Rojava muaf tutuldu, Türkiye alındı!

  • ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Kaynaklar Varlıklar Ofisi (OFAC) bir kararname yayımlayarak, Suriye üzerinde uygulanan ambargodan Rojava’nın muaf tutulduğunu açıkladı. Böylece ulaşım, tarım, enerji gibi 12 başlıkta Rojava’ya yatırım yapılabilecek. Türk tarafı, karara tepkili.

 

DİREN DİCLE ERDEN/LONDRA

ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı Yabancı Kaynaklar Kontrol Ofisi’nden 22 numaralı bir lisans ve kararname yayımlandı. Kuzey-Doğu Suriye açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirilen lisansla birlikte 12 alanda yaptırımlar kaldırılıyor. Lisansta Rojava’da her türlü ticaretin yapılabileceği belirtilirken ticaret, tarım, iletişim, telekomünikasyon, enerji, inşaat, finans, alternatif enerji, ulaşım, su kaynakları, sağlık, eğitim ve üretim alanlarına dönük yatırım açık hale getirildi. Bu kararla Rojava’ya yatırım yapan şirket ya da ilgili kurumlar, petrolü satın alıp kullanabilecek, ancak petrolün başka ülkelere satışı yapılamayacak. Başka ülkelere Suriye rejimi de dahil. 

ABD’nin yayımlandığı kararın, sadece Özerk Yönetim’in kontrolündeki bölgelere dönük gerçekleşmesi dikkat çekti. İdlib ve Efrîn gibi Türk işgali altındaki bölgeler, bu kararın dışında tutuldu. 

Özerk Yönetim kontrolündeki Tel Rifat bölgesinin de yaptırımların dışında tutulması dikkat çekti. Bu bölge aynı zamanda Türk devletinin işgali sırasında Efrîn halkının yerleşmek zorunda kaldığı bölge. Bu lisans tüm ülkeleri bağlıyor. Dolayısı ile İngiltere ve Avrupa ülkeleri de Rojava’da yatırım yapabilecek.

QSD’ye 350 milyon destek

Fas’ın Marakeş kentinde önceki gün 76 devlet ve uluslararası kurumun temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen DAİŞ Karşıtı Uluslararası Koalisyon’un bakanlar toplantısı sonrasında Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita ile ortak basın toplantısı düzenleyen ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşarı Büyükelçi Victoria Nuland, QSD için 350 milyon dolar toplamak istediklerini dile getirmiş, söz konusu lisansa da dikkat çekmişti. 

Reuters haber ajansı, son kararın ABD’nin Suriye’de “DAİŞ’i ortadan kaldırma stratejisinin bir parçası” olduğunu yazdı. ABD’li yetkililer de bu adımın, “DAİŞ’in aktif olduğu bölgelerde ekonomik olanaklar yaratarak halka destek olma amacı” taşıdığını belirtti. Üst düzey bir ABD’li yetkili, “Özel sektör yatırımı DAİŞ’in yeniden canlanmasını engelleyecektir” dedi.

Türkiye’nin hoşuna gitmedi

Türkiye’nin tepkisi, Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından dün dile getirildi.  Çavuşoğlu ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Christophe Lutundula Apala, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde ortak basın toplantısı düzenledi.

Bakan Çavuşoğlu, ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisince yayımlanan yönetmelikle Kuzey-Doğu Suriye’deki ekonomik faaliyetlerin ABD’nin Sezar Yasası yaptırımlarından muaf tutulmasına ilişkin, “Bu seçici, ayrımcı bir yaklaşım ve belli bölgeler için bu Sezar Yaptırımı konusunda bir esneklik getirmişler” dedi. Objektif bir kriter olmadığını ileri sürerek”seçici” dediğini ifade eden Çavuşoğlu, “Rejimin kontrol ettiği bölgelere bunu esnetmek istemiyorlar ama rejimin kontrol etmediği, şu andaki bölgeler konusunda ayrımcılık yapıyorlar. Özellikle PKK/YPG’nin ağırlıklı olduğu yerlerde bunu esnetiyorlar. Örneğin terörden arındırdığımız, DEAŞ’tan arındırdığımız bölgeyi kapsıyor ama PKK’dan arındırdığımız Afrin gibi bölgeyi kapsamıyor” diye konuştu

Efrîn ve İdlib’in olmamasına alındılar

Çavuşoğlu, Sezar Yasası’nın ya da yaptırımların esnetilmesi, uluslararası toplumun en çok destek vermesi gereken yerin İdlib olduğunu iddia ederek, şunları öne sürdü: “Neden? Milyonlarca yerinden edilmiş insan var. Biz oradaki Suriyeliler için briket evler yapıyoruz. Birçoğu evlerine taşındı. Devam ediyor, 100 bin briket ev yapılacak. Uluslararası toplumun buna destek vermesi gerekiyor. Bu bölgeye destek vermenin önünü açacak, bu Sezar Kanunu’nda esnekliği, bu bölgede gösteriyorlar mı? Hayır. Gerekçe ne, sebep ne? Niye burası dışarıda tutuluyor?”

İstişare edilmediğini söyledi

Reuters, ABD kaynaklarına dayanarak, bu kararın Türkiye ile de istişare edildiğini yazdı, ancak Çavuşoğlu, “Burada PKK’yı, YPG’yi meşrulaştırma çabası görüyoruz. Kimseyle istişare etmeden ve belli saiklerle alınmış bir karardır” dedi. Çavuşoğlu, özellikle sınır ötesi insani yardımların BM ile beraber Türkiye üzerinden ulaştığını, büyük bölümünün İdlib bölgesine ve oradan da Suriye’nin diğer bölgelerine gittiğini hatırlatarak, “Hal böyleyken bu bölgenin hariç tutulması anlamlıdır, sebebi de bellidir” diye hayıflandı. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.