Savaşa yatırım sağlık sektörünü batırdı

  • Ekonomik krizin etkileri hayatın her alanına yayılmaya devam ediyor. Hastalar ilaçlarına erişemezken, birçok eczane iflasın eşiğinde. İktidar ise sağlık sektörü yerine savaşa milyar dolarlık yatırım yapıyor. 

 

Gün geçtikçe etkileri daha da ağırlaşan ekonomik krizin vurduğu ilaç sektörü, sağlık üzerinde tehdit oluşturmaya devam ediyor. İlaç fiyatları geçen yıllara oranla iki katına çıkarken, birçok hastalığın tedavisi için gerekli olan ilaçlara da erişim yok.

Fiyat artışının ardından 14 bin 900 çeşit ilacın fiyatlarında değişiklik yapılırken, ilaçta KDV oranı yüzde 8’den yüzde 10’a çıkarıldı. İlaç fiyatlarındaki artışı özellikle en fazla kullanılan ağrı kesicilerde de görmek mümkün. Parol 2021 yılında 8,74 TL iken 2023 yılında 41,22 TL; Arveles 2021’de 17,10 TL iken 2023 yılında 46,89 TL, Dolorex 2021 yılında 13,27 TL iken 2023’te 67,03 TL ve Aspirin 2021 yılında 13,27 TL iken 2023 yılında 49,10 TL’ye yükseldi.

İlaç fiyatlarındaki artışın yanında birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ve muadili bulunmayan ilacın tedarikinde de sorun yaşanıyor. Hastalar kanser, epilepsi, göz ve tansiyon hastalıklarının tedavisi için kullanılan birçok ilaca erişemiyor.

Eczacılar enflasyona yenik düştü

Jinnews’e konuşan Eczacı Rojda Tokbolat ve medikalci Şengül Barlik, fiyat artışlarının eczacılar ve hastaları karşı karşıya getirdiğinin altını çizdi. Tokbolat, “Sağlık kuruluşu alanında birinci basamak olmamıza rağmen kaliteli bir hizmet vermektense hastalara farklarını anlatıyoruz, çıkan ilaç şoklarıyla veya başka problemlerde onların devletle aralarındaki bağı kurmaya çalışıyoruz ve bu bizi de çok yoruyor. Kendi alanımızda da artan kiralar, eleman masrafları birçok yönden enflasyona yenik düşmemizden dolayı şu an zaten birçok eczane batmayla karşı karşıya” ifadelerini kullandı.

Çoğu ilaç Türkiye’ye gelemiyor

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) bazı firmalarda ve ilaçlarda, ıskonto uygulaması durumunda yurttaşın ilaca daha kolay ve daha az bir fiyata erişebileceğini dile getiren Tokbolat, “Döviz kuru artışından dolayı ki şu an döviz Euro kuru 30’larda ama maalesef ilaç kuru 14’lerde. Bu büyük bir fark ve firmaların da beklentisi yüzde zamlarının karşılığını alamamalarından dolayı hem birçok ilacı geri çekti hem de bu farkı hastadan almak zorunda kalıyoruz. Örneğin bizim 50 TL’ye aldığımız ilacı 35 TL’ye satmamız gerekiyor. Bu fark ya bizden gidecek ya da hastadan almamız gerekecek. Şu an birçok akıllı ilaç dediğimiz yeni ilaçlar piyasaya çıkmış ama maalesef ruhsatlandırmadan dolayı özellikle onkoloji alanında kullanılması gereken ilaçlar Türkiye’ye gelemiyor” şeklinde konuştu.

İlacın hastaya ulaşımında da sorun

Tokbolat, ilacın üretim sürecinden dağıtımına, eczanelerden hastaya ulaşımına kadarki süreci doğru politikalarla, firmalarla ya da ilaç kurunu artırarak, İlaç Fiyat Kararnamesi’nde (İFK) düzenlemeler yaparak yürütmek gerektiğini kaydetti.

Çöküş hızlanıyor

1983’ten beridir Amed’de medikal sektöründe çalışan Şengül Barlik ise ekonominin çöktüğüne işaret etti.

Hastaların maddi kaygılar nedeniyle ameliyat olmak istemediklerine dikkat çeken Barlik, “Bir kalça diz ameliyatı 40 bin TL’den başlıyor. Kurumun ödediği 12-13 bin. Çok fazla fark doğduğu için hasta sağlığını ikinci plana attı. Şu an kimse hastaneye gidemiyor, özel hastaneler bomboş, devlet hastaneleri malzeme karşılamıyor. Hükümet bir an önce sağlık, gıda ve tüm ihtiyaçları karşılamak için dış ülkelere bağlı kalmayarak kendi üretimini kendi sağlamalı. Bu kadar savaşa para harcamak yerine ülkesine harcasın. Savaşlara değil de okullara harcansın. İnsanlar refah seviyesine gelsin” dedi.  AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.