Seçim sonuçları doğru tartışılmalı

Forum Haberleri —

Evet mührü

Evet mührü

  • Önce koşullar doğru ele alınmalı. Ondan sonra HDP, Emek ve Özgürlük İttifakı, CHP ve Millet İttifakı eleştirilmeli, değerlendirilmeli. Bu koşullar biliniyordu. Bu koşullarda seçime girdiler. Buna rağmen daha iyi bir sonuç alınabilir miydi? Bunu tartışmak doğru ve yerinde olur.

ZEKİ AKIL

Seçimlerin bitmesinden sonra sonuçları üzerinde yoğun tartışmalar başladı. Seçim kampanyasında yalan, kara propaganda eksenli Erdoğan muhalefete saldırdı. Algı yarattı; CHP, HDP ve PKK ortaklaştırıldı. Kampanyanın temeli Kürt düşmanlığı ve demokrasi karşıtlığı üzerinden yürütüldü. Muhalefet de bir biçimde bu tuzağa düştü ve savunmaya geçti. Şimdi de ‘’Erdoğan kazandı, Kılıçdaroğlu, muhalefet kaybetti’’ eksenli bir kampanya başlattılar. Ne yazık ki, muhalefet ve bazı demokratik çevreler yine İktidarın oyununa geliyorlar. Bu temelde tartışmak doğru değildir. Böyle ele alınması hem Erdoğan’ın seçimi çalmasını perdeliyor, onu meşrulaştırıyor hem de muhalefeti içten uğraştırmaya, iç çelişkilerini ağırlaştırmaya yarıyor.          

Erdoğan seçimleri kazanmadı. Erdoğan devletin bütün olanaklarını kullandı. Tehdit, yalan ve saldırılar altında seçimleri çaldı. Muhalefet de dahil herkes Erdoğan’ın seçimi almak için her şeyi yapacağını, her kötülüğe başvuracağını söylüyordu, bunu bekliyordu. Ayrıca muhalefet en büyük hatayı anayasaya aykırı olmasına rağmen Erdoğan’ın üçüncü defa aday olmasını kabul etmekle yaptı. Seçimin geçerli ve meşru olması için partilerin eşit ve adil koşullarda yarışması gerekir. Kimse yapılan seçimlerin adil ve eşit koşullarda olduğunu söyleyemez. Oyların çalınması, hileler işin cabası. Eşit şartlarda yarış veya seçim olmuş gibi Erdoğan kazandı, muhalefet kaybetti tartışması Erdoğan’ın istediği ve yönlendirdiği bir tartışmadır. Bu oyuna gelmemek gerekir.

HDP ve Kürt halkının duruşunu ayrı ele almak gerek. HDP’nin hemen hemen bütün yöneticileri ve deneyimli kadrolarının hepsi tutukludur ya da yurtdışına çıkma zorunda kalmış. Seçim günlerinde bile kapsamlı operasyonlara maruz kaldılar. Bölgede gazeteci, avukat, sanatçı bırakmak istemediler. Devletin askeri, emniyeti, bürokrasisi, haini, işbirlikçisi hareket halindeydi. Basında linçe maruz kaldılar. Yasal bir parti, milyonların desteğini almış gibi değil de Türkiye’yi yıkmaya çalışan, düşman güçler olarak sundular.

Önce koşullar doğru ele alınmalı. Ondan sonra HDP, Emek ve Özgürlük İttifakı, CHP ve Millet İttifakı eleştirilmeli, değerlendirilmeli. Bu koşullar biliniyordu. Bu koşullarda seçime girdiler. Buna rağmen daha iyi bir sonuç alınabilir miydi? Bunu tartışmak doğru ve yerinde olur. Yoksa HDP dahil muhalefet partileri tartışmaları doğru yapmaz, yönlendirmeye ve moral bozukluğuna giderse sonuç savrulmaya ve daha da zayıflamaya yol açar. Eksiklik ve hataları belirlemek, gerekli değişikliğe gitmek güçlendirir. Ayrıca yakında yerel yönetim seçimleri yapılacak. Erdoğan şimdiden hazırlanıyor. Özellikle büyük şehirleri almak için her şeyi yapacak. İstanbul’u yitirmeleri onlarda kırılma yarattı. Erdoğan bütün kuralsızlıklara ve yasa tanımazlığına rağmen ancak yüzde elli iki ile başta kalabildi. Başa baş bir sonuç ortaya çıktı. Bu sonucu anlamsızlaştırmamak ve küçümsememek gerek.

HDP seçim sürecine boynunda idam ipiyle geldi. Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılabilirdi. Bahçeli sürekli mahkemeye fırça atıyor ve kapatılması için direktif veriyordu. Üç yüz kadrosuna siyaset yasağı isteniyordu. Bu çıkmazı aşmak için Yeşil Sol Parti adına seçime gitme kararı aldılar. Her şeye rağmen Emek ve Özgürlük İttifakı kuruldu. Bu güçlerin hepsi de az çok deneyimli insanlardan oluşuyordu. Güçlerini ve enerjilerini iyi örgütler ve sahada aktif bir çalışma yürütselerdi kesinlikle daha fazla etkili olur ve daha iyi bir sonuç alabilirlerdi. Bütün tehditlere, tutuklama ve psikolojik savaşa rağmen bilinçli ve direngen bir kitleleri vardı. Sol ve demokratik çevrelerle neden ittifak yapıldı diye bazı çevreler çekiştiriyor. Sorunu az veya çok milletvekili çıkarma çerçevesinde ele alıyorlar. Bu bakış yanlıştır. Tersine Emek ve Özgürlük İttifakı daha fazla güçlendirilmeli ve katılmayan kesimleri de katmak için çalışılmalıdır. Faşizme karşı ancak demokratik bir cephe kurulursa sonuç alınır. Ayrıca Kürt halkının dışlanmasını ve ötekileştirilmesini Türk egemenleri ve faşistleri istiyor. Türkiye emekçilerinin ve Kürt halkının çıkarı da ortaklaşmak ve faşist önyargıları yıkmaktan geçiyor.

Erdoğan’ı her şeye rağmen aşma olanağı vardı. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle Türkiye ileriye gitmedi. Hiçbir sorunu çözülmedi. Kürt sorunu tamamıyla savaşa ve imhaya indirgendi. Ekonomi dibe vurdu. Adalet ve demokrasi katledildi. Basın faşizmin vurucu gücü haline getirildi. 21 yıl sonra bu hükümet halka ne verecek? Zaten söyleyecekleri yalanları bile kalmamıştı. Onun için montaj videolara ve kara propagandaya muhtaç hale geldiler. Sistem her yönüyle çürümüş. Şimdi çıkarılacak derslerle iyi bir hamle yapılırsa yıkılıp gidecekler.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.