratik bir Suriye istediklerinin altını çizen Hemo, şunlara dikkat çekti: “1970’lerden beri despot bir sistem içinde yaşadık. Buna karşı bir devrim gelişti. Fakat şimdi de başka bir despotlaşmaya, katı bir merkezi yönetime doğru evrilmeye tanık oluyoruz. Her şeyi kendileri yapıyor, kimseye danışmıyorlar. Eskisinden daha olumsuz bir durum var.”
Önce adil yasalar çıkarılmalı
Hemo, demokratikleşme ve kadın özgürlüğüne dayalı bir entegrasyon istediklerine dikkat çekerek, “Kanunlarda bir değişiklik olmadığı müddetçe QSD’nin entegrasyonu hakkında herhangi bir tartışma yapamayız. Öncelikle kanun çıkarılmalı ve bir yönetim belirlenmeli. QSD’yi Kuzey ve Doğu Suriye’deki kazanımlarının koruyucusu olarak nitelendiriyoruz. Eğer gelecekte Suriye’nin demokratikleşmesi adına adımlar atılırsa o zaman QSD, tüm Suriye’nin teminatının temeli olur. Deneyimlerimiz doğrultusunda Suriye ordusu için yeni bir şema oluşturmaya hazırız. Büyük tecrübelerimiz oldu. DAİŞ’e ve Baas rejimine karşı büyük bir savaş yürüttük. İlk adım olarak Şam hükümeti ordusuyla ortak askeri meclis oluşturabiliriz. Bu adımların pratikleşmesi siyasi amaçlarla bağlantılıdır.
Ayrıca demokratik ve ademi merkeziyetçi sistem oluştuğunda, Suriye’nin tüm bölgeleri kendi iradeleriyle temsil edildiğinde ordu da bu esaslara göre olacaktır. Ordu, toplumun demokratik kazanımlarını korumak içindir ve siyasi yasalarla kurulur. Ordunun tüm bileşenlerin temsilcisi olması gerekir. Siyaset nasıl olursa ordu da öyle olur. Bize göre ordu bir savunma gücüdür, siyasi hedeflerle doğrudan bağlantılıdır.”
Teslim alma çözüm değil
Halkların özgürlüğünü esas alan demokratik entegrasyonun Suriye’deki krizin çözümü olacağını ifade eden Hemo, biat ve teslim alma siyasetinin yeni krizleri doğuracağına işaret etti. Teslim alma siyasetinin Süveyda’da katliamlara neden olduğunu hatırlatan Hemo, “Çok hassas bir süreçten geçiyoruz. Demokratik ve yekpare bir Suriye inşa etme hedefimiz var. Karışıklık çıkarmak istiyorlar. Arap halkımız bu oyunu fark etti, net duruş aldı. Farklı yöntemlerle halkı katletmek istiyorlar. Ortak varlığımızla, bir bütün olarak Suriye’yi inşa edeceğiz. Ayrı yaşamak gibi bir imkanımız yok” şeklinde konuştu.
Türk devletinin Şam’daki geçici yönetim üzerindeki etkisine değinen Hemo, “Türk devletine karşı hiçbir zaman tehdit oluşturmadığımızı ve oluşturmayacağımızı belirtmek istiyoruz. Kürt halkının varlığı, demokratik Suriye’nin teminatıdır. Kürtleri, Arapları, Alevileri, Dürzileri, Hristiyanları düşündüğümüz kadar Türkmen halkını da düşünüyoruz. Eğer Türkiye, Suriye’de barış ve istikrar istiyorsa Kürtleri kendisi için tehlike olarak görmemeli, Kürtlerin Suriye’nin demokratikleşmesinde esas olduğuna inanmalı” dedi.
***
Artık 2011 öncesinin Suriye’si olmayacak
Avrupa’da düzenlenen “Rojavalı Gençler Ulusal Konferansı”na görüntülü bir mesaj gönderen QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî, Kuzey ve Doğu Suriye’de yürürlükte olan ateşkesin sona erebileceği uyarısını yaptı ve ekledi: “Suriye'nin kuzeydoğusunda birkaç aydır ateşkes ve istikrar var ancak nihai anlaşmalar henüz sağlanamadığı için çatışmaların yeniden başlaması ihtimali devam ediyor.”
“Çatışmanın yeniden başlamamasını umuyoruz, ancak kurumlarımızı ve halkımızı korumaya her zaman hazırız" diyen Abdi, şöyle devam etti: "Barış görüşmelerinin başarılı olmasını istiyoruz. Suriye’deki 15 yıllık iç savaşın sona ermesi gerektiğine inanıyoruz. İleriye dönük tek yol adem-i merkeziyetçi bir sistemdir. Bu konuda çalışmalar devam ediyor. Tüm Suriyeliler ve uluslararası güçlerin bunu yavaş yavaş uygun göreceğine inanıyorum. Suriye için başka bir çözüm mümkün değil. 14 yıl savaş Suriye için yeterlidir. Artık demokratik, adem-i merkeziyetçi ve çoğulcu bir sistem kurulmalıdır. Her halkın kendi yerini bulacağı yeni bir Suriye inşa edilmelidir. Suriye artık 2011 öncesinin Suriye’si olmayacak.”
***
DAİŞ’in saldırı planı çöktü
Hesekê’de QSD, Kuzey ve Doğu Suriye İç Güvenlik Güçleri ve Kadın Savunma Birlikleri’nin (YPJ) ortak yürüttüğü “Halkların Daimi Güvenlik Operasyonu” sona erdi. Operasyon sonucunda aralarında sivillere ve güvenlik merkezlerine yönelik saldırılarda yer alanların da bulunduğu 51 DAİŞ çetesi yakalandı.
Cumartesi günü sabah saatlerinde, şehrin birçok mahallesinde başlatılan operasyon 14 saat sürdü. 3 binden fazla savaşçının katıldığı operasyonda, özellikle DAİŞ’in Sîna Cezaevi ve Hol Kampı’na yönelik saldırı planlarının engellendiği vurgulandı.
Operasyonda 50 adet Kalaşnikof, 155 adet Kalaşnikof şarjörü, 16 tabanca ve şarjörleri, 1 adet BKC ve mühimmatı, 5 el bombası, 3 telsiz cihazı, 3 adet Bruno silahı, çok sayıda mermi, askeri yelek ve üniforma ele geçirildi.
HESEKÊ















