Rojava çölün ortasında bir vaha

Dünya Haberleri —

  • Uluslararası insan hakları kuruluşu Medico İnternational ve Rosa Luxemburg Vakfı, Almanya’nın Frankfurt kentinde “10 yıl Rojava-Demokratik bir deneyden bir bölgenin umut ışığına” başlıklı iki günlük konferans düzenledi.

RONÎ PENABER/FRANKFURT

Kürdistanlıların ve dostlarının yoğun ilgi gösterdiği konferansta 10 yaşındaki Rojava Devrimi’nin aşama aşama gelişimi, önemi, kazanımları ve yaşadığı sorunlar masaya yatırıldı.

Cumartesi günü Frankfurt Belediye Başkanı Nargess Eskandari’nin açılış konuşmasıyla başlayan konferansın ilk oturumda “Rojava’nın 10 yılı”na bakılarak, kaostan nasıl bir düzen ve örnek model yaratıldığına dikkat çekildi.

KNK Dış İlişkiler Komisyonu Üyesi Nülifer Koç, bölgedeki Arap devletleri Kürtlere karşı bir faşizmin etrafında kümelendiğini belirterek, Rojava Devrimi’nin bir taraftan diktatöryal Esad rejimi, Kürt düşmanı Türk devleti, diğer taraftan Saddam’ın bıraktığı Irak’taki enkazın öteki taraftan da katı İran rejiminin tehditleri arasında kendini var ettiğini belirtti. 

Devrimin filizlendiği 2011’de farklı sol kesimlerle ve Batılı temsilcilerle görüştüklerini aktaran Koç, “Siz Kürtsünüz, siyasetten ne anlarsınız’ dediler. Biz de ‘öğreneceğiz ve çok yakında bunu size göstereceğiz’ dedik. Ve başardık” dedi

Rojava her yönüyle bir ilk

Medico İnternational Ortadoğu Danışmanı Martin Glasenapp ise Latin Amerika’dan Katalonya’ya kadar birçok özerk yönetim örneği olduğunu ama Rojava öz yönetiminin her yönüyle bir ilk olduğunu söyledi. Almanya, Avrupa, Tunus, Lübnan, Filistin ve Irak’tan tüm sol kesimleri Rojava’ya davet ettiklerini ve farkı yerinde göstermek istediklerini belirten Glasenapp, “Şu an yapmamız gereken sadece Kürtlerin yanında olmak değil, farklı kesimleri de bu devrimin içine çekmek” dedi. 

Adopt a Revolution hareketinden Christin Lüttich ise sistemin henüz eksik taraflarının olduğunu ancak bu haliyle dahi vahanın ortasında bir cennet yaratıldığını ifade ederek, “Sorun çok ancak Rojava bir mucize” dedi.

Kürt kadınlarının devrimi

Oxford Üniversitesi’nden Dr. Dilar Dirik ise konferansa online olarak bağlandı ve ulus devlet fikrinden Demokratik Konfederalizme geçişte Kürt kadınlarının devrim içinde yarattığı kendi devrimine değindi. Rojava’dan Süryani Temsilci Nazira Gorayeva da konuşmasında “2011’de halklar Rojava’da hazırlanan devrimi bir şans olarak gördüler. Asuriler Türk işgalinin tehlikesini gördü ve öz yönetim çalışmalarına dahil oldu. Arap aşiretleri de aynı şekilde Suriye rejiminin farklılıkları yok sayan politikalarına karşı meclislere dahil oldular” dedi. 

Yıkıntılar arasında inşa edildi

Başka bir oturumda ise Rosa Luxemburg Vakfı’ndan Ercan Ayboğa, Rojava öz yönetiminin 10 yıldaki gelişimini grafik ve istatistiklerle anlattı. Türkiye'nin işgal ettigi yerlerdeki sivillerin ve halkın güvenliği için yapılan çalışmaları, kantonlardaki siyasal yaşamı, idari yapıların iç işleyişi hakkında bilgi verdi. 

Rojava Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Direktörü Dr. Sardar Saadi ise Rojava'daki eğitim ve akademik yaşamın yıkıntılar içerinde nasıl inşa edildiğini anlattı. Ayrıca Avrupa başkentlerinde Rojava üniversitelerine bağlı fakülteler kurmayı planladıklarını söyledi. 

Savaşa rağmen başarıldı

Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Abdulkerim Omar da öz yönetimin eksikliklerinin savaş ortamında giderilmeye çalışıldığını belirterek “Savaş devam ederken yüz binlere varan sayıda çocuk ve genç büyük bir özveriyle savaşın yıkıcı atmosferinden uzak tutularak eğitim hayatını sürdürüyor. Hepsi de kendi ana dilinde eğitim görüyor. Rojava okullarında 5 ayrı dil konuşuluyor. Bunlar rejim tarafından yok sayılan dillerdi. Yeni Suriye’nin inşası için binlerce gencimiz cephelerde savaşırken binlercesi de okullarda huzurla eğitim görüyor. Bunun başka bir örneği var mı dünyada?” diye sordu. 

DAİŞ tehdidi sürüyor 

DAİŞ tehdidine de dikkat çeken Omar, “Hala yer altında örgütlenerek varlığını sürdürüyor. Binlercesi cezaevinde ama aileleri öz yönetiminin kontrolündeki kamplarda. Bu insanlar büyük bir tehdit ve rehabilite edilmeleri şart” dedi.

Görünenden daha büyük 

Siyaset bilimci ve gazeteci Kristin Helberg de Rojava Devrimi'nin açmazları ve sistemin ilerlemesine engel olan sorunların çözümüne dair görüşlerini paylaştı. 

Rojava öz yönetim sisteminin görünenden çok daha büyük bir gelecegi ifade ettigini belirten Helberg, temsiliyet ve idare alanında sorunlar olduğunu kaydetti. 

Savaş ortamının gerekçe olarak görülmemesi gerektiğini söyleyerek, meclisler arasındaki koordinasyon sorununun, elektrik, su gibi hizmetlerin özerk yönetimin üstesinden gelmesi gereken sorunlar olduğunu kaydetti. 

Yaptıklarımızdan gururluyuz

Helberg’e yanıt veren Omar ise bu sorunların kendilerinin de tartıştığı konular olduğunu söyledi. Diplomasiye özel önem verdiklerini vurgulayan Omar, “Türkiye’de milyonlarca Kürt var, hiçbir egemen güç onları muhattap kabul etmedi. Suriye’de yine öyle. Asıl mesele PYD ya da YPG değil, yüzyıllardır değişmeyen Kürt düşmanlığıdır” diye konuştu.

Omar, “Genci, kadını, etnik kesimlerin hepsine komün ve meclislerde yer vererek aktif katılımlarını sağlıyoruz” diyerek ekledi: “Dört tarafımız Kürt’ün ölümünü isterken, bu kaosun içinde yaptıklarımızdan gurur duyuyoruz.”

Konferansın ilk gününde ayrıca “Su hakkı: İklim değişikliği ve savaş aracı olarak su” ile “Rojava jeopolitik çıkarlar ve uluslararası tanınma” konulu oturum gerçekleşti. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.