Bu onur seçimidir

Dosya Haberleri —

Ahmet Türk, Devrim Demir

Ahmet Türk, Devrim Demir

DEM Parti Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayları Ahmet Türk ve Devrim Demir ile konuştuk: 

  • Ahmet Türk: "Bugün binlerce siyasetçi cezaevlerinde, sırf düşüncelerini ortaya koyduğu için ve siyasi tercihlerini yaptığı için hedef haline getirildi. Halkımız da bunların hepsini görüyor bilincinde. Bizler için seçimler sadece belediye başkanı olmak, belediye meclis üyesi olmak değil onun ötesinde kimliğimize, siyasetimize, geleceğimize, dilimize sahip çıkmaktır."
  • Devrim Demir: "İnsanlar iki dönemdir kayyum politikalarını yakından gördü. Belediyecilikte şeffaflığı çok önemsiyoruz, katılımcılığı çok önemsiyoruz. Mahalle, köy ve kent meclislerimizi yeniden aktifleştireceğiz. Mardin çok kimlikli, çok kültürlü bir kenttir ama tek renge büründürülmüş durumda. Farklılıkları kabul etmeyen bir sistemle maalesef karşı karşıyayız."

GÜLCAN DERELİ

Mardin'deyim. Bu tarihten miras kalan kent, dokusu, mimarisi, ara sokakları ile hep bir masal kentini canlandırıyor zihnimde. Yalnız manzarası değil, içinde akıp giden hayatıyla da Mardin kadim kent nitelemesinin en çok yakıştığı kentlerden. İçinde kendi derelerinde akıp birleşen halklar var. Kürt, Arap, Süryani, Êzîdîlerin her birinin kendi rengini kattığı Mardin, böylece çok renkli hayata yuva olmuş. Ama her gidişimde daha çok beton ve kentin o ihtişamlı manzarasının buğulandığını görüyorum. Yerel seçimler için geldiğim kent, 2019 yılından bu yana ikinci kez kayyumla yönetiliyor. 2019 seçimlerinde Ahmet Türk'ün eşbaşkan gösterildiği kentte HDP 208 bin oy ve yüzde 56,24 ile iktidar partisi olan AKP'ye açık ara fark atarak seçimi kazanmıştı. Çok kısa süre sonra halkın ezici çoğunluğunun iradesi hiçe sayılarak kayyum atanmıştı. Şimdi yeni bir seçime günler kala kentin kayyuma vereceği tepki merak ediliyor.

İrademize sahip çıkacağız

Kürt siyasetinin önemli isim ve çınarlarından olan Ahmet Türk, bir kez daha DEM Parti'den Mardin Büyük Şehir Belediye Eşbaşkanlığı'na aday. Seçim çalışmalarını takip ettiğim Ahmet Türk'ün hemen herkesle sıcak ilişkisi dikkatimi çekiyor. Yaşına rağmen durmaksızın halk buluşmalarında, ziyaretlerde, taziyelerde, açılışlarda, mitinglerde hep en önde. Ahmet Türk ile bu yoğun temponun içinde buluşuyoruz. Biz soruyoruz o yanıtlıyor.

İlk olarak Kurdistan kentlerine seçmen kaydırması ve hayali seçmenlere değiniyor Türk. Bunun arkasında Kürt siyasi hareketinin gücünü kırma hedefi olduğuna işaret eden Türk, şu tespitlerde bulunuyor: "Kurdistan’da sadece bu seçimde yaşanan bir durum değil bu. Daha önceki seçimlerde de buna benzer durumlar yaşandı. O il ile hiçbir ilgisi olmayan seçmenler kaydedildi. Bugün de özellikle kritik olan yerlerde sonucu değiştirmek niyetiyle asker, polis ya da orayla hiçbir ilgisi olmayan seçmenler taşındı. Kurdistan’da bizim gücümüzü kırmaya yönelik her türlü projenin ortaya koyulduğunu görüyoruz. Yani bir siyaset mühendisliğini gerçekleştiriyorlar ama halkımız bunun bilincinde, gerçekten ne yaparlarsa yapsınlar halkımız iradesine, partisine ve kimliğine sahip çıkacaktır."

Sadece yerel seçim değil

Kürt halkının hemen hemen her seçime yoğun baskı ve eşit olmayan koşullarda girdiğine dikkat çeken Türk, seçimi sadece bir yerel seçim olarak görmediklerine vurgu yapıyor. Neden diyorum, Türk, şu sözlerle yanıtlıyor: "Bugün binlerce siyasetçi cezaevlerinde, sırf düşüncelerini ortaya koyduğu için ve siyasi tercihlerini yaptığı için hedef haline getirildi. Halkımız da bunların hepsini görüyor bilincinde, farkında. Elbette ki bugün iktidarın nimetlerinden faydalanmak isteyen gruplar var. Ama bizler için seçimler sadece belediye başkanı olmak, belediye meclis üyesi olmak değil onun ötesinde kimliğimize, siyasetimize, geleceğimize, dilimize sahip çıkmanın iradesi görüyoruz."

Halkımız yanıt vermeli

Kayyum atamalarının tüm Kürtleri ve Kurdistan coğrafyasını hedef alan bir saldırı olduğunu belirten Türk, buna cevap vermenin onur meselesi haline geldiğini vurguluyor. Türk, şöyle diyor: "Geçmişte kayyumlar atandı, halkın iradesine ipotek koyuldu ve iradeye saygı göstermeyen bir siyaset anlayışıyla karşı karşıya kaldık. Kayyum atamaları Kurdistan’da yürüttükleri zulüm politikasının devamı. Halkımız bu politikaya tavizsiz bir şekilde karşı duracağının mesajını verecektik diye düşünüyorum. Ve bu bir görevdir, bu bir sorumluluktur, tüm halkımıza da bu konuda çağrı yapıyoruz. Bütün bu yaşananlardan sonra bizi yok sayan, sindirmek isteyen, tutuklamalarla, açılan davalarla Kürt halkını sindirmeye çalışan zihniyete eğer destek veriliyorsa kendine ihanet etmiş olur. Ben halkımızın gerçekten bütün bu yaşananları değerlendirerek duruşunu ortaya koyacağına inanıyorum."

Gerçekçi olacağız

Peki ya belediye kazanıldığında ne olacak? Türk, hayali vaatlerde asla bulunmayacaklarını belirtirken, kentin imkanlarının yoksul halk için kullanılmasının öncelikleri olacağına işaret ediyor ve şunları ifade ediyor: "Tabi ki ben siyasette asla yapamayacaklarımız, gücümüzün yetmediği projeler konusunda halka hiçbir şey söylemedim. Şimdi Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin imkanları bellidir. Diyelim ki 115 milyon civarında işçiye, memura para ödeniyor. Gelen para ne kadar? Aldığım bilgiye göre şu anda 160-170 milyon arasında bir şey. Şimdi bunun 115 milyon ile çok büyük projeler yapacağız derseniz halka karşı yalancı çıkarsınız. Ama bizim üzerimizde durduğumuz bazı şeyler var. Mesela projeler var, halkın bu yoksulluk karşısında en azından gelirlerine göre bazı projeler hazırlamak zorundayız. Diyelim ki burası özellikle bir tarım ve hayvancılık bölgesi; tarım ve hayvancılık konusunda bazı desteklemeleri, kooperatifleri gerçekleştirme gibi bir düşüncemiz var. Şehrin ihtiyacına göre kooperatifleşmeye gidip bunu yerelde sağlamaya düşünüyoruz. Toprak analizleri yapacak ziraat mühendislerinden oluşan bir labrostur kurmak istiyoruz. Toprağın verimine göre de tarımı daha bilinçli ve verimli kılmayı hedefliyoruz. Mardin turizm kentidir, turizmi teşvik eden projeler üreteceğiz. Mardin’i hem Türkiye’ye hem de dünyaya tanıtmaya devam edeceğiz. Evet bugün bir turizm merkezine dönüşmüş ama altyapısını da ona göre yapmamız lazım. 5 bin kilometre köy yollarımız var, bu köy yolların ıslahı konusunda bütün olanakları seferber edeceğiz. Bu konuda çalışma yapacağız. Şehrin mimarisiyle ilgili çalışmalar yapacağız. Daha önce de bizim dönemimizde çok katlı binalara izin vermedik. Yatay mimariyi esas alacak bir çalışma yapmamız lazım. Eğer bize verirlerse bu Zinar tarafında olan hazine arazilerini burada yatay mimariye uygun bir altyapısını oluşturarak yapmak istiyoruz. Tabi bu çalışmalar kısa süreli değil devamını da sağlayacak bir zamana ihtiyaç var. Ama Mardin’in de buna ihtiyacı var."