Siz dönene kadar her mevsim sonbahar...

Kürdün çözüm talebine, özgürlük istemine, onurlu yaşam hakkına verilen yanıt işte bu. Sadece 17 gün içinde 35 Kürt katledilirken; 57’si de farklı gerekçelerle tutuklanıp, fiziken derdest ediliyor. Tarihi, tek tek ya da toplu katliamlarla ve bu katliamlara karşı özgüçleriyle sergiledikleri direnişle dolu bu halka reva görülen, işte bu! Nerdeyse dört kuşağın aynı anda Türkiye cezaevlerinde tutulduğu bir dönemde, yüreği barış ve adalet için çarpan herkesin nefeslerini tutup, İmralı’yla başlatılan görüşmelerden gelecek haberleri umut içinde beklediği böylesi bir süreçte, bu halkın kadınlarına, gençlerine, evlatlarına yapılanlarına bakın!
Özgürlük hareketinin 40 yıllık emekçisi, yılmayanı, adanmışı Sakine ile kendisinden sonraki iki kuşaktan üç kadının Amed’e yolculuklarının başladığı şu saatlerde, Malatya morgunda da 14 naaş bekliyor. İçlerinden biri de, minicik elleriyle zafer işareti yaparken 16 yaşında tutuklanıp Pozantı Cezaevine yollanan Metin Baran… Kendisiyle birlikte yüreğimin yarısını da toprağa gömdüğüm Mazlum’umun arkadaşı Metin Baran… Meğerse dün itibariyle 7’si de eklenmiş bu kervana.
Mesaj şu: “ben senin 40 yıllık mücadele tarihine sıkıyorum bu kurşunları. Kürt halkının 40 yıllık hafızası olan Sakine’nin şahsında, tüm tarihindir benim hedefim”. Gerçekten de Paris’deki üç fidana sıkılan kurşunlar; aynı zamanda Kürt kadının özgürlük talebinedir; 40 yıl önce başlayan özgürlük yürüyüşünedir; onun öncülerinedir, önderliğinedir. Kürt kadınları, bugün yaşamın her alanında, bu seviyeye, bu güce geldiyse isimli ve isimsiz kadın kahramanları sayesindedir. Bu söylediklerim, öylesine söylenmiş, öylesine yazılmış şeyler değildir. Bu emeğe, bu fedakarlığa, bu adanmışlığa, yarın ve yarından sonraki her dakika, her saat verilecek cevap, Kürt kadınlarının, bitimsiz çabası ve başarana kadarki azmi olacaktır. 9 Ocak 2013 sonrası, eskisinden daha fazla, onurlu her Kürt kadını, omuzlarında tarihi bir sorumluluk olduğunun bilinciyle, adil bir barış ve demokratik bir çözüm sağlanana kadar, bu yola hasredilmemiş tek bir dakikayı bile yaşanmamış sayacaktır.
Yaşanan bu kadar acıya, toprağa düşen bu kadar Can’a, ödenen bu yüklü bedele karşılık, bu halk özgürlüğüne kavuşana kadar, her mevsim sonbahardır…
Yaz, kış fark etmez, her mevsim sonbahardır.
Tüm meydanlar, alanlar; zamana haykıranlardır.
Amed!
3 kuşaktan, 3 fidanını ağırladın…31. yaşgününde seninle buluşacak Fidan. Rojbuna te piroz be Rojbîn! Dünyanın tüm renkleriyle bezeli kır çiçekleriyle uğurladın onları.
Başın dik, vakur ol!
Katillerin sonsuzluğa kadar sürecek derin bir utancın lanetine kapılsın.
Sense Onlar’ın, bundan sonraki mekanlarına serpilecek topraklarını binlerce yoldaşlarınınkiyle buluştur ki, hep birlikte yıldızlar ülkesinden sana göz kırpsınlar.
Bilmiyorum kaç bininci kez, yüreğimin kaçıncı yarısını gömeceğim…
