Savaşta kararlı olmak yada olmamak.. 

Forum Haberleri —

Ukrayna'da savaş ve ekonomik sonuçları

Ukrayna'da savaş ve ekonomik sonuçları

  • Pifer, “Daha büyük sorun, Avrupa ve ABD’de savaşı sürdürmek için siyasi iradenin olup olmadığı olacak. Şimdiye kadar bu iradenin olduğunu düşünüyorum. Ama bundan sonra altı ay mı yoksa 12 ay mı sürdürülebileceğini bilmiyorum.”

MATTAHİAS SCHWARTZ / JOHN HALTİWANGER
Çeviri: Mestan DİLBİLMEZ

Sadece birkaç hafta önce Batılı müttefikler, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini savuşturdukları için kendilerini tebrik ediyordu. Vladimir Putin’in saldırısının sadece barbarca değil, aynı zamanda aşağılayıcı bir başarısızlık olduğunu ilan ettiler. Rusya Kiev’den vazgeçip Harkiv’de çöktüğünde ve sonunda Ukrayna’nın kuzeyine doğru ilerleme girişiminden vazgeçtiğinde, Batılı analistler Putin’in “kibri” hakkında atıp tuttu ve hükümetini, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden hemen önceki hükümetle karşılaştırdı. Hatta bazıları Putin’in ölümcül bir hastalığın ya da yakın bir darbenin kurbanı olmanın eşiğinde olduğunu ileri sürdü. Başkan Joe Biden, “Bu savaşın, Rusya için şimdiden stratejik bir başarısızlık olduğunu” ilan etti.

Topçu düellosu ve artan kayıplar
İroni şu ki, Biden ve müttefikleri, Putin’in ilk etapta Ukrayna’yı işgal etmesine yol açan aynı türden hüsnükuruntularla meşguldü. Savaş uzadıkça, Putin’in sadece Ukrayna’da değil, aynı zamanda daha büyük jeopolitik savaş alanında da kazandığına dair güçlü kanıtlar var.
Savaşın kendisiyle başlayalım. Putin’in ateş gücünü doğu cephesinde yoğunlaştırma kararı, çatışmayı öğütücü bir çıkmaza sokmayı büyük ölçüde başardı. Rus kuvvetleri büyük bir bedel ödeyerek Mariupol’daki son mevzileri de temizledi ve doğudaki kilit şehir Severodonetsk’i ele geçirmenin eşiğinde görünüyor. Dünyanın dört bir yanındaki hükümetlere danışmanlık yapan askeri stratejist Edward Luttwak, Insider’a “Putin şu anda kazanıyor” dedi. “Birçok generali kovduktan ve daha iyi olan albayları terfi ettirdikten sonra, -Kiev’i almayarak, Harkiv’i elde tutmayarak, Odesa’yı ele geçirmeye çalışmayarak- çok daha az hırslı davranan Rusya, bu temelde Stalingrad tarzında -binaların yoğun bombardımanı- yavaş, öğütücü ilerlemeler kaydedebiliyor.”

Başkan Vladimir Zelenskiy’nin bir danışmanına göre Ukrayna, her gün 100 ila 200 asker kaybediyor. Ulusal Güvenlik Konseyi’nde görev yaptığı yıllarda Beyaz Saray’a Rusya konusunda danışmanlık yapan Deniz Kuvvetleri Analiz Merkezi’nden Jeffrey Edmonds, “Ukraynalılar şu anda zor durumda” dedi. “Savaşın ilk günlerine göre çok daha fazlasını kaybediyorlar çünkü bu, topçu düellolarıyla çok daha geleneksel bir savaş. Bu, gerçekten de Rusya’nın elini güçlendiriyor.”

Yıpratma savaşı 
Biden’ın üst düzey danışmanları bile Putin’in artık daha avantajlı olduğunu kabul etmek zorunda kalıyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Rakamlar açıkça Rusları destekliyor” dedi: “Daha çok silaha ve daha uzun menzile sahipler.” Bu, çatışmayı bir bozgundan acı verici ve maliyetli bir açmaza dönüştürdü. ABD’nin eski Ukrayna büyükelçisi Steven Pifer Insider’a verdiği demeçte, “ABD hükümetinin değerlendirmesi bunun bir yıpratma savaşına dönüşme eğiliminde olduğu yönündedir” dedi: “Taraflar birbirini dövüp duruyor ama ikisi de savaşı sona erdirecek kesin bir atılım gerçekleştiremiyor. Yakın gelecek için en olası senaryo bu gibi görünüyor.”

Savaşın küresel ekonomiye etkisi
Cephe gerisinde, Putin bir dizi zafer kaydetti. En bariz olanı, işgalin, dünya çapındaki düşmanlarının ekonomilerine zarar vermeyi nasıl başardığı. Borsalar düştü, faiz oranları yükseldi, enflasyon yükseliyor ve doğalgaz fiyatları çok yüksek. Diğer etmenler, elbette, Batı ekonomisinin kötüleşmesine katkıda bulundu. Ancak Putin’in askerlerini sınırın ötesine gönderme kararı ve ardından petrol fiyatlarındaki artış, pandemi kurtarma balonunu patlatan iğne oldu. Biden, ABD gaz fiyatlarındaki artışı “Putin’in fiyat artışı” olarak yeniden şekillendirmeye çalıştığında bunu kabul etmeye çok yaklaştı.

Rusya kesinlikle işgalden kaynaklanan kendi iktisadî sıkıntılarını yaşıyor. Enflasyon %17’ye yükseldi ve Rusya ekonomisinin bu yıl %8,5 küçüleceği tahmin ediliyor. Ama Putin’in medya ve sandık üzerindeki denetimi, Batı demokrasilerinde siyasi karışıklığa yol açacak türden bir iktisadî fırtınayı atlatmasını kolaylaştırıyor. Dış siyasa yorumcusu Murtaza Hussain, Rus hükümetinin “bir şeyleri denemek ve başarısız olmak için binlerce ve binlerce kayıp vermeye istekli olduğunu” söyledi: “Bu, ABD’de olacağı kadar büyük bir siyasi kriz değil. Putin’in kamuoyunu denetim altında tutmak için daha fazla aracı var.” 

Gerçekten de, savaşın ilk günlerinde Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve diğer ABD’li diplomatların büyük bir özenle ördükleri Batı koalisyonu yıpranıyor. Her ikisi de NATO ittifakının üyesi olan Türkiye ve Macaristan, Rusya’yı yalıtmayı amaçlayan kilit girişimlere rıza göstermedi. Fransa ve Almanya, Rusya’yla müzakere yapmak için çok sıkı baskı yapıyor ve Suriye ihtilafı sırasında barış görüşmelerine ikiyüzlü yaklaşımını deneyimledikten sonra Putin’e güvenmekte zorluk yaşayan Birleşik Krallık, Baltık ülkeleri ve ABD’den kopuyor. Bu anlaşmazlıklar kamuoyunda kendini göstermeye başladı ve Batı’nın Putin’le yüzleşmesini zorlaştıran bölünmüş bir cephe yarattı.

Sahraaltı’nda açlık ve erdemlilik taslamak
Ve Batı ittifakının dışına ne kadar çıkarsanız, görüşler o kadar bölünmüş durumda. Rusya’nın propaganda kampanyalarının ve diplomatik çabalarının odak noktası olan Afrika’nın çoğu, Putin’e karşı tavır alma konusunda isteksiz. Birleşmiş Milletler’de, yalnızca sekiz Afrika ülkesi, Rus birliklerinin Ukrayna’da toplu vahşet işlediğine dair kanıtlar üzerine Rusya’nın İnsan Hakları Konseyi üyeliğini askıya almak için çoğunlukla birlikte oy kullandı. Dokuz ülke bu yaptırıma karşı oy kullandı ve 22 ülke de çekimser kaldı. Ve bu ayın başlarında, Afrika Birliği başkanı, Sahraaltı bölgesindeki korkunç gıda krizinde Rusya’dan yardım almak amacıyla Putin’le bir araya geldi -Putin’in önde gelen bir gıda sağlayıcısı olan Ukrayna’yı işgalinin, dünya çapında on milyonlarca insanı açlığa maruz bıraktığı göz önünde bulundurulduğunda acı bir ironi. 

Çin ve Hindistan da Putin’le yüzleşme konusunda isteksiz. Alt düzey yetkililer ve devlet bağlantılı medya Rus dezenformasyonunu etkili bir biçimde dolaşıma sokarken, Çin liderliği Ukrayna konusunda kararlı bir şekilde tarafsız bir çizgi izliyor. Bir demokrasi ve görünüşte ABD ortağı olan Hindistan da benzer bir yaklaşım benimsedi. Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar Haziran ayı başlarında bir forumda yaptığı açıklamada, “Avrupa’nın, Avrupa’nın sorunlarının dünyanın sorunları olduğu ama dünyanın sorunlarının Avrupa’nın sorunları olmadığı zihniyetinden çıkması gerekiyor,” dedi. Murtaza Hussain, “Jaishankar’ın iyi bir noktaya değindiğini” belirtti: “Diyor ki: ‘Asya’da olan şeylerle ilgili erdemlilik taslama gereği duymuyorsunuz ya da gerçekten umursamıyorsunuz. Şimdi bizden kendi çıkarlarımızı bir kenara bırakmamızı istiyorsunuz.’ Bu, Putin için bir propaganda zaferinden çok, Batılı olmayan ülkelerin kendi ussal çıkarları hakkında yaptığı bir hesaplamadır.”

Savaş için siyasi kararlılık
Napolyon bir keresinde savaşın bir fikir meselesi olduğunu yazmıştı. Ve uzun vadede, Putin’in Ukrayna’yı işgalinden zaferle çıkıp çıkmayacağını nihai olarak belirleyen şey bu olabilir. Sorun sadece Batı’nın Ukrayna’nın ekonomisini sürdürmesine yardım edip edemeyeceği ya da Putin’den daha uzun süre dayanacak kadar silah ve mühimmat tedarik edip etmeyeceği sorunu değil. ABD’nin eski büyükelçisi Pifer, “Daha büyük sorun, Avrupa ve ABD’de savaşı sürdürmek için siyasi iradenin olup olmadığı olacak” dedi: “Şimdiye kadar bu iradenin olduğunu düşünüyorum. Ama bundan sonra altı ay mı yoksa 12 ay mı sürdürülebileceğini bilmiyorum.”

ABD’liler savaşın artan iktisadî maliyetlerini deneyimlerken, Ukrayna konusundaki iki partili oydaşmanın 2022 ve 2024 seçimlerinde geçerli olacağının garantisi yok. Batılı liderler, halkın beklentilerini düşük tutmak için şimdiden hassas bir dönüş yapmaya başladı. Eski Başkan Barack Obama geçen hafta yaptığı bir konuşmada “bu savaşın bitmekten çok uzak olduğu” uyarısında bulundu: “Maliyetler artmaya devam edecek”. Batı’nın Putin’in savaşını iktisadî yaptırımlarla hızlı bir şekilde sona erdirme hayali solmaya başladığında, savaş giderek Putin’in avantajlı olduğu bir savaş alanında –ABD’nin benzin pompalarında ve marketlerde– verilecek.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.