Silaha var ama çadıra yok

HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar

HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar

  • Milyarlarca lira bağış toplandı ama yaraların sarılması için kullanılmıyor. Kullanılsaydı insanlar içme suyu, çadır, battaniye, kuru gıda, hijyen malzemesi diye seslerini duyurmaya çalışır mıydı? Gıdadan ilaca, sudan ısınmaya varıncaya kadar karşılanması gereken temel ihtiyaçlar aciliyetini koruyor.
  • Toplanan 116 milyar lira nerede? Depremzedelerin kira giderlerinin tamamını karşılayacak kaynak hem bütçede var hem de toplanan yardımlar bunun için kullanılabilir. Savaş harcamalarını durdurursanız o kaynak depremzedelerin yaralarını fazlasıyla sarmaya yeter de artar bile.
  • Silah var ama çadır yok. Mermi var ama konteyner yok. Bomba var ama gıda yok. İşte bu politika, kaynakları ve yaşamı yok ediyor. Tüm depremzede yurttaşlarımız bilsin. Kaynak var! Bu ülkenin kaynakları bütün yaraları sarmaya ve yeni bir inşaya yeter ama insan için kullanılmıyor.
  • Sömürü ve talan, rant ve savaş düzenidir sebep olan. Faturasını ekonomik krizle boğuşan emekçilere, yoksul halka çıkarmak yerine; 5’li çeteden, yandaş müteahhitlerden, vergi cennetlerine kaçırdığınız milyar dolardan karşılayın. Faiz lobilerine ve yüzde 500 kar eden bankalara yükleyin.

HDP Eşbaşkanı Sancar: Tek bir insanımızı dahi bu rant, talan ve savaş iktidarına kurban etmeyeceğiz

Seçimleri de yeni bir başlangıcın miladı haline getirmeye kararlı olduklarını belirten HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar, “Birlikte yürüyeceğiz ve bu düzeni bu iktidarla birlikte mutlaka değiştireceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” dedi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı Mithat Sancar, partisinin dün Grup Toplantısı'nda konuştu. 8 Mart’taki büyük dayanışma bayrağının, şimdi yerini Newroz’a bıraktığını belirten Sancar, "Binlerce yıldır dirilişin, yeniden doğuşun ve birliğin sembolü olarak kutlanan Newroz’u, bu yıl ağır bir yıkımın ve derin acıların gölgesinde karşılıyoruz. Newroz yeni bir geleceğin, eşit yaşamın, barışın, adaletin, demokrasinin inşası için hem tarihselliğiyle hem de güncelliğiyle çok önemli yere oturmaktadır. Milyonların Newroz buluşması meydanların ortaya koyacağı halklar ittifakı, ortak bir gelecek için mücadele sözleşmesidir. Newroz; zalimlik, kötülük, adaletsizlik, yıkım üreten bu çürümüş düzeni değiştirme kararlılığının günü olacaktır. Newroz savaş politikalarıyla, tecritle, ret ve inkarla, bu kadar coğrafyanın halklarına acı ve gözyaşından başka bir şey yaşatmayan bu talan düzenini değiştirme; barışı, huzuru, adaleti, demokrasiyi inşa etme mücadelesinin meydanlardaki kararlılığı olacaktır. Bu vesileyle tüm halklarımızı tüm renkleri, inançları, kadınları, gençleri, emekçileri, Newroz meydanlarında buluşmaya, dayanışmaya ve ortak mücadeleyi büyütmeye çağırıyorum. Newroz’da gerçekleşecek büyük buluşma 1 Mayıs’a akacak, 14 Mayıs’ta da en güçlü değişim ruhuna ve umuduna dönüşecektir. Her der Newroz, her dem azadî” dedi.

Tek bir yönetici sorumluluk üstlenmedi

Depremin üzerinden 37 gün geçmesine rağmen hem dayanışmayı hem de hesap sorma iradesini büyütmeye devam ettiklerini kaydeden Sancar, şöyle devam etti: “Tek bir istifanın dahi olmaması, aynı yanlışları aynı eksiklikleri, aynı beceriksizlikleri, aynı kötülükleri devam ettirme ısrarıdır. Ortada resmi rakamlara göre 50 bine yakın, gerçekte ise bunun çok daha fazlası can kaybı var. Milyonlarca insan göç etmek zorunda kaldı. Yüz binlerce insan deprem bölgesinde zor şartlar altında insani yaşam koşullarından uzak bir hayat mücadelesi vermektedir. En tepeden en aşağıya kadar tek bir yönetici sorumluluk üstlenerek istifa etmedi. Milyarlarca lira bağış toplandı ama bu paralar yaraların sarılması için kullanılmıyor. Kullanılsaydı insanlar içme suyu, çadır, battaniye, kuru gıda, hijyen malzemesi diye seslerini duyurmaya çalışır mıydı? Deprem bölgesinde çadır ihtiyacı tam olarak karşılanmış değil. Konteyner evler çok acil ihtiyaç olarak durmaktadır. Gıdadan ilaca, sudan hijyene ve ısınmaya varıncaya kadar karşılanması gereken temel ihtiyaçlar aciliyetini korumaya devam ediyor. İhtiyaçlar bu denli artarken, toplanan paralar nerede? İktidardan bunun hesabını sormak zorundayız. Bu bizim kaybettiğimiz canlara, acısı derin milyonlarca insanımıza ve tüm topluma karşı sorumluluğumuzdur.”

116 milyar lira nerede?

İktidarın başlattığı yardım kampanyasında toplanan 116 milyar liranın akıbetini soran Sancar, “Başka kentlere göç eden depremzedeler büyük bir kira kriziyle karşı karşıya bırakıldı. İktidarın lütuf gibi sunduğu kira yardımı ile ancak tek seferlik bir market alışverişi bile yapılamıyor. Şova dönüştürülen yardım kampanyasında toplanan 116 milyar lira nerede? Depremzedelerin kira giderlerini tamamını karşılayacak kaynak hem bütçede var hem de toplanan yardımlar bunun için kullanılabilir. Savaş harcamalarını durdurursanız o kaynak depremzedelerin yaralarını fazlasıyla sarmaya yeter de artar bile” şeklinde konuştu.

Bomba var, gıda yok

Türkiye’nin silah ihracatının arttığına dair uluslararası raporlar yayımlandığını hatırlatan Sancar, şunları söyledi: "Türkiye silah ticaretinde ve ihracatında önemli ülkeler arasında yer alıyor. Silah var ama çadır yok. Mermi var ama konteyner yok. Bomba var ama gıda yok. İşte bu politika, kaynakları ve yaşamı yok ediyor. Tüm depremzede yurttaşlarımız bilsin. Kaynak var! Bu ülkenin kaynakları bütün yaraları sarmaya ve yeni bir inşaya yeter ama kentlerin sağlam kurulması ve sağlıklı barınma ihtiyaçları için kullanılmıyor. Evsiz barksız kalan, vicdansızca artırılan kiralar karşısında çaresiz bırakılan depremzedelerin yaşadığı sorunların sorumlusu elbette bu iktidarın kendisidir.

Önce verginin hesabını ver

Bu uyanık iktidar giderayak ‘afet yeniden imar fonu’ adı altında bir fon ile giderleri yine emekçi yoksul halkın sırtına yükleme arayışındadır. Soruyoruz; 21 yıldır topladığınız 38 milyar doları bulan deprem vergisini nereye harcadınız? Önce bunun hesabını verin. Hesap vermekten kaçamayacaksınız. Bütün bu talanın üstünü örtemeyeceksiniz. Buna izin vermeyeceğiz. Sebep oldukları felaketlerin faturasını ekonomik krizle boğuşan emekçilere, yoksul halka çıkarmak yerine; 5’li çeteden, yandaş müteahhitlerden, vergi cennetlerine kaçırdığınız milyar dolardan karşılayın. Faiz lobilerine ve yüzde 500 kar eden bankalara bu maliyetleri yükleyin. Karlar bir avuç sermayedara, fatura bütün yoksullara çıkarılıyor. İşte bu düzenin temeli tam da budur. Bizim 'değiştireceğiz' dediğimiz anlayış da politikalar da tam burada düğümleniyor. Sömürü ve talan, rant ve savaş düzeni bu yıkımların sebebidir. Bu düzeni değiştireceğiz. Bu düzeninin sorumlularından mutlaka hesap soracağız.

İnsanımızı kurban etmeyeceğiz

Hiç bir insanımız en zor günlerde çadır satarak asrın yüzsüzlüğünü yapan Kızılay’a da liyakatsiz, bütçesiz, personelsiz AFAD yönetimine ve zihniyetine de, yardımları engelleyen iktidar kurumlarına da, en nihayetinde felaketin asıl sorumlusu olan AKP-MHP iktidarının politikalarına ve Saray’da oturan AKP Genel Başkanına mahkum değildir. Tek bir insanımızı dahi bu beton, rant, talan ve savaş iktidarına kurban etmeyeceğiz.” ANKARA

 

*****

Hep birlikte kurtaracağız

Seçime iki aydan az bir süre kaldığını hatırlatan Sancar, “85 milyonun geleceğini kendi rant hırsı ve isteklerine bağlayan bu iktidar düzeninden ülkeyi hep birlikte kurtaracağız. Kentlerimizi yine orada yaşayanlarla beraber insanca barınma koşulları içinde yeniden inşa edeceğiz. Dayanışmada başardığımız gibi, özgür, eşit, çoğulcu bir demokrasi ile beraber yeni yaşam alanlarını da inşa edeceğiz. Buna kararlıyız, buna gücümüz yeter, birikimimiz yeter, irademiz güçlü, kararlılığımız sağlamdır. Birlikte yürüyeceğiz ve bu düzeni bu iktidarla birlikte mutlaka değiştireceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” dedi.  

Seçim sürecine dönük hazırlıklarının hızla devam ettiğini belirten Sancar, “Ne demiştik geçen gün, seçim tarihinin ilan edildiği gün biz hazırız. HDP’nin durduğu nokta, savunduğu ilkeler ve yeni gelecek iddiası, bugün Türkiye toplumunun da siyasetin de temel gerçeği olmaya devam ediyor. HDP, kurulduğu günden bu yana demokrasi ittifakı ve 3. Yol siyaseti üzerinden var oldu. Demokrasi ittifakı çağrımız hem partimizin çok bileşenli yapısı dolayısıyla Emek ve Özgürlük İttifakı’na da evrilmiş hem de bu çabamız toplumsal ve siyasal olarak büyük karşılık görmüştür. Esasen attığımız her adımda ülkenin demokratik geleceğine bir tuğla koyarak ilerledik. 3. Yol çizgimiz, her zaman bizi geleceğe daha iyi bir şekilde taşıdı. Taşımaya da devam edecektir” şeklinde konuştu.

Her türlü çabaya devam

14 Mayıs seçimlerine en geniş demokrasi ittifakı ile girmek için her türlü çabayı harcamaya devam ettiklerini vurgğulayan Sancar, şöyle devam etti: "Emek ve Özgürlük İttifakı, kurdistani İttifak ve diğer bütün toplumsal demokrasi güçleriyle kuracağımız birliktelik, bizim değişim gücümüzün temel kaynağıdır. Kendi öz gücümüze ve halkımızın güvenine sonuna kadar inanıyoruz. Bu güçle seçimleri de yeni bir başlangıcın miladı haline getirmeye kararlıyız. Bu zamana kadar tüm ittifakları sokaklarda, mücadele alanlarında, fabrikalarda, toprağını savunan köylülerin yanında, 8 Mart’larda, Newroz’larda, 1 Mayıs’larda inşa ettik. İşte bizi farklı kılan da budur.

Seçimlerin önemi

Tarihin derinliklerinden gelen mücadele birikimimiz sayesinde bedel ödeyerek, halkımızın demokratik ve özgürlük bir ülkede yaşama isteğini kendimize rehber edindik. Bize saldıranlar, bizi yok saymaya yeltenenler bilsin ki; bu toprakların en köklü mücadele deneyimine sahip olan biziz ve bu ülkeyi değiştirecek olan güç de bizim bu birikimden aldığımız büyük destek ve umuttur. Halkımızın her şart altında bize verdiği destek, halkımıza karşı borcumuzdur. Halkımıza karşı sorumluluğumuz her destekle birlikte artmaktadır. Bu ülkenin bütün halklarını eşit, özgür, demokratik bir düzende yaşatmak da bizim boynumuzun borcu, tarihsel görevimiz ve sorumluluğumuzdur. Önümüzdeki seçimin önemini anlatmaya gerek yok. Freni patlamış bir kamyon gibi yol aşağı giden bu iktidarın kendisiyle birlikte ülkeyi de uçuruma sürüklemesine izin vermeyeceğiz. 

Daha da yol almalıyız

En güçlü demokrasi birlikteliği, en güçlü mücadele ortaklığını yaratma çalışmalarında çok yol aldık, daha da yol almamız gerekiyor. Biz sorumluluklarımızın farkındayız ve değişimi, dönüşümü, yeni başlangıcı da ancak kendi öz gücümüzle başarabileceğimizin farkındayız. Politikalarımızı da buna göre inşa ediyoruz, stratejilerimizi de buna göre kuruyoruz. Ülkenin önünü açmak, Newroz meşalesiyle yolumuzu aydınlatmak bizim görevimiz, inşa ise bizim işimizdir. O nedenle bu seçimlerden en güçlü, en çoğulcu temsiliyetle çıkmak zorundayız. Eğer yeni bir ülke, yeni bir yaşam kurmak istiyorsak parlamentoya ve demokratik siyasete en büyük desteği yaratma mecburiyetindeyiz. Bunu da yapmak için yeterince kaynağımız, yeterince umudumuz, yeterince gücümüz var.

Halka karşı sorumluluk

Demokratik, özgürlükçü, katılımcı, denetlenebilir, hesap veren, yerel yönetimleri güçlendirilmiş bir sistemi inşa etmemiz, ikinci yüzyılında cumhuriyeti, demokrasiyle buluşturabilmemiz için şarttır. İşte biz bu hedefle yürüyüşümüzü sürdürüyoruz. Sorunlarımızın çözümünü kişilere veya liderlere dayanan bir yönetim anlayışıyla değil, güven veren, hakları anayasal güvence altına alan, eşit yurttaşlık ilkesine dayanan güçlü bir demokratik sistemin yaratılması gerekiyor. Biz bunun farkındayız. Bu nedenle önümüzdeki seçimler, baştan sona yeni bir düzenin ve sistemin kurulması için büyük bir imkan sunuyor. Yeninin kurulması konusunda demokratik ilkeler etrafında diyalog ve işbirliği, görüşme her defasında ilan ettiğimiz yöntemdir. Aynı tutumuz devam ediyor. Bu ülkenin temel ihtiyacı ortak bir geleceğin demokratik temeller üstüne barış içinde kurulmasıdır. Bu ilkeler etrafında birlikte hareket etmek, yeni bir gelecek hedefindeki herkesin halka ve tarihe karşı ortak sorumluluğudur. Bizler sorumluluğumuzun bilincindeyiz, herkesin de her kesimin de aynı sorumlulukla davranmasını bekliyoruz. Demokratik dönüşümün ve büyük barışın güvencesi biziz biz buradayız, hep birlikte başaracağız. Hiç birimizin şüphesi olmasın.” ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.