Reqa’yı kadınlar inşa ediyor

Dosya Haberleri —

YPG ve YPJ'nin öncülüğü ile Reqa, DAİŞ’in cehenneminden tümüyle kurtarıldı.

YPG ve YPJ'nin öncülüğü ile Reqa, DAİŞ’in cehenneminden tümüyle kurtarıldı.

  • DAİŞ kendi yarattığı cehennemde Kürt kadınlarının eliyle yanacaktı. Önce Kobanê'de, tarih şahit ki efsanevi bir direnişle kırıldı. Peşi sıra Reqa'ya uzanan bir yol açıldı. Kadın cehennemine çevrilen bir kentin kadın eliyle yeniden inşa edilmesini Reqa Belediye Eşbaşkanı Fehime ile konuştuk.

 

GÜLCAN DERELİ

Kadınların kafesler içinde yakıldığı, pazarlarda satıldığı, Ortaçağ'dan fırlamış bir cehennemi andırıyordu DAİŞ Reqa'yı ele geçirdikten sonra. Tarih 14 Ocak 2014 idi. Suriye iç savaşı başlayalı 3 yıl olmuştu. Yenilmez görünüyordu. Ayak bastığı her yeri korku salarak ele geçiriyor, Irak'ın Musul kentinden Suriye'nin merkezine doğru geniş bir alanda hüküm sürüyordu. Hilafet ilan etmiş, Şengal'de Êzîdî soykırımı yapmış, yönünü Kürtlerin boyun eğmez kalesi Kobanê'ye çevirmişti. Denir ki Ankara'nın kulağına fısıldadığı DAİŞ, yönünü bu nedenle Kobanê'ye çevirdi.

Nasılsa düştü, düşecekti! DAİŞ için her şey işte bundan sonra değişti. DAİŞ kendi yarattığı cehennemde Kürt kadınlarının eliyle yanacaktı. Önce Kobanê'de, tarih şahit ki efsanevi bir direnişle kırıldı. Karanlığın hükümdarlığında ışık huzmeleriyle bir gedik açıldı. Peşi sıra Reqa'ya uzanan bir yol açıldı. YPG ve YPJ'nin öncülüğü ile Demokratik Suriye Güçleri (QSD), DAİŞ'i Reqa'dan temizlemek için “Fırat’ın Gazabı” adıyla 10 Aralık 2016 tarihinde operasyon başlattı. Şengal'in yarasıyla bedel vere vere ilerlendi. Nihayetinde 19 Ekim 2017 tarihinde Reqa, DAİŞ’in cehenneminden tümüyle kurtarıldı. Artık Reqa için cehennem son bulmuş, karanlık aydınlığa yenilmişti. Reqa meydanındaki o tarihi kare, hangi irade ile bu zaferin kazanıldığının ilanıydı. Reqa için yeni bir dönem başlıyordu. Kürt ve Arap kadınları, erkekleri Ortadoğu'nun bağrında yüzyıllardır toprağa gömülen yeni bir ittifakı diriltti. Dünyanın gözleri, şimdilerde unutulmuş gibi görünse de o dönem bununla aydınlandı. İnsanlık tamahkar olmamalı! Bu yakın hafıza unutulmamalı, çarpıtılmamalı.      

Kadın eliyle inşa edilen bir kent

Kadınların yaşamı yeniden inşa ettiği Reqa için her şey bundan sonra başladı. Koca bir yıkıntılar Reqa, dünyanın en iyi belediye hizmeti verilen kentler arasında yer aldı. Dünya Belediye Başkanı Ödülü (World Mayor Award) her yıl dünyanın dört bir yanındaki belediye başkanlarının faaliyetleri izlenerek veriliyor. Özellikle belediye başkanlarının seçmenlerine yönelik hizmet kalitesi, ulusal ve uluslararası olarak şehirlere katkıları göz önüne alınıyor. Organizatörler Belediye Başkanı Ödülü’nün ücretsiz olduğunu ve bu seçimin ne bir reklam ne de ticari bir eğilim tarafından yönlendirildiğini belirtiyor.

2021 yılı ödülü için dünyanın farklı yerlerinden 9 belediye başkanı seçildi. Seçilen 9 belediye başkanı arasında Reqa Sivil Konsey Eşbaşkanı Leyla Mustafa da vardı. Mustefa, yıkıntılar içindeki koca bir kenti yeniden inşa eden kolektif iradeye öncülük ettiği için bu ödüle layık görüldü. Kadın cehennemine çevrilen bir kentin kadın eliyle yeniden inşa edilmesi de tarihin hakikat iradesine bir nevi saygısıydı. Önceki gün Reqa'nın özgürleşmesinin yıldönümüydü. Bu vesileyle sorularımızı yanıtlayan Reqa’nın Arap Belediye Eşbaşkanı Fehime Ebdil Cessim Reqa'yı, kadınları ve yeniden inşayı anlattı.

Bize önce kendinizden bahseder misin? DAİŞ’in kadınlar için yaşanmaz hale getirdiği bir kentte kadınlar şu an nasıl bir hayat sürüyor? DAİŞ döneminde yaşam nasıldı, şimdi nasıl? Aradaki farkı anlatır mısınız?

Geçmişte çok fazla acı çeken Reqa şehrinin belediye başkanı olarak sesimizin ulaştığı herkesi selamlıyorum. Ben Reqa Belediye Eşbaşkanı Fehime. Lisans eğitimimi Suriye'de bir üniversitede 2014 yılında tamamladım. Üniversiteyi bitirdikten sonra Özerk Yönetim bünyesinde çalışmalarıma başladım. Bir süre Reqa kentindeki bir komitede eşbaşkanlık yaptım. Ardından kadın çalışmalarına yoğunlaştım. Yakın bir geçmişte de Reqa Belediyesi eşbaşkanlık görevini devraldım. Reqa benim şehrimdir. Burada çok uzun bir süre yaşadım. Şehrimiz yakın geçmişte çok büyük acılar çekti. Şehir talan edildi, insanlarımız göçtü, büyük bir savaşa sahne oldu. Çok zorluk çektik. Bu savaş yüzünden yıllarca çok fazla acı çektik.

Reqa nasıl özgürleşti, kadınların rolü neydi? Siz de bir Reqalı olarak neler yaşadınız? DAİŞ’in işgali ve özgürleşme sürecine dair neler söylemek istersiniz?

Hem Özgür Suriye Ordusu hem de DAİŞ döneminde çok fazla kötülüğe tanık olduk. Bunları dini kullanarak yaptılar. Hepimiz de biliyoruz ki yapılanların İslam diniyle hiçbir alakası yoktu. İslam'da öldürmenin yeri yoktur ama DAİŞ'in İslam dini adı altında yaptığı buydu. Sadece ölüm.

DAİŞ din adı altında şehrimize çok büyük kötülükler yaptı. İnsanları da birbirine kırdırdı. Oysa biz Reqa'nın çocukları olarak İslam dininin özünün bu olmadığını çok iyi biliyoruz. Biricik şehrimiz Reqa'yı kendi renkleriyle donatmak, kapkara bir şehir yapmak istediler. Şehrimizi karanlığa hapsetmek istediler. Şehrimizde öldürmekten tutun da insan kaçırmaya kadar birçok şey yaşattılar bize. İnsanlık dışı şeyler yaptılar.

Ancak QSD güçleri bizi özgürleştirdi, o karanlıktan kurtardı. QSD sayesinde o zulümden kurtulabildik. QSD'nin bizim için, yani Reqa için bir canlı kalkan olduğunu ve bizi özgürleştirdiğini rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Bizim özgürlüğümüz için QSD'nin çok büyük emeği var.

DAİŞ gelmeden önce de hakim ataerkil algıdan ötürü Reqa'da kadının hakları ve sosyal yaşamdaki yeri neredeyse hiç yoktu. Çok sınırlı hakları vardı. Kadın sosyal hayat içerisinde yalnızca öğretmenlik yapabiliyordu. Onun dışında sadece ev işleri, çocuk yapmak ve onlara bakmakla yükümlü görülüyordu. Kadının siyasi, ekonomik ve sosyal anlamda neredeyse hiçbir hakkı yoktu. Özellikle "siyaset" denince sanki sadece erkeği ilgilendiren bir şeymiş gibi algılanıyordu. Sadece erkekler siyasetle ilgileniyordu.

Kadınların hiçbir söz sahibi olmadığı bir kentte artık kadınlar öncülük yapıyor. Birçok alanda öncülük yapan kadınlardan biri de sizsiniz. Neler yapıyorsunuz? Biraz çalışmalarınızı anlatır mısınız?

DAİŞ geldikten sonra kadınların bu kötü koşulları daha da kötüleşti. Birçok kadın cinayeti yaşandı. Kadınlar tamamen eve hapsedildi. Bizi kapkara elbiselere sokup dışarı çıkmamızı yasakladılar. Gözlerimizi bile siyah örtülerle kapattılar. Reqa QSD tarafından özgürleştirildikten sonra kadınların özgürlüğüne dair de birçok olanak gelişti. Kadınların siyasi, ekonomik ve toplumsal anlamda yaşama katılmasının koşulları gelişti. Askeri alan da dahil tüm alanlarda gelişme kaydedilerek kadınların önü açıldı. Reqa hepimizin Reqa'sıdır. Sadece erkeklerin değil. Dolayısıyla kadınların da Reqa'da hakları var. Kendimizi savunarak DAİŞ'in yaptığı tahribatları onarmak ve açtığı yaraları sarmak için çalışıyoruz. Reqa'yı yeniden inşa etmek için çalışıyoruz.

''Reqa hepimizin Reqa'sıdır. Sadece erkeklerin değil. Dolayısıyla kadınların da Reqa'da hakları var. Kendimizi savunarak DAİŞ'in yaptığı tahribatları onarmak ve açtığı yaraları sarmak için çalışıyoruz. Reqa'yı yeniden inşa etmek için çalışıyoruz.''

 

The City Mayor Foundation tarafından yılın belediye ödülü Reqa'ya verildi. Bunu nasıl yorumluyorsunuz? Bunda aynı zamanda Öcalan’ın paradigmasının etkisi olduğunu düşünüyor musunuz? Özgür Reqa'yı nasıl inşa ediyorsunuz?

Şehitlerin kanı ve verilen büyük emekle özgürleşen kentimizin her alanında ve tüm kurumlarında kadınlar olarak yer alabiliyoruz artık. Büyük bir sorumluluğumuz var ve bunun farkındayız. Öncülük ettiğimizin farkındayız. Biz kadınlar olarak şehitlerin döktükleri kanın boşa olmadığına dair bir cevap olmaya çalışıyoruz. Reqa'mızı ve toplumumuzu yeniden inşa etmek zorundayız. Bunu kadınlarla yapmak istiyoruz. Kadınlarda kendi haklarının farkındalığını yaratmak için de çalışıyoruz. Biz Reqa'lı kadınlar olarak gerek askeri, gerek ekonomik, gerek askeri alanda yani yaşamın tüm alanlarında kadınların yaşama katılmasını birincil görevimiz olarak görüyoruz. Reqa Belediye Eşbaşkanı olarak sadece belediye hizmetleri sunmaya değil, başta kadınlar olmak üzere halkımızın iradesini de ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Evet çok acılar çektik ama Reqa'nın kendi rengini ve gerçekliğini, güzelliğini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Kadınlar olarak da Reqa'yı yeniden yaratmak için çabalıyoruz.

Özgür ve demokratik bir toplum yaratmaya çalışıyoruz. Çalışmalarımızın sonuçlarını yavaş yavaş almaya başladık ancak geldiğimiz aşamayı yeterli görmüyoruz. Direniş ve mücadelemizi sürdüreceğiz. Geldiğimiz aşamayı ve elde ettiğimiz kazanımları şehitlerimize borçlu olduğumuzu aklımızdan bir an bile çıkarmıyoruz. Dökülen kanı unutmuyoruz. Önder Apo'nun fikirlerinin bizi bugünlere getirdiğini unutmuyoruz. Bize, kadınlara, Reqa'ya sahip çıkan Önder Apo ve onun fikirleriydi. Biz bununla gurur duyuyoruz çünkü bizim yarattığımız devrim bir kadın devrimidir. Önder Apo devrimde en büyük rolü kadınlara ve gençlere biçiyor. Ben bu misyonu Reqa'lı kadın ve gençler için çok önemli bir nokta olarak görüyorum. Önder Apo kadın özgürlüğünün imkanlarını yarattı. Bu bizim için en önemli ve en anlamlı husustur. Önder Apo bizim için sadece halklar önderi değil, aynı zamanda bir filozof ve ideologtur. Bu yüzden bizim için oldukça büyük bir kişiliktir. Çünkü o biz kadınlara nihai bir kurtuluştaki rolümüzü hatırlattı. Bu yüzden nihai kurtuluşa giden yolda kadınlar olarak öncülük edeceğimize de inanıyoruz.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Şehitlerimize ve Önder Apo'ya söz veriyoruz: Mücadele ve direnişimizi açtıkları yolda sürdüreceğiz. Şehitlerimizin düşlerine sahip çıkıp onları gerçekleştireceğiz. Önder Apo'nun umutlarını gerçekleştireceğiz. Önder Apo'nun üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılması gerektiğini söylüyoruz. Fiziki özgürlüğüne de bir an önce kavuşmasını istiyoruz. Biz Reqa'mızı güzelleştirmek için direnmeyi ve mücadele etmeyi bırakmayacağız. Her anlamda halkımıza hizmet etmekten de bir an olsun geri durmayacağız.

Kentin tarihçisi

Suriye’nin 6’ıncı büyük şehri olan Reqa, ülkenin en büyük kenti olan Halep’e 160 kilo metre uzaklıkta bulunuyor. Daha önce Roma, Bizans ve Abbasiler başta olmak üzere birçok medeniyete ev sahipliği yapan Reqa’nın daha önceki ismi Kallinikos olarak biliniyordu. Bu dönemlerde Hristiyanların denetiminde olan kent, 639 yılında Abbasilerin kontrolüne geçerek, bu günkü ismini aldı. İki üç defa yıkılan kent, Suriye iç savaşının başlangıcında Suriye rejimine karşı sokaklara dökülmeyen tek kentti. Bu sebepten dolayı Suriye lideri Beşar Esad 2012 yılının Ramazan Bayram’ında kenti ziyaret etti. Ancak aynı yıl bir hafta içinde Nusra’nın eline geçen kent, 2013 yılında ise bir hafta süre içinde bu sefer DAİŞ’in işgaline girdi. 

Kısa sürede İslam Devleti adıyla ilan edilen Ebubekir El Bağdadi’nin halifeliğine başkent yapılan kent, “şeriat” ile yönetilmeye başlandı. Buradan yayılarak, adım adım Kuzey-Doğu Suriye’nin diğer birçok kentini kontrolü altına alan DAİŞ, Ortadoğu'yu selefi karanlığa boğarken en son Eylül 2014'te Kobanê’ye yöneldi. 3 koldan saldırıya geçen DAİŞ, dünyada eşine az rastlanır bir direnişle karşılaştı. Kobanê'de ilk yenilgisini alan DAİŞ, işgal ettiği yerleri bir bir kaybederek merkez yaptığı Reqa’ya çekildi. 

5 ayda özgürleştirildi

DAİŞ'in yarattığı korku ve karanlığa karşı büyük mücadeleyi ise QSD savaşçıları verdi. 6 Haziran 2017’de Reqa'yı özgürleştirme hamlesi başlatan QSD, 5 ay süren şiddetli çatışmalar sonucunda kenti özgürleştirdi. 

Özgürlük ilanını YPJ’e yaptı

Kentin özgürlük ilanı, DAİŞ karanlığına karşı en ön saflarda mücadele veren Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) tarafından yapıldı. İdam ve ölümlerle adı anılan kent merkezindeki El Neim Meydan’ında 19 Ekim 2017’de tüm dünyaya açıklama yapan YPJ, karanlığa karşı aydınlığın zaferini ilan etti. 

3 bin cenaze çıkartıldı

Halep’in 2 yüz kilometre doğusunda yer alan kent, diğer bölgeleri ile birlikte yaklaşık bir milyon nüfusa sahip. Kent 2014 yılından bu yana büyük trajedilere tanıklık etti. Özgürleştirilen kentin yönetimi kısa sürede sivil meclise devredildi.

Komite bünyesinde yer alan ekipler, kentteki toplu mezarlardan yaklaşık 3 bin kişiye ait cenaze çıkardı ve cenazelerin çıkarılması için çalışmalar hala devam ediyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.