Rotası özgürlük

  • Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’nin organizasyonuyla Latin Amerika’dan İspanya, Fransa ve İtalya’ya kadar birçok ülkeden 40’a yakın kişiyi taşıyan Özgürlük Gemisi, dün Atina’dan hareket etti.

BARIŞ BALSEÇER/VEDAT YELER/ATİNA

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a Özgürlük Gemisi, aralarında akademisyen, siyasetçi, sanatçı, yazar, barış ve kadın hakları savunucusu, gazetecilerin yer aldığı yolcularının da katılımıyla yapılan kitlesel yürüyüşün ardından ”Öcalan’a özgürlük” sloganıyla uğurlandı.

Lavrio Kampı önünde toplanan kitle, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerinde ”Öcalan’a özgürlük” yazılı dev bir posteri ve Öcalan bayraklarıyla geminin kalkacağı limana doğru sloganlar eşliğinde yürüdü. Özgürlük Gemisi yolcuları ”Öcalan” baskılı tişörtler giyerken, yürüyüş boyunca sık sık ”Öcalan”, ”Öcalan’a özgürlük”, ”Selam selam İmralı’ya bin selam”, ”Bê Serok Jiyan Nabe” sloganları atıldı. Yürüyüş Lavrio Limanı’nda son buldu. Burada Özgürlük Gemisi eyleminde yer alanlar adına Besime Konca, Josef Karl Heinrich Savary ve Elefteria Psihlogiou birer konuşma yaptı.

Özgürlük vakti geldi

Kürt siyasetçi Besime Konca, Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’nin öncülüğünde 23 yıllık tecride son verilmesi amacıyla böyle bir eylemi başlattıklarını belirtirken, aynı zamanda 23 yıl önceki komployu da kınadı. Bu komploda yer alan güçlerin bir gün Kürtlerden özür dileyeceğini ifade eden Konca, 12 Kasım’da İtalya’nın Napoli kentine varacaklarını ve bu tarihin sembolik bir değerinin olduğunu kaydetti. Konca, Abdullah Öcalan’ın Yunanistan’dan ayrıldığında 12 Kasım’da İtalya’ya ulaştığını anımsattı. Abdullah Öcalan’ın direnişini, gerillanın direnişini ve halkın direnişini “kendi direnişleri” yapacağını söyleyen Konca, “Önder Apo’ya özgürlük vakti geldi” diye noktaladı.

PKK listeden çıkarılmalı

Yeşil Haç Doktoru Josef Karl Heinrich Savary, Türk devletinin Kürt halkına yönelik saldırılarına dikkat çekerken, özellikle son aylarda kimyasal silahlar kullanıldığını belirtti. Bu eylemdeki taleplerini sıralarken, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılmasını isteyen Savary, ”Özgür bir Kürdistan için Öcalan’a ihtiyaç var” dedi. Aynı zamanda kimyasal saldırıların durdurulması ve PKK’nin ‘terörist örgütler listesi’nden çıkarılmasını talep eden Savary, diğer bir konunun Rojava olduğunu ifade ederek, “Rojava’ya yönelik her an olabilecek saldırı durdurulmalı” dedi. Savary “Çünkü Rojava modeli sadece bölge için bir örnek değildir” diye ekledi ve bu modelin tüm halkları için önemli olduğunun altını çizdi.

Öcalan sloganlarıyla uğurlandı

Gazeteci Elefteria Psihlogiou ise Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Ortadoğu’da barışın sesi olduğunu belirterek, “Öcalan’ın özgürlüğü Kürdistan ve Ortadoğu halkları için de özgürlüğü getirir” dedi

Konuşmalar ardından eylemciler, Kürt Halk Önder Abdullah Öcalan posterleri ile donatılan gemiye bindi. Öcalan Gemisi ”Öcalan’a özgürlük” sloganları arasında harekete geçti.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecride ilişkin hem dünyanın sessizliğini protesto etmek hem de felsefesini anlatmak için yola çıkan gemi, Öcalan’ın 23 yıl önce İtalya’ya gittiği 12 Kasım’da Napoli’de olacak.

 

Tecrit duvarında bir çatlak

Ertuğrul Kürkçü

Özgürlük Gemisi yolcularından Ertuğrul Kürkçü, ”Bu yolculuk tamamlandığında Öcalan’ın üzerinde oluşturulan tecrit duvarında bir çatlak daha yaratacağız” dedi.

HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü, Öcalan’ın Suriye’den çıkmak zorunda kalması sonrası izlediği güzergahı takip ettiklerini belirterek, ”Dolayısıyla aynı yerde bitmeyecek bir eylemdir gerçekleştirdiğimiz. Sembolik iki noktanın seçilmesi, tam tersi yönde sonuçlanacak bir yolculuğu ifade ediyor. Bu çerçevede bugüne kadar bu yolculuğu yaparken neredeyse yapayalnızdı. Dönüşünde tek başınaydı. Ama şimdi aradan 23 yıl geçtikten sonraki tablo, yaklaşık 20 milyona yakın insanın Önderi olarak özgürlüğü hakettiğine dair bir irade beyanı ortaya çıkardı. Yani demek ki her yıl ortalama bir milyon insan bu konumu onaylamış oldu” dedi.

Fikriyat dalgası yarattı

Diğer taraftan Öcalan’ın fikirleri etrafında bir uluslararası düşünce hareketi oluştuğunu ifade eden Kürkçü, şöyle devam etti: ”Burada önemli olan fikirlerin doğruluğu-yanlışlığı etrafında bir araya gelmek değildir. Burada önemli olan, özgürlüğe açılan bir başka alternatifin kuvvetli şekilde tartışılmasıdır. Dolayısıyla Öcalan’ın 23 yıl içerisinde, sadece tabanda bir maddi hareket değil, aynı zamanda yukarıda fikriyat anlamında geniş bir fikriyat dalgası yarattığını görüyoruz. Ve bunu cezaevi koşullarında yarattı. Yani günümüzde hiçkimsenin bilgisayarı olmadan, internet üzerinde çalışmadan bir not bile yazamadığı dönemde Öcalan kayda değer savunmalar, bağımsız metinler üretti.

Savaş tutsağından barış elçisine

Tabiki hepsinden önemlisi bir savaş tutsağı olarak girdiği cezaevinden bir barış elçisine dönüşmesidir. Bunlar dile kolay. Bir tek insanın başa çıkması neredeyse imkansız konulardır. Dolayısıyla bu eylemde Öcalan’ın katetmiş olduğu yol üzerine konuşma fırsatı bulacağız. Sadece Türkiye’de olan bizler kendi sesimizi değil, başkalarını da dinleyeceğiz. Dünyanın sesini dinlemeye çalışacağız. Bu yolculuk tamamlandığında Öcalan’ın üzerinde oluşturulan tecrit duvarında bir çatlak daha yaratacağız.”

 

Onursal vatandaşlık şehri

Filozof ve yazar Salvatore Malinconica, İtalya’da uzun bir süredir ezilen halklar için mücadele ediyor. Uzun yıllardır Kürtlerle ilgili etkinliklerin de müdavimi. Gemi eylemini önemsediğini belirten Malinconica, ”Eylem Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve PKK’nin ‘terör örgütü listesi’nden çıkarılması için Avrupa’da oluşturulmuş ortak bir tavırdır. Bu açıdan da önemlidir” dedi. Napolili olduğunu belirterek, Napoli Belediyesi’nin Öcalan’a ”onursal vatandaşlık” verdiğini hatırlatan Malinconica, ”Bu açıdan geminin Napoli sahillerine demir atması çok önemli” diye konuştu.

Sardinya Adası’ndan gelen Av. Stefano Mannironi, aynı zamanda bir insan hakları aktivisti. ”Bu etkinliği duyar duymaz katılmaya karar verdim” diyen Av. Mannironi, şöyle devam etti: ”Tabi ki dünyada birçok insan hakkı ihlali yaşanıyor. Ancak insan hakları ve hukuksal boyutuyla Öcalan’ın cezaevindeki statü hiçbir şeye benzemiyor. Yani ailesiyle görüş yasağı var, tecrit uygulanıyor, avukatları ile görüşemiyor. Dolayısıyla insan haklarının tamamen yok edildiği bir durumdur. Kabul edilemez. Şunu açık söyleyebilirim; Öcalan özgür olmadan hiç kimse özgür olamaz. Onun geliştirdiği sisteminin dünyaya yayılması için serbest, özgür olması, bırakılması gerekiyor. Bu açıdan da bu etkinlik ayrı bir önem kazanıyor.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.