Prezecî Metin'den faili meşhur reflekslere
Yeminle Tayyip, "Git kendini bir küçük merdivenden at" dese atmaz bu adam! Tayyip bir uyanıksa bu iki, Tayyip üç çıkarcı-menfaatçinin teki ise bu dört, Tayyip beş yalan dolan politika sahibi ise bu altı… Peki xêr ola bu mühim çıkışlar! Nedeni basit. Ortamın kızgın olduğu şu aşamada vekiller-bakanlar bir bir hem etrafından hem de gözünden düşüyor Erdoğan’ın. Metiner uyanığının bu "gözü kara" hamlesi olası bir uzak ihtimalde bakanlık kapma projesi olması bir yana, asıl derdi 2015 vekillik seçimleri. Şimdiden garantiye alıyor. Şu son zamanlarda böyle saçma sapan beyanatlar AKP’nin tırşıkçı tayfasında patlama yapacak. Hepsinin içindeki İdris Naim çıkacak. Biraz daha saçmalasa zeki olacak olan Metiner’in ünlü "Söz bana ait ama düşünce değil" tarzındaki bilimi de çaresiz bırakan qulopatîk felsefik demecine uygun daha pek çok mesele göreceğimiz verimli bir yıla giriyoruz.
**
Radikal’de geçen haber aynen şöyle ŞIRNAK'ta göstericilerin molotof hazırlarken evinin kömürlüğünü yaktığı 22 yaşındaki Suzan Güler, 'Terör örgütüne silah sağlama' suçundan 12.5 yıl hapis cezasına mahkum oldu… Sonra? Sonrasının gelişmeleri de şöyle: Yangın nedeniyle itfaiyeyi aradığını söyleyen Güler'in telefon kayıtlarının istenmesi talebi, mahkemece reddedildi. Kömürlükte ele geçirilen molotofların üzerinde yapılan incelemede de Suzan Güler'in parmak izine rastlanmadı.
Heyhat! Devlet bu! Birini bulacak ve onu öyle rahat bırakacak. Türk yargı sistemi "Madem yorulduk bari bir iş yapmış olmak için bişiler yapalım" kuralını işletiyor. Madde imiş yasa imiş hepsi boş dava! Buyrun 12,5 yılın anlamını siz söyleyin. Ayakkabı benziyor diye de yaklaşık 30 yıl vermişlerdi. Ve daha yüzlerce örnek. Anlamı nedir?
**
Olayların gidişatına ve tarihin düz olmayan çizgisine bak!
Aralık ayında medyaya yansıyan iki haberi vereyim. Birincisi şöyle: "17 Aralık Operasyonuyla alevlenen Gülen grubunun hükümet karşıtı tutumu sokaklara taşındı. Hafta başından beri vatandaşları Taksim'e çağırarak provoke etmeye çalışan Taksim Dayanışma Platformu ve Red Hack'ın çağrısını fırsat bilen Fethullahçılar halkı galeyana getirerek polisi taşladı, Taksim'i karıştırdı"…
Fethullahçılar Taksim’i karıştırdı diyor. Düne kadar çapulcu, faiz lobisi, dış güç şu bu derken şimdi gelip Fetocu oldular… Gördüğünüzü üzere bunlarda din iman yok. İkinci haber ise, Erdoğan’ı karşılama töreninde. Erdoğan’ın Atatürk Havalimanı’ndaki konuşmasının ardından dağılan partililer ile polis arasında sözlü tartışmanın ardından arbede yaşandı. AKPliler "Fethullah'ın polisleri" diyerek polise saldırıyor.
İki haber de yoruma çok gerek bırakmıyor.
**
Başbakan Müsteşarı Hamdi Kılıç şöyle yazıyor twitterde:
"Devlet geleneğimizin kendini korumak için tarih boyunca geliştirdiği reflekslerin bir kısı epeyce ürpertici, benden hatırlatması" Aynı zaman diliminde İHA Bolu Haber Şefi twitterde şöyle yazıyor: "Zaman zaman yaşanan faili meçhuller o ülkeye huzur getirir. Bu kadar konuşan olmaz, ortalık zevzevkle dolu." Bir katil ülkenin güncesi kendini böyle belli ediyor. Hepsi potansiyel ve kötülüğü anı anına koynunda taşıyan tipler. Devlet ve erkine bulaşmış her bünye böyledir az çok. Kanımca bu görüşler yabana atılmamalı. Devam eden yolsuzluk ve rüşvet kapışmasında karşı hamleler olarak yeni faili adımlar atılabilir cemaat tarafından. Biz hala güçlüyüz ve içerideyiz mesajını akp’ye vermek isteyebilirler. Ya da AKP zaten kendi politikaları çerçevesinde yeni adımlar atabilir Kürdistan’da. Ve bunlar tamamen "Devlet refleksi" adı ile yapılacaktır.
