Sıddık ve Leopar 


Kültür/Sanat Haberleri —

SIDIK VE LEOPAR

SIDIK VE LEOPAR

  • 2019 yılında Hollanda’da düzenlenen IDFA’da En İyi Belgesel Ödülü’nü alan 'Sıddık ve Leopar' isimli belgeselde, Kürdistan'da yıllardan beri görülmeyen Pers leoparın izlerini takip eden Sıddık hikâyesine tanıklık ediyoruz

ZABEL MİRKAN

Pers leoparı, Güney Kürdistan'ın engebeli dağlık arazisinde yaşıyor. En azından Sıddık buna inanıyor. Ekipmanıyla tüm gün dağlarda dolanan Sıddık, leoparın peşinde. Üstelik 25 yıldır. Leoparın varlığına dair bir kanıt bulursa, anavatanının bombalama ve cinayetlerden kurtulacağını düşünüyor. Çünkü leoparın bulunması demek, gezdiği tüm o dağların uluslararası arenada korunma altına alınması demek.
“Sıddık ve Leopar” (Sidik en de panter/Sidik and the Panther) belgeseli Reber Dosky yönetmenliğinde çekilen 2019 yapımı bir film. 2019 yılında 32.si Hollanda’da düzenlenen IDFA’da En İyi Belgesel Ödülü’nü aldı. Reber Dosky geçtiğimiz yıllarda Radyo Kobane (Radio Kobani) adlı eseriyle aynı ödüle layık görülmüş, ayrıca etkinlikte Kobane Nişancısı (The Sniper of Kobani) adlı kısa filmle de yer almıştı.
Belgeselin ana karakteri Sıddık, peşine düştüğü leoparı bulmak için ağaçlara “foto kapan” dediği düzenekleri bağlıyor. Ve leoparı aradığı dağların yakınlarında yaşayan köylülerle bir takım sohbetler gerçekleştiriyor. Sıddık, köylülerin leoparı en son ne zaman gördüklerini sorguluyor. Bu diyaloglar esnasında on yıl önce gördüğünü söyleyen de oluyor, yakın bir geçmişte gördüğünü söyleyen de…

Siyah giyen kadınlar
Sıddık seyyahlığı esnasında ilk olarak Enfal Katliamı’ndan sonra siyah giyen kadınlara denk geliyor. Hatırlayalım, İran-Irak Savaşı'nın 1988 yılında sona ermesiyle beraber, 'Enfal' adı verilerek dini açıdan meşruiyet kazandırmaya çalışılan harekatla, Güney Kürdistan’daki Kürt varlığı sona erdirilmek istenmiş ve toplu infazlar, sürgünler, kaçırılan kadınlar olmuştu. Kara ve hava operasyonlarında katledilenlerin çoğu kadın ve çocuktu. Binlerce kadının tecavüze uğraması, kaçırılıp pazarlarda satılması sonucunda Enfal günlerinden geriye, katliamın ardından siyah giyen kadınlar kalmıştı.
Bir sonraki durağında ise katledilen peşmerge “Mehmet Şaho”nun torunuyla karşılaşıyor. 1975’de dedesinin burada öldürüldüğünü ve mezarının bile olmadığını söylüyor torun. Dedesinin cenazesinin “ibret” olsun diye kentte dolaştırılmasından bahsediyor ve Sıddık’tan, defterine dedesi için de bir şeyler yazmasını istiyor. Sıddık bunun fazlasını yaparak o an sohbet ettikleri yerdeki küçük taşları üst üste diziyor ve yanına bir de çiçek iliştiriyor. Artık dedesinin bir anıt mezarı olduğunu söyleyerek ağlayan torunu uğurluyor.

Bu manzara karın doyurmuyor
Sıddık’ın sohbetlerinde denk geldiği insanlardan biri de okulu bitirdikten sonra iş bulamayan bir genç. Sıddık manzaranın güzelliğinden, böyle bir coğrafyanın dünyanın hiçbir yerinde olmadığından bahsederken genç erkek şöyle diyor: “Ama bu manzara karın doyurmuyor.” Yurt dışındaki imkânlardan faydalanmak istediğini söyleyen gence Sıddık bir Kürt atasözüyle karşılık veriyor: “Bitki sadece doğduğu toprakta yaşar.” Yurt dışında itibarının azalacağını ve bu söylediklerini bir düşünmesi gerektiğini söyleyerek genci gideceği yere bırakıyor.
Belgeselin sonunda ortaya çıkan genç kadın akademisyen, öğrencilerine bir leoparın bulunduğundan bahsettiği görüntülerle başlıyor dersine. Ve ekliyor: “Ortadoğu’da sürekli insanlar ölürken, hayvanların yaşamasının ne önemi var diyenleriniz olacaktır mutlaka. Ama bu leopar, bizim için barış umudu demek.”

Leopar, hafıza ve barış
Bir metafor olarak kullanılan leopar, Kürtlerin dört parçada da öldürülmemeye, yaşama dair umutlarını ve hasretlerini dile getiren bir araç muhakkak. Sıddık’ın leoparın varlığını ispat etmeye yönelik umudu, leopara ulaşmak için verdiği çaba ise insanda hayranlık uyandıran cinsten. Tam da bu nedenle Sıddık ve Leopar filmi, hafızaya, hatırlamaya, barışa ve Kürtlerin dünya üzerinden silinmek istenen varlığına, verdikleri varlık mücadelesine dair muhteşem bir örnek. Filmin müzikleri Mehmûd Berazî’ye ait.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.