Satılık yaşam, sahibinden…

Metin YEĞİN yazdı —

  • Bütün bu olanlar, sadece Amazon yerlilerini ilgilendiren, vicdanımıza seslenen bir şey de değil. Bütün dünyanın nefes aldığı, Amazon ormanlarının yok edilmesiyle, bizi de doğrudan öldüren bir ekolojik yok oluş hikayesi bu.

Bir facebook ilanı. ‘Şahane orman manzaralı yer’ gibi bir ilan. Tam böyle yazmıyor ama ben, bizim emlakçı diline tercüme ediyorum. Fotoğrafların yalan olması da mümkün değil, hani iyice zayıf iki ağacın ya da belki üç, yan yana durmuş olduğu, saksıdan hallice, şehirli parkı ormanı filan da değil. Devasa ağaçların ve dehşetli bir yeşilin içinde bir ‘arsa’ burası. Biraz dikkat ederseniz, arsanızın -yani alırsanız- üstünde bazı kahve rengi lekeler göreceksiniz, bazen de kara, kömür karası.

Eğer orada olsaydınız, arsanızda yani -almadan niye gidesiniz oraya- bir de bir koku gelecekti burnunuza, yanık kokusu. Yeni yakmışlar ormanı çünkü.

Amazon ormanlarının başına gelen bütün belaların; yani maden şirketleri ama hepsi altın, gümüş ve diğerleri, barajlar, GDO’lu soya ya da mısır yetiştiricileri, kağıt yapmak için ormanı okaliptüs çiftliği haline sokanlar, hayvan kaçakçıları yani bütün yok edicilere bir de doğrudan arsa spekülatörleri katıldı. Amazon satışa arz edildi, ‘sahibinden’.

Neresinden tutsan, yasadışı bu ‘ormansal dönüşüm’ ama kimin uğrunda. Brezilya’nın faşist başkanı Bolsonaro’nun ekibi, -sizin de bildiğiniz, dünyanın diğer yerlerindeki gibi- kutsal değerleri olan parayı, üstlerine salladığınızda hemen sizin yardımcınız. Tabii ki bu toprakların, Amazon yerlilerinin rezerv alanları olması da pek bir şey ifade etmiyor. Yeterki damarlarının muhtaç oldukları kudreti, Dolarları, Realleri zerk edin siz.

Bunun Brezilya anayasası tarafından güvence altına alınmış olması da biraz can sıkıcı bürokrasiden başka bir şey değil. 

‘Mal sahibi, mülk sahibi hani bunun ilk sahibi’ sözü aklınıza gelirse çok uzakta değiller aslında. Çünkü Amazonların son çocukları yerliler, hala burada yaşıyorlar ve her türlü bu ‘Modern’ talan, onların doğrudan yaşamlarına yönelik. Lacan’ın anlattığı, Amazon topraklarından, yerlileri çıkarmak için, hastanelerden topladıkları çarşafları uçaklardan atarak ölmelerine neden olan, geçen yüzyıl katilleri gibi de değiller. Yerlilerin toplayıcılık yaptıkları bu yerleri, av alanlarını doğrudan satıp, parayı tahsil etmeyi düşünüyorlar sadece.

O kadar, kibrit çakıp yaktık burayı diye düşünüyorlar.

Bütün bu olanlar, sadece Amazon yerlilerini ilgilendiren, vicdanımıza seslenen bir şey de değil. Bütün dünyanın nefes aldığı, Amazon ormanlarının yok edilmesiyle, bizi de doğrudan öldüren bir ekolojik yok oluş hikayesi bu. Ayrıca bütün bu olanlar, bir kez daha şunu gösteriyor; Amazon ormanları ile Amazon yerlilerinin birlikte yaşadıkları bu saldırı, yani ekoloji ve kimlik meselesinin sürekli bir arada olması da tesadüf değil.

Ve bu yüzden yine tesadüf değil, dünyanın öte ucunda bir coğrafyada Kürtler ile ekolojinin yan yana gelmesi.  

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.