Sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz

HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan

HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan

  •  HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, işgal saldırılarına tepki göstererek, Türk devletininin yayılmacı savaş politikasına karşı durmayı sürdüreceklerini söyledi. Erdoğan'ın ‘Bu yapılan operasyondan tek rahatsız olan parti HDP’dir’ sözlerine yanıt veren Buldan, şunların altını çizdi:
  •  "Siz gayet rahat olabilirsiniz, çünkü savaş sizin varlık gerekçenizdir. Savaş politikalarınızdan, cenazelerin gelecek olmasından, topluma ağır bedel ödeyecek olmasından kesinlikle rahatsızlık duyuyoruz. Savaşa karşı çıkarak, barışı savunarak, sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz."

 

HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, iktidarın ayakta kalmak için savaşı sürdürdüğünü belirterek, “Sürekli krizden ve çatışmadan beslenen iktidar, Ortadoğu’ya savaş ihraç ediyor” dedi. 

Buldan, partisinin dünkü Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında, iktidarın, ayakta kalmak için sürdürdüğü savaşın bir diğer ayağının komşu ülke topraklarında olduğunu; Ukrayna savaşı için ‘Savaşın kazananı olmaz’ diyen iktidarın, bir takım emperyal hedeflerle Federe Kürdistan'da yeni bir işgal saldırısı dalgası başlattığını hatırlattı. Uluslararası hukuku yok sayarak, komşu ülkenin topraklarına girerek, o ülkenin iradesini ve egemenlik haklarını yok saymanın, yayılmacılık olduğunu kaydeden Buldan, "Sürekli krizden ve çatışmadan beslenen iktidarın, Irak’a, Suriye’ye, Ortadoğu’ya savaş ihraç ederek, hem bu bölgeyi daha da istikrarsızlaştırmayı hem de Kürt halkı başta olmak üzere tüm bölge halklarının barış içinde ortak geleceğini hedef aldığını biliyor ve görüyoruz. Ne yazık ki bu politikanın bedelini her zamanki gibi yine canıyla ve ekmeğiyle halka ödetecekler. Çatışmacı siyaset Kürt sorununu daha da derinleştirecek ve çıkmaza sürükleyecektir” dedi. 

Kesinlikle rahatsızlık duyuyoruz

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ‘Bu yapılan operasyondan tek rahatsız olan parti HDP’dir’ dediğini anımsatan Buldan, bu sözlerin aynı zamanda savaş politikalarına karşı çıkmayan Türkiye muhalefetinin içine düştüğü durumu da ortaya çıkardığına dikkat çekti. Buldan, özellikle şunu vurgulamak istediğini söyledi: "İktidar olarak siz gayet rahat olabilirsiniz ama biz, savaş politikalarınızdan kesinlikle rahatsızlık duyuyoruz. Sadece biz değil, halk da, bölge halkları da huzursuzluk ve rahatsızlık duyuyor. Siz rahat olabilirsiniz ama biz gençlerin cenazesinin gelecek olmasından kesinlikle rahatsızlık ve üzüntü duyuyoruz. Bölge halklarının huzurunu kaçırmanızdan rahatsızlık duyuyoruz. Toplumun yoksullaşarak ağır bedel ödeyecek olmasından kesinlikle rahatsızlık duyuyoruz. Siz bizim barış politikamızdan rahatsızlık duyuyorsunuz. Bunu görüyor ve biliyoruz ama vazgeçmeyeceğiz. Savaşa karşı çıkarak, barışı güçlü bir biçimde savunarak sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz. Bunu da böyle bilin. Savaş, sizin varlık nedeniniz olabilir ama halklar adına barışı savunmak da bizim varlık gerekçemizdir. Bundan asla geri adım atmayacağız. Sizin çatışmacı siyasetine karşı biz diyalog ve müzakereyi, demokratik çözümü her zaman ve her zeminde savunarak iktidarınızı rahatsız etmeye devam edeceğiz."

Gelin bu savaşa 'dur' diyelim

Tüm topluma, demokratik kamuoyuna, demokrasi güçlerine, sivil toplum örgütlerine, tüm vicdanlı insanlara seslenen Buldan, "Bu ülkeyi yoksullaştıran, soframızdaki ekmeğe göz diken, kamuyu yolsuzluk çukuruna sokan bu adaletsiz ve vicdansız iktidar düzeninden kurtulmanın yolu, kendi iktidarları için başlattıkları savaşa karşı en güçlü şekilde karşı çıkmaktan geçer. Gelin hep birlikte savaş politikalarına da, talan düzenine de karşı çıkalım. Dur diyelim! Savaşsız, sömürüsüz, ortak ve eşit geleceğimiz için, demokrasi, adalet, ekmeğimiz ve alın terimiz için savaş karşıtı ittifakı hep birlikte büyütelim. Şimdi tam da bunun zamanıdır" şeklinde konuştu.  ANKARA

Savaşın oluşturduğu tablo

Savaşın tırmandığı her dönem Türkiye halklarının daha fazla yoksullaştığını kaydeden Buldan, şunları paylaştı:

*  Bu yıl toplanacak toplam vergi tutarı tam 1 trilyon 450 milyar TL’dir. Bu vergilerin savaşa, faize ve ranta harcanacağı gün gibi ortadadır. Geçmiş deneyimler bunu göstermektedir. 

*  Savaş bütçesi, 2015’ten bu yana tam olarak 6 kat artmış durumdadır. 2013-2015 'diyalog süreci' döneminde savunmaya ayrılan tutar, 40 ile 50 milyar lira arasındaydı. 2022'de bu rakam 280 ila 290 milyar TL’dir. 

*  Türkiye bugün dünya milli gelir sıralamasında 23’üncüdür.  Türkiye’nin 16. sırada yer aldığı tek dönem ise 'diyalog süreci'nin yürütüldüğü 2013-2015 yıllarıdır. 

*  Her 100 kişiden 83’ünün alım gücü düştü, her 10 kişiden dördü ailesinin maddi desteğine muhtaç hale geldi.

*  TÜİK’in çarpıttığı rakamlara göre bile her üç çocuktan biri yoksuldur. Milyonlarca çocuk beslenme, sağlık, eğitim gibi temel haklardan mahrumdur. 

*  Toplumun yüzde 74’ü yolsuzlukların arttığını söylemektedir. 

*  Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 6 bin 170 liraya yükseldi. 

*  Öğrenciler barınamıyor, beslenemiyor, hastalar ilaç alamıyor, çiftçiler tarlasını ekemiyor, işçiler evine ekmek götüremiyor, memurlar ayın ortasını dahi getiremiyor. 

*  Atılan her mermi, atılan her bomba, milli gelirin, sofradaki ekmeğin, cepteki paranın daha da küçülmesi demektir. İşsizliğin, açlığın, sefaletin daha fazla büyümesi demektir.

 

Bu düzen böyle gitmez

Bu 1 Mayıs’ta sömürüye, eşitsizliğe ve adaletsizliğe, hayat pahalılığına, işsizliğe, güvencesiz çalışmaya, yoksullaştıran savaş politikalarına karşı ‘bu düzen böyle gitmez birlikte değiştireceğiz’ diyerek alanları doldurma hazırlığı yapıldığını söyleyen Eşbaşkan Buldan, HDP olarak her yıl olduğu gibi bu yıl da yine 1 Mayıs meydanlarında olacaklarını söyledi. 

Bu 1 Mayıs'ın aynı zamanda demokrasi güçlerinin bir araya geleceği ve AKP-MHP iktidarına karşı omuz omuza mücadeleyi en fazla büyüteceği bir gün olacağını kaydeden Buldan, şöyle seslendi: "Bizler bir araya gelerek, ortak mücadelede buluşarak değiştireceğimize inanıyoruz. Buna tüm halklarımızın da inanmasını istiyoruz. Demokrasi ittifakı derken tam da bunu kastediyoruz. Meydanların kardeşliğinden, sokakların özgürlüğünden söz ediyoruz. İktidarı değiştirmenin bir yolu seçim sandığı ise bir yolu da 8 Mart, Newroz ve 1 Mayıs meydanlarından geçmektedir. Tüm emekçileri, yoksulları ezilenleri kısacası hakkını arayan herkesi, 1 Mayıs meydanlarını doldurmaya bir kez daha davet ediyoruz. Orada herkes olmalıdır, çünkü orada herkese yer vardır."­­

 

Türkiye halkı gerçeği görmeli

HDP Eşbaşkanı Buldan, Türkiye halkının şu gerçeği net olarak görmesi gerektiğini vurguladı: "Sizin tercihiniz olmayan bir savaşı, bu iktidar kendi bekası için yine sizin vergilerinizle sürdürmektedir."

Beka algısı 

Buldan, iktidarın hükmünü sürdürmek için toplumsal algıyla oynadığını belirterek, şöyle devam etti:

* Halk aş-iş istiyor, iktidar 'sınır ötesi operasyon başlattık' diye cevap veriyor. 

* Gençler işsiz, umutsuz, iktidar '2053 vizyonunu bekleyin' diyor. 

* Emekliler insanca yaşam istiyor, iktidar 'ülkeyi kimse bölemez' diyor. 

* Üretici, çiftçi perişan, gıda krizi kapıda, iktidar 'Irak'ı Suriye'yi kurtaracağız' diyor. 

* Enflasyon dozer gibi herkesi eziyor, iktidar 'ekonomide en güçlü dönemdeyiz' diyor. 

Suç ve savaş ekonomisi

Ekmek kuyruklarının sebebinin halkın cebinden çalınan paraların ranta ve savaş aktarılması olduğunu; sınır ötesinde tankları yürütürken, sınır içinde de rant gemisinin yürütülmesi olduğunu belirten Buldan, şunları ifade etti: "Sınırların ötesindeki savaş, sınırın içindeki açlık sınırını ve halkın açlıkla olan savaşını büyütmektedir. Tüm bu tablonun mimarı suç ekonomisi inşa eden, yandaş ekonomisini finanse eden ve savaş ekonomisiyle servet kazanan AKP-MHP iktidarıdır! 

Sefalet Türkiye’si yarattılar

Evlere şekerin, lokumun; çocuklara bayramlığın alınamadığı; emeklilerin torunlarına bayram harçlığı veremediği; ulaşım zamları nedeniyle insanların bir birini ziyarete dahi gidemediği bir sefalet Türkiye’si yarattılar. Türkiye halkları, ne yoksulluğa, ne de yoksulluğun temel sebebi olan savaş ve rant politikalarına mecbur. 

Savaşı ve yıkımı durduralım

Newroz’daki büyük halk iradesiyle 1 Mayıs’ın direniş ruhunu birleştirerek; adalet mücadelesiyle ekmek mücadelesini buluşturarak bu savaşı ve ekonomik yıkımı durdurabiliriz. O yüzden alanlarda, fabrikalarda, yaşamın her alanında emek, demokrasi ve adalet mücadelesini büyütmek, hepimizin öncelikli gündemi olmak zorundadır. Birleşerek büyürüz, birleşecek kazanırız!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.