Şengalliler bir daha kurban olur mu?

Meral ÇİÇEK yazdı —

  • Şu çok açık ki Şengal sorunu ancak öz yönetim ile çözülür. Bunun da olabilmesi için öncelikle geçmişle yüzleşme şart. Soykırımın hesabı verilmeden, sorumlular yargılanmadan, hakikat açığa çıkarılmadan Şengal sorunu çözülmez

Önder Apo’ya yönelik 9 Ekim komplosunun 22. yıldönümünde KDP yöneticileri, Irak hükümeti ve BM’nin Irak temsilciliğinin Twitter hesaplarından Şengal konusunda ‘tarihi’ bir anlaşmaya varıldığı ‘müjdesi’ verildi! Onları kısa süre sonra ABD ve TC hükümetleri de izledi. Herkes anlaşmayı kutluyordu, ancak kimse anlaşmanın içeriği konusunda bilgi vermiyordu. Bir gün sonra anlaşmanın içeriği de basına yansıdı. Özet olarak: Yeni bir kaymakam belirlenecek, diğer idari pozisyonlar kaymakam seçildikten sonra ortak bir komite tarafından tayin edilecek, Federal Irak Polisi, Ulusal Güvenlik ve İstihbarat güçleri dışındaki silahlı güçler Şengal’den çıkarılacak, 2 bin 500 kişilik yerel güvenlik gücü oluşturulacak, PKK’nin ve bağlı güçlerin Şengal’deki varlığı ve etkisi sona erdirilecek, yeniden inşa için Bağdat ile Hewlêr arasında ortak komite oluşturulacak.
Güya bu anlaşma, ‘aylar süren görüşme ve müzakereler sonucu’ sağlanabilmiş! Oysa ki bu ‘anlaşma’, ABD yönetiminin Ağustos sonunda Irak, TC ve KDP’nin Şengal’in “PKK de dahil silahlı milislerden temizlenmesi” ve “sivil bir idarenin” kurulması için ortak çalışması gerektiği yöndeki çağrısından sonra sağlandı. Yani anlaşmanın ayrıntılarını hazırlayan ABD’nin kendisi oldu, BM de gereken desteği sağladı. Zaten dikkat edilirse anlaşmayı destekleyen açıklamalar yapan güçler olarak KDP, Irak, TC, ABD ve BM aynı zamanda bu anlaşmanın doğrudan ve dolaylı taraflarını oluşturuyor.
Anlaşmanın maalesef öznesini değil de nesnesini oluşturan Şengalliler ise tepkili. Çok sayıda Êzîdî kurum ve kuruluş, Şengal halkının iradesini tanımayan bir anlaşmayı tanımadıklarını beyan ettiler. Binlerce kişinin katılımıyla Şengal’de protesto yürüyüşü düzenlendi. Şengal gerçeğini yakından bilen uzmanlar anlaşmanın çözümden ziyade yeni çelişki ve çatışmalara gebe olduğu uyarısında bulundu. Uluslararası Kriz Grubu (ICG) bile yeni oluşturulacak yerel güvenlik gücünün YBŞ de dahil mevcut güçleri entegre etmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Bu anlaşmaya dair çok şey söylenebilir, söylenmeli. Öncelikle 6 yıl önce Şengal halkını yüzüstü bırakanlar, onları korumayıp soykırımla yüz yüze bırakanlar bugün bir kez daha Êzîdîleri çıkarlarına kurban etmeyi seçti. Şengal Êzîdîlerine rağmen yapılan bu anlaşma ile Êzîdîlerin iradesini, siyasi temsiliyet ve katılımını önemsemediklerini gösteriyorlar. Dolayısıyla soykırıma rağmen Şengal Êzîdîlerine yaklaşımlarında herhangi bir değişikliğinin olmadığını ortaya koyuyorlar. Şengallilerin büyük emeklerle inşa ettiği öz savunma ve öz yönetim gücünü lağvetme kararını alarak aslında 73. fermanın devamını sağlıyorlar.
Bunu yaparken öne sürdükleri gerekçeler ise Şengalliler ile dalga geçmek anlamına geliyor. Zira söz konusu anlaşma ile artık mülteci kamplarındaki Şengallilerin yurtlarına dönme koşullarının sağlandığı öne sürülüyor. Oysa Ocak 2016’dan beri kamplardaki Êzîdîlerin Şengal’e dönmesini engelleyen KDP’nin kendisiydi, bunu İnsan Hakları İzleme örgütü de raporladı. Sadece dönüşleri değil, yeniden inşa için gerekli malzemelerin Duhok yolu üzerinden Şengal’e götürülmesine de KDP engel oldu. Öyleyse bu anlaşma ile KDP, artık Şengal’e dönüşler ve bölgenin yeniden inşası üzerindeki engelleyici tutumunu kaldırmayı mı kabul etmiş oluyor? Ki Neçirvan Barzani, Kürdistan Bölge Başbakanı iken ‘PKK’nin varlığından ötürü’ Şengal’e ambargo uyguladıklarını çok açık bir biçimde ifade etmişti. Peki o zaman Şengal Êzîdîlerini kendi siyasal çıkarlarına kurban eden kimlerdir?
Şu çok açık ki Şengal sorunu ancak öz yönetim ile çözülür. Bunun da olabilmesi için öncelikle geçmişle yüzleşme şart. Soykırımın hesabı verilmeden, sorumlular yargılanmadan, hakikat açığa çıkarılmadan Şengal sorunu çözülmez. Bu gerçeğin ısrarla ifade edilmesi gerekiyor. Zira anlaşmanın tarafları bundan ısrarla kaçınanlardır.
‘Tarihi’ bir anlaşma sağladıklarını iddia eden bölgesel ve uluslararası güçler, bölgedeki çıkarları uğruna bir kez daha Êzîdîleri kurban etmeyi seçtiler. Ancak Şengal Êzîdîleri soykırımdan sonraki mücadele dolu 6 yıllık süreçten sonra bir daha kurban olmayı kabul ederler mi? Hiç sanmıyorum.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.