135 günlük direnişin sanatı
Kültür/Sanat Haberleri —

Kobanê resim sergisi
- 1 Kasım Dünya Kobanê Günü’nde Kürt ve Arap 100 ressamı bir araya getiren sergi, Kobanê’nin 135 günlük direnişini tuvallere taşıdı. Sergide yer alan sanatçılardan bazıları doğrudan o direnişin savaşçılarıydı; bazıları ise o direnişin çocukları olarak büyüdü.
ERKAN GÜLBAHÇE
1 Kasım Dünya Kobanê Günü vesilesiyle Kobanê’de açılan resim sergisi, o günün direniş rengini, sesini ve duygusunu bir kez daha yaşattı. Komûna Hunera Bedew a Rojava tarafından hazırlanan “Rengên Şoreşê di Herikînan Axa Xwe” adlı sergi, 100 ressamın emeğiyle şekillendi. Kobanê, Cizîr, Reqa, Derik ve Tabqa kentlerinden gelen sanatçılar, tuvalleriyle bir halkın hafızasını resmetti. Sergide yer alan ressamlar arasında Mihemed Emîn Ebdo, Kolos Silêman, Îsmaîl Ebdo, Welîd Mûrad, Hêvîn Ebdo, Elî Ebdilla ve Zehra Bedewî gibi isimler de yer aldı. Her ressam kendi renkleriyle Kobanê’nin ruhunu, direnişin anlamını ve özgürlüğün estetiğini bu sergide bir araya getirdi. Sergideki sanatçılardan bazıları doğrudan Kobanê direnişinin savaşçılarıydı. Bazıları ise o direnişin çocukları olarak büyüdüler. Her biri, o tarihin bir parçasını, bir duygusunu ya da bir tanıklığını tuvaline taşıdı. Genç ressamların yoğun katılımı, direnişin sadece geçmişte yaşanmadığını, bugün de yeni kuşaklar tarafından sürdürüldüğünü gösteriyor. Serginin tertip komitesinde yer alan ressam Egîd Qamîşlo ile “Rengên Şoreşê di Herikînan Axa Xwe” başlığıyla 100 ressamın ortak emeğiyle şekillenen sergi üzerine konuştuk.
Komünün ilk çalışması
Komûna Hunera Bedew a Rojava olarak yürüttükleri bu çalışmanın resim sanatıyla ilgilenen sanatçıların ortak iradesi ve emeğiyle ortaya çıktığına işaret eden Egîd Qamîşlo sergi hakkında şu bilgileri verdi: “Komün, hem örgütsel hem de sanatsal bir yaşam modeli olarak şekillendi. Amacımız, sanatçılar arasında dayanışmayı geliştirmek, toplumla bağ kurmak ve sanatı devrimin inşa süreciyle buluşturmak. Sergi fikri, 1 Kasım Dünya Kobanê Günü’nün anlamına uygun olarak, Kobanê direnişine atfen geliştirildi. 100 ressamın katıldığı bu sergi, Kobanê’nin tarihsel direnişini sanatsal bir dille görünür kılmak ve halkların özgürlük mücadelesine sanatsal bir cevap üretmek amacıyla düzenlendi. Bu çerçevede hem Kürt hem Arap sanatçılar yer aldı. Ayrıca Süryani, Ermeni ve Türkmen ressamların da komünün ilerleyen dönemlerinde yerlerini almaları hedefleniyor. Komün, henüz resmi olarak iki aylık bir oluşum olsa da bu sergiyle ilk somut pratiğini Kobanê’de hayata geçirdi.
Devrimin renkleri
1 Kasım Dünya Kobanê Günü’nde düzenlenen bu sergiyle vermek istediğimiz temel mesaj, Kobanê direnişinin yalnızca bir askeri zafer değil, aynı zamanda bir halkın varoluş, özgürlük ve direniş bilincinin sanata yansıması olduğudur. Bu sergi, tarihe kazınan 135 günlük direnişi sanatsal bir dille yeniden hatırlatmak ve o ruhu bugünün toplumsal mücadelesine taşımak amacıyla hazırlandı. Serginin genel teması Kobanê direnişi. Tüm ressamlar, bu direnişin anlam ve önemini anlatan, halkların dayanışmasını, kadınların öncülüğünü ve özgürlük mücadelesini yansıtan eserler ürettiler. Çerçeve olarak da devrimin renkleri, Kobanê’nin direnişine ve Rojava Devrimi’nin ruhuna dönüşü simgeliyor. Farklı halklardan sanatçıların bir araya gelmesiyle, ortak bir sanat dili ve komünal bir ruhun vücut bulduğu bir sergi ortaya çıktı.”
100 Kürt ve Arap ressam
Rojava’nın farklı kentlerinden ve Kuzey ile Doğu Suriye’nin çeşitli bölgelerinden gelen 100 Kürt ve Arap ressamın sergiye katıldığını belirten Egîd Qamîşlo şunları aktardı: ''Eserler, Resim Komünü tarafından oluşturulan seçici kurulun değerlendirmesiyle belirlendi. Kurul üyeleri, komün bünyesinde görevlendirildi ve seçim süreci kolektif biçimde yürütüldü. Çalışmalar, 1 Kasım Dünya Kobanê Günü’nün anlamına uygun biçimde 'Kobanê Devrimi ve Kobanê Direnişi' teması etrafında toplandı. Resimler seçilirken özellikle Kobanê direnişine atıfta bulunan, direniş ruhunu ve Kobanê’de yaşanan süreci betimleyen eserler tercih edildi. Bu savaş sürecinde halkın yaşadığı acıyı, direnci ve umut arayışını yansıtan portreler sergide önemli bir yer tuttu. Seçimlerde politik mesajla estetik değerin birbirini tamamlamasına özen gösterildi. Amaç, ideolojik duruşu doğrudan yansıtan, fakat aynı zamanda sanatın özgün estetik gücünü de koruyan bir bütünlük yaratmaktı. Yerel kimlik, kullanılan semboller, renkler ve kompozisyonlarda kendini gösterdi; böylece hem halkın hafızası hem de sanatın dili ortak bir zeminde buluştu.
Serginin üç teması
Serginin genel kurgusu, Kobanê direnişinin temel dinamikleri olan “direniş”, “yeniden doğuş” ve “kadınların öncülüğü” üzerine inşa edildi. Tüm eserlerin 1 Kasım Dünya Kobanê Günü’nün anlamına uygun biçimde bu üç temayı merkezine aldığını ifade eden Egîd Qamişlo, “Direniş, hem halkın hem sanatçının iradesini temsil eden bir eksen olarak işlendi. Yeniden doğuş ise yıkılmış bir kentin yeniden ayağa kalkışını, umudu ve sürekliliği simgeledi. Kadınların mücadelesi ise serginin en güçlü damarlarından birini oluşturdu. Çünkü Kobanê direnişinin ruhunu taşıyan kadın çizgisi, hem askeri hem toplumsal hem de sanatsal alanda belirleyici bir rol oynadı. Arîn Mirkan, Viyan, Zehra ve Reyvan gibi kadınların iradesi, sanatçılara ilham verdi. Bu ruh, tuvallere sadece bir figür olarak değil, özgürlüğün estetik biçimi olarak yansıdı. Dolayısıyla sergi, direnişin tarihini yeniden canlandırırken, aynı zamanda kadınların yarattığı özgürlük çizgisini de görünür kılıyor. Her eser, bu üç temanın kesiştiği noktada Kobanê’nin dirilişini anlatıyor’’ şeklinde konuştu.
Diğer kantonlara da taşınacak
Serginin 1 Kasım Dünya Kobanê Günü kapsamında Kobanê kentinde açıldığını söyleyen Egîd Qamişlo, mekân olarak da direnişin simgesel değeri nedeniyle Kobanê’nin merkezinde yer alan bir alanın seçildiğine dikkat çekerek şunları belirtti: ''Bu tercih, sanatın doğrudan halkla buluşması, yani sanatın yeniden yaşamın içine taşınması fikrini yansıtıyor. Serginin hedef kitlesi yalnızca sanatçılar ya da kültür çevreleri değil. Kobanê halkı başta olmak üzere tüm Rojava kantonlarından, farklı kimlik ve halklardan insanlara ulaşmak istiyoruz. Uzun vadede bu sergiyi sadece Kobanê’de sınırlı tutmayıp, diğer kantonlarda da taşınabilir bir formda sürdürmeyi amaçlıyoruz. Böylece sanat, kentler arasında dolaşan bir özgürlük dili haline gelecek.’’















