Onlar yoldaşlığı tanımına göre yaşadılar

Forum Haberleri —

Ruken Bingöl, Emine Erciyes

Ruken Bingöl, Emine Erciyes

  • Gönül rahatlığıyla, yürek dolusu gülüşleri paylaştık. Ne güzel insanları tanıdık birlikte. Üzerlerine titrediğimiz, tertemiz yürekli, cesur delikanlılar ve yiğit genç kızları tanıdık.

EMİNE ERCİYES*

Geliyê Tiyarê’de Türk ordusu tarafından 36 yoldaşımızın vahşice katledilişinin üzerinden bir yıl geçti. Türk ordusu yoldaşlarımızın değil canlısından, cenazelerinden bile korkuyor. Uçaklarla onları katlettikten sonra, napalm bombalarıyla yakarak, cesetleri paramparça olana dek bombalamaya devam etti. Cenazelerini tanınamaz hale getirdi. Daha sonra, bu tanınamaz hale gelen cenazelerin, ailelerine teslim edilmesi için yapılması gereken DNA testini iki aylık bir zamana yayarak halkımız üzerinde özel savaş yürüttü. Bu politikayla devlet Kürt’e ölümden başka bir şeyi layık görmediği mesajını vermek istedi.

Gerilla karşısında çok ciddi bir tıkanmayı yaşayan devlet, bu insanlık dışı uygulamalarıyla savaş gücü kırılmış ordusunu toparlamaya ve moral vermeye çalıştı. Geliyê Tiyarê olayının üzerinden geçen bir yıl sonrasında, Türk ordusu gerilla karşısında tarihinin en ağır yenilgilerinden birini yaşamaktadır. Yoldaşlarımızın katledildiği alanlar başta olmak üzere birçok yerde gerilla eylemleri tüm hızıyla sürüyor ve gerillanın alan kuşatmaları devam ediyor.

Bu yazıyla Geliyê Tiyarê’de şehit düşen Ruken Bingöl’ü dilimin döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Yoldaşlık yaşanarak anlaşılan bir şeydir kelimelere sığmaz. En zoruysa şehit yoldaşları anlatmaktır. Kelimeler onların yaşama kattıkları anlam karşısında çaresiz serzenişlerdir. Yoldaşlığı kutsallaştıran en temel özelliği ise paylaşım ruhudur. Bir yudum sudan, en içli duygulara, derin acılardan, keskin kavgalara bir paylaşımdır yoldaşlık. Yoldaşı, şehidi anlatmak da bu paylaşımın bir parçasıdır. Yoldaşlık onu paylaşan kişilerle sınırlı değildir çünkü. Birilerimizde dile gelse de, tüm yoldaşları ifade eden ve uğruna kavga verilen halka dair duyguların paylaşımıdır yoldaşlıkta dile gelen. Ruken bir yoldaşlık abidesiydi ve yoldaşları olarak O’ndan çok şeyler öğrendik.

Sevgili Ruken’e…

Şahadetinin yıl dönümündeyiz Ruken. Ben seni anlatmak değil, sana birkaç şey söylemek istiyorum. Seni birkaç sayfaya sığdıramayacağım gibi dışarıdan bir tanıdık gibi de anlatamam. Birbirimize anlatabildiklerimiz, hayatı birlikte paylaştığımız günlere sığdırdıklarımızdır. O günlerde hayatın, yoldaşlığın anlamına dair birçok şeyi birlikte öğrendik, tanıdık, paylaştık. Bu yüzden bir ayrılık yok benim için senden ki seni anlatayım, ancak sana söyleyeceklerimi dile getirebilirim…

Birlikte ne günler gördük o asi ve güzel dağlarda. Ancak şiirlere sığabilecek, şiirle dile gelebilecek güzellikte günler. Mutluluk döküldü gözlerimizden, gülüşlerimizden. Kahkahalarımızdan dağlar yankılandı, yankıyla neşemize eşlik etti dağlar. Gönül rahatlığıyla, yürek dolusu gülüşleri paylaştık. Ne güzel insanları tanıdık birlikte. Üzerlerine titrediğimiz, tertemiz yürekli, cesur delikanlılar ve yiğit genç kızları tanıdık. Yoldaşlığı paylaştık onlarla ve birbirimizle, yoldaşlığın sonsuz güvenini paha biçilmez değerini hissettik en derinden. Derdimiz, tasamız, Önderliğin izinde, hakikatin yolunda, yoldaşlığın layıkınca yaşamı anlamlandırabilmekti. Ve bazen, O insan güzellerinin acısını birlikte yüreğe doldurduk. En değerli yoldaşlarımızın şahadetlerine tanık olduk. Gözyaşlarını görmedik birbirimizin, pek söz de etmedik birbirimize gidenlere dair acılarımızdan. Söyleyecek söz bulamamaktan değil, söze sığdıramamaktan Onlara sessiz kaldık. Yürekten yüreğe akan bir sessiz anlatımla paylaştık acıyı ve birbirimizin yüreğindeki acıyı hafiflettik. Asiliğiyle, sadeliğiyle yüreklerimizi fetheden nazlı Zagros’lara birlikte sırtımızı dayadık. Tüm bu anları Zagros’lara birlikte sığdırdık. Zagros’un o asi uçurumlarına tırmandık, coşkun sularından içtik. Acısı tatlısıyla, güzelliği ve zorluklarıyla hayatın anlamını Zagros’lardan anlamaya çalıştık. Zagros ortak anamız, ortak dostumuz, ortak sevdamız oldu.

Her insanın kendine göre yarattığı duygular vardır zulasında. Paylaşılan anlar, coğrafyalar, arkadaşlıklar, sorumluluklar, süreçler her insanda farklı bir duygu rengiyle işleniyor yüreğe. Birini şefkatle hissedersin, birini hayranlıkla, birini korumak istersin, birinin omzuna yaslanırsın güvenle, kimini yanındayken bile özlersin ayrılık korkusuyla, kimiyleyse ayrılık hiç yoktur, ölümde bile.

İşte Ruken, bunların hepsi oldun benim için. Bu bir yandan, yoldaşlığın en zorlu anlarını paylaşmanın yarattığı bir bütünlüktü, daha da öte, bu duygu bütünlüğünü yaratan senin kendine has, rahat, doğal içten yanlarının tüm mesafeleri kaldırması ve içten paylaşımcı sıcaklığındı. Daima coşkun, hiç yorulmak nedir bilmeyen azmin, çalışkanlığın etrafında hayranlık dolu bir güven yaratırdı sana dair.

Örgüt ve militanlık sorumluluğundaki hassasiyetin ve duyarlılığınla tam bir PKK’liydin. Bir PKK militanının tavizsiz, keskin netliği, görev ve sorumluluk bağlılığı, koparıcı tarzı, yöntem zenginliği, cesaret ve kararlılığı senin yaşam ve mücadele tarzında somutlaşmıştı. Tam bir PKK militanı derdim bazen senin tavır ve çalışma tarzını izlerken. Kavgacılığın, kimseden çekinmeden kaygılara girmeden doğruları dobra dobra ortaya dökmen kavgacılığına bir hayranlık yaratırdı. Doğru kavgacılığında tavizsizdin. Sarsılmaz inancın, ısrarın, inandığın ve mutlaka başarma kararlılığınla, etrafındakilere sarsılmaz bir güven kaynağıydın. Yoldaşlığın anlamıydı birbirine yaslanmak, birbirinden güç almak. Yaşamın anlamıysa yoldaşınla can pahasına hayatı paylaşmaktı. Tanımına göre yaşadın ve paylaştın yoldaşlığı.

Bu yüzden ölüm yoktur bizim kitabımızda, ölüm ayrılık değil, sonsuzluğa taşımaktır yoldaşlığı. Biz ki daha yola çıkarken, bir gitsek de, bin gelecek olmanın bilinciyle ölümün üzerine yürümenin yoldaşlığına inandık ve güç aldık yoldaşlıktan. Bir gerillanın hayalleri hiçbir zaman yarım kalmaz, çünkü ardından gelenler kaldığı yerden daha büyüterek sürdürürler O’nun yolculuğunu. Ayrılık bize de yok Ruken. Hayatın her anında yanımda varlığını buluyorum. Bende olduğu kadar Zagros’ları birlikte paylaştığın tüm arkadaşlarda derin izlerin var. Bu emeğinin bıraktığı izdir.

Her akşam yıldızlar çıkar çıkmaz yanımda beliriyorsun. Okula gidiyorum fotoğrafın karşılıyor beni, kendine güvenli bakışınla, gülümsediğini fazla belli etmeden, ama sevgiyle bize bakıyorsun. Patikalarda o koşar adım yürüyüşlerinle önümdesin. Sohbetlerde o keskin, bilen, kavgacı hep bir şeyleri anlatmaya çalışan konuşmaların çınlıyor. Yoldaşlık ruhun, herkesi kapsayan, herkeste bir iz bırakan paylaşımcılığın ve inceliğin bizlerle. Yaşamda her işe koşturan emekçiliğin, her konuda becerikli oluşun, bilmediğini öğrenen girişkenliğin, pratik zekân, örnek duruş olarak akıllarda. Herkese koşar, herkesi dinler, anlamak ister, yardımcı olmak, bildiğini paylaşmak, destek olmak isterdin. Yorulmak, yılmak nedir bilmeden emek sarf ederdin. Başaramama kaygısı ya da ihtimali yoktu sende, el attığın işi kesin başarırdın. Yakınlaştığın her insanı mutlaka etkiler, ikna eder, iz bırakırdın.

Zagros’un her alanına emek verdin, emeğin bu dağlarda capcanlı yaşıyor hala, uğradığın her yerde izlerin capcanlı seni yaşatıyor. Bu asi dağlarla öylesine bütünleşmiştin ki, kim tutabilirdi seni, hızına hangimiz yetişebilirdik, oradan oraya koşturuyordun. Bu emeğine, azmine, yorulmak, yılmak bilmez iradene Zagroslar da hayran kalmıştı. Öylesine yakışıyordun Zagros’a; Zagros’ta sana yakışırdı. Yaşayanlar coğrafyalarına emekleriyle anlam katarlar, sen de Zagros’un asi direngen karakterine kendi karakterini kattın ve Zagros’un bir kimliği de sen oldun. Zagros’tan bahsederken aklımızın bir köşesinde hemen beliren sensin artık. Şahadetinden bir yıl sonra hala capcanlı hatıran Zagros’un asiliklerinde. Kartal tepesinin asi uçurumlarının rüzgarları türkü olup seni anlatıyorlar sonsuz ufuklara. Çarçela dağının cennet güzelliğine gülüşlerin sinmiş, uçurum çiçekleri sen kokuyorlar. Cilo dağının geçit vermez uçurumları ise seni en iyi tanıyandır, cesaretine ve yiğitliğine en çok Cilo hayrandır. Avaşin suyu yanından geçtiği her dağa seni anlatır, seni görmeyenler tanımayanlar tanısın diye.

Garê, Sümbül, Semedar, Samuray dağları ve Zap suyu hala senin acınla. Bir yandan yasta bir yandan patlamaya hazır. Her köşesinde emeğin var bu coğrafyanın ve emek sonsuz yaşayacak olandır. Zagros emeğe saygının coğrafyasıdır, emek veren unutulmaz. Zagros seni; güler yüzlü, gül yüzlü, gözleri yıldız ışıklı, dağ yürekli, emek tutkunu, yoldaş canlısı, cesur kavgacı ve ince yürekli Ruken’i nasıl unutsun. Zagros’ların asi uçurumlarının göğe isyanı sürdükçe, senin türkün de Zagros rüzgârında yaşayacaktır.

Acılar da, sevginin olduğu gibi çeşitli renkler yaratır yürekte. Yaşanmışlıklar acıları da ayrı renklerde derinleştirir. Kiminin yokluğu acıyla boğar, kimininkine öfkeyle bilenirsin, kimine yolunda yürüme sözüyle, daha da inançla sarılırsın hayata, kiminin kahramanca ölüme yürüyüşüne imrenerek layık olmak istersin. Bu duyguların hepsini de yokluğunda tatmaktayız Ruken. Geliyê Tiyarê’de 35 yoldaşla vahşice katledilmenize öfke ve hüzünle yüklenirken, inançlı kavgandan güç alıyoruz. Yoldaşlığa layık yürümek sana ve 35 yoldaşa yoldaşlık sözümüzdür.

Cenazeleriniz öylesine parçalanmış ve hırpalanmıştı. Cesetleriniz birbirinden ayrılmayacak kadar birbirine karışmış, yanmış, parçaları birbirine karışmış… Bu düşmanın cenazeden bile korkacak kadar vahşileşmesinin ifadesi. Oysa sizler bizim için 36 özge canın ortak ifadesisiniz. Bizim için, sevgili Ruken, sen artık tarihe adını birlikte yazdıran 36 özge canın ifadesisin. Düşmana karşı sizler böyle kenetlenmişken, tarihe adınızı birlikte yazmışken biriniz hepinizdir artık. Bizler de hepinizi birinizde görmekteyiz.

Seni, o yüzü ışıkla parlayan genç Medya’dan nasıl ayırayım, ”Şitle azadi her biji” şarkısında duru sesi hala kulağımda. Her akşam, ısrarla ondan bu şarkıyı söylemesini isterdik. O söylerken Bazê suyunun sakin şırıltısı da eşlik ederdi. Onun, geceyle, suyun akışıyla bütünleşen sesinde, bu şarkının anılarına yazıldığı özgürlük direnişçilerinin yanına giderdik. Işıklı yüzü, şarkı eşliğinde bir Newroz ateşi gibi daha da aydınlanır, gözleri ışıl ışıl gülerdi. Ya dünya güzeli, bakanın bir daha bakmak istediği Roza Semsûr, sizden ayrılır mı? Salt fiziki bir güzellik değildi yüzünde akseden. Ruhunun aydınlığı, aklının inceliğinin kattığı anlamla güzellik gelip oturmuştu yüzüne. Öyle bir güzeldi Roza yoldaş. Çok yeni olmasına rağmen hızla yetkinleşmişti. İnsiyatifli, girişken ve becerikliydi. Kimseden sözünü sakınmaz, gördüğü yanlışa hemen müdahale ederdi.

Zagros’ları yıllarca birlikte paylaştığımız, acıyı tatlıyı birlikte tattığımız, birbirimizden izler taşıdığımız iki yoldaştı, Rojbin Serhat ve Dilar Rojhilat. Zağros onlarsız ne kadar yalnız. Rojbin bir Çarçela hayranıydı. Zagroslardan çıkmıştı bir zaman fakat yine dönüp geldi. Yönü yine Çarçela’yaydı. Çarçela’yı onun gözünde güzel yapan, vazgeçilmez kılan ise Çarçela’da emeği paylaştığı ve ondan önce şehit düşen yoldaşlardı. Kopamadığı onlardı Rojbin’in. Yoldaşlığa öyle candan bağlıydı. Dilar’ınsa bir çocuk kadar temizdi yüreği. Saflığı, yüzünden sözlerine akar, hayatın amansız çelişkilerine şaşkınlıkla bakardı. Hedefi hep kavganın en ön saflarında olmaktı. Bunun için herkesle kavga eder, Onu kimse tutamazdı.

Dijwar Urfa… Onu tanıyabildim erkek arkadaşlardan, Zagros’lara ilk geldiği günü hatırlarım, O’nu her anışımda. Öyle bir heyecan ve merakla gitmişti Cilo’ya. Bir yıl sonra onu tekrar gördüğümde, o genç merakı biraz da acemilikten gelen genç gitmiş, yerine olgun, kendinden emin, pratikte yetkinleşmiş bir komutan gelmişti. Hakkari’nin öz kızları, Zilan ve Berwar, Hakkâri dağları gibi sade ve sağlamdılar. Yeni gelmişlerdi Zagros’lara. İnsan ne kadar uzaklara gitse de uzaklaşmaz vatanından, zaman mesafe koyamaz toprak ve insan birlikteliğine. Onlar da sanki hep oradaymış gibi hemen karışmışlardı Zagros’ların emekle yoğrulan yaşamına.

Bunlar benim tanıyabildiklerim. Diğer kadın ve erkek yoldaşlar, bu birebir tanıdığım yoldaşlar şahsında onlar kadar tanıdıklar artık, onlar kadar yakın, onların bir parçası. Yoldaşlık ruhunun kanayan yarası, öfkesi, hırsı olarak, ortak bir ifade oldular hafızamızda beynimizde. Tüm Geliyê Tiyarê şehitleri şahsında somutlaşan yoldaşlığı yüreğimize yazıyor, Onlara layık olma temelinde mücadelenin bundan sonrasına anılarını yaşatma kararlılığıyla yürüyoruz.

 

*Bu yazı 2012 yılında Ruken Bingöl şahsında Geliyê Tiyarê’de şehit düşen 36 gerilla anısına, şehid Emine Erciyes tarafından kaleme alınmıştır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.