Onurlu barış için yüzleşme

Hanife Budak

Hanife Budak

  • 10 Ekim Gar Katliamı’nda eşi Mustafa Budak’ı yitiren Hanife Budak, onurlu bir barış için geçmiş katliamlarla yüzleşmenin şart olduğunu söyledi. 

Barış Anneleri olarak İmralı’ya gitmek istediklerini belirten Hanife Budak, "Her türlü katliama, saldırıya ve eziyete rağmen biz barışı istiyoruz" dedi. 

Ankara'da 10 Ekim 2015’te gerçekleştirilen Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne yönelik DAİŞ saldırısında ağır yaralanarak hayatını kaybeden Mustafa Budak’ın eşi Hanife Budak, Kürt Halk Önderi'nin başlattığı süreci desteklediklerini söyledi. MA'ya konuşan Budak, "Her türlü katliama, saldırıya ve eziyete rağmen biz barışı istiyoruz. Eşimi barış yolunda kaybettim, bu yüzden barış bizim için çok kıymetli. Tüm bedellere rağmen Kürt ve Türk halklarının birlikte yaşamasını istiyoruz. Biz barış diyoruz ama karşı taraf halen buna yanaşmıyor. Barış çok ağır bir kelime ama biz sürecin başladığını hissediyoruz. Türkiye devleti ne zaman elini taşın altına koyacak, bunu bekliyoruz. Umutluyuz ve barışın geleceğine inanıyoruz" dedi.

Kan, kanla yıkanmaz 

PKK'nin silah bırakma kararına rağmen iktidardan olumlu bir adım gelmemesinden duyduğu endişeyi dile getiren Budak, şöyle devam etti: "Halen Kürtlere 'terörist' diyorlar. Bu söylemler güvenimizi sarsıyor. Acaba Osmanlı’nın oyunları mı devam ediyor? Kürt halkını yine kandırmaya mı çalışıyorlar? Artık eski Kürt halkı yok, kandırılmayacak. Biz halk olarak partimizin arkasındayız ve bu yolda yürüyoruz. Tüm dünyada savaşlar barışla bitti. Kan, kanla yıkanmaz. Asker ve polis annelerine de üzülüyorum, onlar da evlatlarını kaybetti. Temennimiz, asker ve gerilla ailelerinin bir araya gelmesi. Birlikte barışı sağlayabiliriz. Kürtler ve Türkler bir araya gelirse, adalet de barış da gelir." 

Cezaevi kapıları açılmalı

Hanife Budak, iktidarın atması gereken adımlara ilişkin de şunları söyledi: "Başkan Apo’nun (Abdullah Öcalan) özgürlüğüne kavuşması gerekiyor. Selahattin Demirtaş’ın ve suçsuz yere cezaevinde tutulan tüm Kürt siyasetçilerin serbest bırakılması lazım. Özellikle hasta tutsakların acilen tahliye edilmesi gerekiyor. 30-32 yıldır cezaevinde olan insanlar var, son nefeslerinde bile özgürlük göremediler, cenazeleri bize teslim edildi. Şakran Kadın Cezaevi'nde ciddi bir tecrit var. Biz kadınlar barışı istiyoruz ve bunun için mücadele edeceğiz. Başta Barış Anneleri olmak üzere kadınların İmralı'ya gidip Başkan ile görüşmesi gerekiyor. Türk devleti bu yolun önünü açmalı. Açmazsa da biz kadınlar bu hakkımızı zorlamalıyız. Barış Anneleri öncülüğünde İmralı’ya gitme talebimiz var."

Devletin katliamdaki rolü

Barıştan yana olduklarını yineleyen Budak, şöyle konuştu: "Eşim Ankara’ya barış için gitmişti. Onun mücadelesini sürdüreceğiz. 10 Ekim Katliamı’nın üzerinden 10 yıl geçti ama adalet yerini bulmadı. DAİŞ elemanları, Reqa’dan kalkıp Türkiye’nin göbeğinde 105 kişiyi katlediyor ve devlet bu saldırıyı önleyemiyor. Bu da aklımıza birçok soru işareti getiriyor. Türk devleti ve emniyeti bu kadar zayıf mı? Devlet bu katliama göz yumdu ve bu insanları bilerek ölüme gönderdi. Onurlu bir barış için tarihsel bir yüzleşme gerekiyor. Kürt halkı Zîlan, Dêrsim, Roboskî gibi büyük katliamlar yaşadı. 10 Ekim Katliamı da bu tarihin bir parçası oldu. Biz katliamların faillerinin bulunmasını istiyoruz. Kim olduklarını biz biliyoruz, devlet de biliyor ama açıklamıyor. Bizi yıldırmak için her şeyi yapıyorlar ama biz asla yılmayacağız." İZMİR

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.